(Mevlana
Hazretleri tutkulu sevgiyi anlatıyor)
1670.
Can kuşum, aşka doğru uçmazsa kolu-kanadı kopsun, yolunsun.
Aşk,
beni ağlar gördü de güldü;
Dilerim
bütün dünya, o gülüş yüzünden gülüşlerle dolsun.
Lâ’l
(Kırmızı renkli kıymetli taş gibi) dudaklarından
utandı da taşlar bile eridi, su oldu;
Dilerim,
bu utanmalar onun utancından utansın.
Sustum
ben, sözümü
Meyvesini
ancak şarap olgunlaştırır, güzelleştirir;
Dilerim,
artıkça artsın.
Âşıklar
meydanında da sevgili meydanda değil;
Bütün
dünyada böylesine bir aşkı kim görmüştür?
Can
resmine daha bir dudak bile yapmadan yüz binlerce can, dudaklara geldi.
Kâ’be
kavseyn (Hz. Muhammed’in göğe ağmasından sonra Allah’a
iki yay boyu yaklaşması) yüceden bir ok attı da gökyüzü kalkanlarının
hepsini deldi geçti.
Gayb
(Görünmeyen âlem) sevgilisi, eteğini çekmeden (İlgisini kesmeden önce) gönül binlerce mihnetlere (Sıkıntılara), binlerce vuruşlara (Etkilere ve şiddetlere) uğradı.
O,
bir tatlı dudaklının dudağını ısırmadan ayrılık elini kaç kereler ısırdı durdu.
Dudağından
bir dal kamışı dermeden (Kendine bir şey almadan)
onun binlerce nazını-cilvesini derdi (Bir araya getirdi),
devşirdi (Düzgün duruma getirdi) gönül.
***
DİVAN-I
KEBİR 3 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN
Hazırlayan:
Abdulbaki GÖLPINARLI
KÜLTÜR
BAKANLIĞI YAYINLARI/1385
***
Neler
öğrendik;
1.
Aşka doğru
gitmeyenin uykusuzluktan ve yorgunluktan serseme dönmüş davranışlarda
bulunacağını öğrendik.
2.
Aşkın insanı
ağlamadan kurtarıp güldürdüğünü öğrendik.
3.
Sözün değerini
kişinin sarhoş gibi bağ ve bağlantıların etkisinden kurtulmuş halde
söylemesiyle olgun hale geldiğini öğrendik.
4.
Allah’a en
yakınından gelen sözün engellenemeyeceğini, hedeflenen yere ulaşıp istenilen
tesiri yapacağını öğrendik.
*
İşte
böyle yaren;
Şems
Hazretleri konuşmasından önce Allah’ın naz ve cilvesini bir araya getirip
kendine pay çıkarmadan insanı sarhoş edecek sözler söylediğini öğrendik,
anladık.
*
RAVLİ