Birisi, toprağı eşeleyen,
eleyen bir adama, senin bir şeyine şaşıyorum dedi;
Bir şey kaybetmediğin halde a
aziz kişi, kaybetmediğin şeyi arıyorsun; asla bulamazsın ki.
Adam, bundan daha şaşılacak
bir şey var dedi; kaybetmediğim şey elime geçmezse,
Pek incinirim; buna şaşmak, öbürüne
şaşmaktan daha fazla olur elbet.
*Ne
bulunabilir, ne kaybedilir; ne susmanın yolu var, ne söylemenin lüzumu.
Bunu söylemekten maksadım da
şu:
Sen yok olur,
ortadan kalkarsan ne bu olursun, ne o; ama ikisi de sensin o vakit.
ŞARK İSLAM KLASİKLERİ
Yaren,
Bu dünyada kendinin olmayacak
mal, mülk, makam Vb. şeyler ararsın.
Zaten yoktu sende hararetle
gayretle arıyorsun, hatta kendi malını kaybetmiş gibi. Hayret!
Daha hayret edilecek bir şey
de sen kendini kaybetmişsin kendini arıyorsun.
Sen kendini ele
geçiremediysen, sahip olamıyorsan, kontrol edemiyorsan, yönlendiremiyorsan,
Öncelikle kendine ait olan
kendini bul.
Yani gözle görünür, elle
tutulur, ne işi yarayacağı bilinen bir hale kendini getirmediysen elle tutulur
bir durumda değilsindir.
Hayret!
Ey yaren bunlar şaşkınların
yaptığı işlerdir.
Şaşkınlar gibi davranma,
verilene sahip çık.
Tanrıyı ara.
Bu arayış yolunda, eskiden
aradığını da bulursun, istediklerine de ulaşırsın.
Ey yaren!
Benliğini yok et, ben
kelimesini ağzına bile alma. Ben varım deme, ben yokum de.
O (Tanrı) var de.
Aklın bunu hemen anlayamaz.
Önce kendini yok sayarsan, Tanrının varlığı baş gösterir.
Bunu zamanla aklın anlar.
Yokluk kelimesinden hemen
ürkme, korkma.
Sen bir zerresin. Senin yokluğun, bütünde var olmak anlamındadır.
Yani sen bir damla su
olduğunu varsay, denize damla olarak düştüğünü varsay.
Söyle et yaren sen nerdesin?
Denizdesin. Adın ne oldu?
Deniz.
Ne iş yaparsın?
Denizin yaptığı işi yaparım.
*
RAVLİ