(Mevlana
Hazretleri tutkulu sevgiyi anlatıyor)
1650.
Gâh (Bazen) gökyüzünden kapılar açıyor;
Gâh
aklı merdiven ediyor.
Gâh
şarap gibi neşe meclisi kuruyor;
Gâh
deniz gibi inciler saçıyor.
Gâh
Ruh-ullah (Hazreti İsa) gibi hekim oluyor;
Gâh
Halil (Allah dostu) gibi ev sahipliği yapıyor.
Beni
hiç mi hiç göremezsin sesini duysa bile dostun aşkına güvenilir âşık;
Suyu
kan olan böylesine bir turfanda (Zamanından önce ürün veren) dostun lütfu (İyiliği), ikinci bir Nuh (Kurtuluş
gemisinin kaptanı) olur.
Ancak
senden yardım dileriz sesini duyar, işitir de lütfeder (Yüce bir kişiden gelen iyilik), kerem (Büyüklüğünün
gereğini yapar) buyurur, yardımcımız olur.
Aşkı
canlara eş olunca canların her kılı, bir sahip-kıran kesilir (Her işte başarı sağlayan, üstünlük elde eden olur).
Görülmemiş
armağanlar getirmiştir;
O
armağanları pay eder durur.
Âşıkların
yolunu kesmeye uğraşan, bilgisizlik (Çevresinde olup
bitenlerin farkında olmayan, sezmeyen, kendi kendinin gözünü bağlayıp körlük)
eder, kaltabanlık eder (Namussuzluk, yalancı, hileci olur).
Demir
gibi ağırcanlılıkta bulunan baş aşağı, tuzlu suya dalar gider.
***
DİVAN-I
KEBİR 3 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN
Hazırlayan:
Abdulbaki GÖLPINARLI
KÜLTÜR
BAKANLIĞI YAYINLARI/1385
***
Neler
öğrendik;
1.
Aşkın zamanından önce olgunlaşma sağlayarak sayısız iyi işler yaptıracak
özelliklere kavuşturduğunu öğrendik.
*
İşte
böyle yaren;
Âşıkların
yolunu kesmeye kalkışanın acılarla yok olacağını öğrendik, anladık.
*
RAVLİ