(Mevlana Hazretleri Şems Hazretlerini
anlatıyor)
3870.
A meyhane (Tekkenin) piri (Yaşlı bilgini), hadi, buna şükrane olarak
hırkamı-sarığını rehin al da şarap (Tanrı şarabı)
sun buna.
Hırkayla
sarık da nedir;
Bunları
rehin vermek, himmetin (Çalışmanın-çabalamanın)
aşağılığından değil de nedir?
Benim
meyhaneci padişahımdan can da bir yudumcuktur ancak, cihan da.
Sözü
tam söylerdim, hür süsene (Çiçeğe) dönerdim;
Fakat
gönül kıskandı da sözümün yolunu kesti.
Şükürler
olsun ki a Ay’ın (Karanlıkta kalanları güneşten aldığı
ışığı yansıtarak aydınlatanın) her yanda müşterisi var;
Pazarımın
parlaklığı, tellala hacet (Bağırarak müşteri çekmeye
ihtiyaç) bırakmıyor.
Dedi-kodu
gürültüsüne lüzum yok, tellala muhtaç değiliz;
Benim
Ca’fer-i Tayyar’ım (Savaşırken kollarını kaybetmiş, bu
kollar yerine Allah’ın kanat verdiği kişiyim), hırsız, yankesici Ca’fer
değil.
Padişahıma
bakmaya, güzelimi görmeye ne göz doydu, ne gönül;
Sen
de ( Söyle) şu uyanık gönlüme doyma.
Sakanın
kırbası (Su taşıyanın su kabı), sımsıcak
ciğerimin kanına doydu;
Sudan
başka bir lezzetim, sudan başka bir gönül isteğim yok.
Taşı
kırayım, kırbayı yutayım, denize yüz tutayım (Doğru
gideyim)?
Ne
vaktedek gökyüzü, ahlarım, eyvah-larımın ısısıyla yanacak?
Niceye
bir (Ne zamana kadar) gönlüm, vay gönül, vay
gönül deyip duracak;
Ne
vaktedek ağzım-dudağım, padişahlar padişahının sırlarını söyleyecek?
***
DİVAN-I
KEBİR 3 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN
Hazırlayan:
Abdulbaki GÖLPINARLI
KÜLTÜR
BAKANLIĞI YAYINLARI/1385
***
Neler
öğrendik;
1.
Tanrı şarabının
bir yudumunu içmenin her şeye değer olduğunu, üstümüzde oluşmuş tüm değerleri
bu uğurda harcamamız gerektiğini öğrendik.
2.
Tanrı şarabının
insanı hür kıldığını, toplumun değer verdiklerini bu yolda harcamak gerektiğini
öğrendik.
3.
Mevlana
Hazretlerinin uyanıklık veren sözlerine doymamamız gerektiğini öğrendik.
*
İşte
böyle yaren;
Şems
Hazretlerinin dilinden söylenen Allah’ın sırlarını Mevlana Hazretlerinin
söylediğini öğrendik, anladık.
*
RAVLİ