2 Temmuz 2013 Salı

DERT NEDİR

Bir meczuptan, dert nedir diye sormaları 234

Birisi, bir meczuba, dert nedir, senin derdin nasıl dert diye sordu.

Hani dedi, eli kesilmiş adam el ister ya; işte dert odur;
Yahut da on gün susuz kalmış kişi suya nasıl muhtaç olur;

İşte aynı onun gibi, kişinin Tanrı’yı istemesi, dilemesi derttir.
Bu dert sende yoksa bizde var.

Ey yaşayan, ey yaşayışa aldanan; dert bilmediğin şeye muhtaç olur hani?

Nedir, nasıldır, bilmezsin; sonra da onu istersin; bilmem ki bu nasıl iştir, bu ne biçim sanat?

Ondan başka neyin olursa olsun her şey ızdırapdan, elemden ibarettir; onu dilemelisin onu; başkası hiçtir hiç.

         İLAHİNAME II FERİDEDDİN-İ ATTAR M.E. B.                              
            ŞARK İSLAM KLASİKLERİ                                                

                                      *
Yaren,
Hazreti Mevlana bir hastalığın olsun o da aşk olsun der.

Kendine Tanrı’ya ulaşacağım diye telkin eder ve bunu amaç haline getirirsen artık tek derdin vardır, demektir.

Hayatın yaşayışımıza yüklediği bütün problemleri çok önemsersek yaşantımızı mahvederiz. Yaşam mutluluğumuz kalmaz.

O halde aşırı önem yüklediğimiz, sonraya da bırakabileceğimiz, aşırı önem verdiğimiz problemlerin arka sıralarda durması gerekir.

 İkinci ve diğer sıraya atmak için önde ve aklında daha fazla önemsediğin dert olmalı.

Sözle değil, susamışın su aradığı gibi, açın ekmek aradığı gibi olursa dert demektir.

Yoksa yahu bu gün iyi bir şey yapayım?
Ne yapayım?
Gibi önemsenmeyen değil.

Tanrı’dan sana yaklaş, beni tanı daveti gelmezse zaten hiç bu işlerle ilgin olmaz.

Gönlünde merak, heves, arzu, yani duygusal bağlarla bağı olan, hissiyatı ile bu bağları güçlendirmiş kişi olmak gerekir.

Tanrı’ya ulaşmayı kendine dert edindikten sonra bu yolu öğrenmeye, bu yolda gitme hazırlıklarına başlarsın.

Bu yol hazırlıklarında daha önce gitmişlerin yolunu ve tekniğini öğrenerek kendine çok şeyler kazandırırsın.

Olgunlaşman bu yolda gitmenle olur.
Yol uzun ve zor diye bu yolculuğa çıkmazsan ham gelmiş ham gitmiş olursun.

Yemiş, içmiş, mıçmış, bu dünyanın yükünü taşımış eşekten farkın olmaz.
Her şey zamanla olur.
Zamanından önce istersen olmaz.

Tüm sıkıntılarına baktığın zaman zamanlamayı yapamadığını görürsün.
Hemen kavramının esiri olmuşsun demektir.

Diğer bir sıkıntı da benim olmalı, o da hemen olmalı bencilliğine aceleciliği bulaştırarak her şeyi bulanık hale getirmendir.

Kendinden geri çekil de kendine bir başkası gibi bak da kendine öğüt ver.

Sayısız ruh hastalığının ve davranış bozukluğundan kurtulmak istiyorsan tek derdin olsun o da aşk olsun.

Aşkı tüm sorunların üstüne halı gibi ser, üstünden yoluna git.

Aşk yolundan kolayca emel ve arzularına ulaşmayı, sağlık ve mutlulukla yaşamanın sır anahtarını öğrendin, artık biliyorsun.

Bu anahtarın hangi kapıları açtığını bulmak senin işindir artık.
Bu yolculukta bu kapılar kuşdili ile sana gösterilir.

Bu kapılardan geçerek ve giderek Tanrı kapısına varmak gerekir.
Tanrı tapısının kapısındaki içeri alanlar evliyalardır.
Artık bir şeyler anla.

Tanrı’nın sevdiklerini severek ve bunların öğretilerinden nasibini kendi şahsiyetine göre almalısın.

                                            *
RAVLİ

Popüler Yayınlar