(Mevlana
Hazretleri ayrılık acısını anlatıyor)
1390.
Nerde kurtuluş?
Sevgi
padişahı, âşıkları kendine doğru çekip duruyor, pek zorlu, pek istekli.
Hiç
biliyor musun?
Rebap
(Telli müzik aleti) ne diyor:
Gözyaşlarıyla,
yanıp kavrulmuş ciğerlerle neler söylüyor?
Diyor
ki:
“
Etinden uzak düşmüş bir deliyim ben, nasıl ağlamayayım, nasıl dertlenmeyeyim
ayrılıktan?”
Tahta
diyor ki:
“
Yemyeşil bir daldım ben, balta kesti, bıçkı deldi beni”
A
padişahla, ayrılık garipleriyiz biz, sonucu düşünüp tapısına varılacak Tanrı’ya
feryat etmedeyiz, duyun feryadımızı.
Önce
Tanrı’dan ayrıldık da şu dünyaya geldik;
Fakat
halden hale, şekilden şekle döne-döne gene ona gidiyoruz biz.
Sesimiz,
kervandaki çana benziyor yahut da buluttan düşen yıldırım sanki.
A
konuk, hiçbir durağa (Geçici kaldığın yere) gönül
verme (Sevip bağlanma);
Çünkü
oradan çekilip ayrılırken yaralanırsın sonra.
Çünkü
erlik suyundan gençlik çağına gelinceye dek çok konaklar aştın.
Pek
(Sağlam) tutma ki kolayca bırakasın;
Hem
kolayca verip gidesin, hem sevap (İyi davranışının
karşılığını iyilik olarak) bulasın.
***
DİVAN-I
KEBİR 3 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN
Hazırlayan:
Abdulbaki GÖLPINARLI
KÜLTÜR
BAKANLIĞI YAYINLARI/1385
***
Neler
öğrendik;
1.
Önce Allah’tan
ayrı sonra da sevgiliden ayrı düşmenin insana acılar verdiğini, feryat
ettirdiğini öğrendik.
2.
Sahip olduğumuz
her ne ise ona bağlanırsak ayrılmamızın zor olacağını öğrendik.
*
İşte
böyle yaren;
Dünyadaki
elimizde sağlamca tuttuğumuz her ne olursa olsun bizi yoldan alıkoyacağını, ilerlememize
engel olacağını öğrendik, anladık.
*
RAVLİ