(Mevlana
Hazretleri Şems Hazretlerini anlatıyor)
1270.
Herkese yabancısın da yalnız onun gamıyla (Tasasıyla,
üzüntüsüyle, kaygısıyla) bildiksin, onun gamıyla, onun gamıyla.
Her
bir zerren, her bir parçan, göklere “Rabbimiz”
sesini salmıştır, “Rabbimiz”, “Rabbimiz”.
Ne
diye gönlün kırık?
Sen
kır-geçir gönülleri, sen kır-geçir, sen kır-geçir.
Nihayet
ey can, her şeyin önüne sonsuz sen, sonsun sen, sonsun.
A
Yusuf, padişahlık mevkiindesin amma sancağın yok, sancağın yok, sancağın.
O
Mevki Kayser’in (Roma imparatorunun) köşküne
çevirdin;
Kimyasın
sen, kimyasın sen, kimyasın.
Sana
nasıl bir eren diyeyim?
Yüz
binlerce erensin sen, yüz binlerce erenler, yüz binlerce.
Her
Huseyn’in haşredildiği yersin eğer şimdi Kerbelâ isen, Kerbelâ isen, Kerbelâ.
A
can, güzel bir sakasın (Can evine su taşıyansın),
güzel bir saka, güzel bir saka;
Fakat
tulumu kapat.
Gönül
buğdaya benziyor, bizse değirmeniz sanki.
Değirmen
nerden bilecek bu dönüş niçin?
***
DİVAN-I
KEBİR 3 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN
Hazırlayan:
Abdulbaki GÖLPINARLI
KÜLTÜR
BAKANLIĞI YAYINLARI/1385
***
Neler
öğrendik;
1.
Mevlana
Hazretlerinin Şems Hazretlerini dost edinince herkese yabancı olmaya
başladığını öğrendik.
2.
Şems Hazretlerinin
her bir parçasının ayrı-ayrı zikir edip Allah’ı andığını öğrendik.
3.
Şems Hazretlerin
ordusu olmayan, sancağı olmayan padişah olduğunu her emrinin yerine
getirildiğini öğrendik.
4.
Şems
Hazretlerinin Allah’a imanda, inançta, bilgide olgunluğa sahip olduğunu
öğrendik.
*
İşte
böyle yaren;
Kendi
etrafımızda döne-döne isteklerimizi parçalayıp gidiyoruz da bunu neden
yaptığımızı bilmediğimizi öğrendik, anladık.
*
RAVLİ