Birisi, bir meczuba, dert
nedir, senin derdin nasıl dert diye sordu.
Hani dedi, eli kesilmiş adam el ister ya; işte dert odur;
Yahut da on gün susuz kalmış kişi suya nasıl muhtaç olur;
İşte aynı onun gibi, kişinin
Tanrı’yı istemesi, dilemesi derttir.
Bu dert sende yoksa bizde
var.
Ey yaşayan, ey yaşayışa
aldanan; dert bilmediğin şeye muhtaç olur hani?
Nedir, nasıldır, bilmezsin;
sonra da onu istersin; bilmem ki bu nasıl iştir, bu ne biçim sanat?
Ondan başka neyin olursa
olsun her şey ızdırapdan, elemden ibarettir; onu
dilemelisin onu; başkası hiçtir hiç.
*
Yaren, Hazreti Mevlana bir hastalığın olsun o da aşk olsun der.
Kendine Tanrı’ya ulaşacağım
diye telkin eder ve bunu amaç haline getirirsen artık tek derdin vardır,
demektir.
Hayatın yaşayışımıza
yüklediği bütün problemleri çok önemsersek yaşantımızı mahvederiz. Yaşam
mutluluğumuz kalmaz.
O halde aşırı önem
yüklediğimiz, sonraya da bırakabileceğimiz, aşırı önem verdiğimiz problemlerin
arka sıralarda durması gerekir.
İkinci ve diğer sıraya atmak
için önde ve aklında daha fazla önemsediğin dert olmalı.
Sözle değil, susamışın su
aradığı gibi, açın ekmek aradığı gibi olursa dert demektir.
Yoksa yahu bu gün iyi bir şey
yapayım?
Ne yapayım? Gibi önemsenmeyen değil.
Tanrı’dan sana yaklaş, beni
tanı daveti gelmezse zaten hiç bu işlerle ilgin olmaz.
Gönlünde merak, heves, arzu,
yani duygusal bağlarla bağı olan, hissiyatı ile bu bağları güçlendirmiş kişi
olmak gerekir.
Tanrı’ya ulaşmayı kendine
dert edindikten sonra bu yolu öğrenmeye, bu yolda gitme hazırlıklarına
başlarsın.
Bu yol hazırlıklarında daha
önce gitmişlerin yolunu ve tekniğini öğrenerek kendine çok şeyler
kazandırırsın.
Olgunlaşman bu yolda gitmenle
olur.
Yol uzun ve zor diye bu
yolculuğa çıkmazsan ham gelmiş ham gitmiş olursun.
Yemiş, içmiş, mıçmış, bu
dünyanın yükünü taşımış eşekten farkın olmaz.
Her şey zamanla olur. Zamanından önce istersen olmaz.
Tüm sıkıntılarına baktığın
zaman zamanlamayı yapamadığını görürsün.
Hemen kavramının esiri
olmuşsun demektir.
Diğer bir sıkıntı da benim
olmalı, o da hemen olmalı bencilliğine aceleciliği bulaştırarak her şeyi
bulanık hale getirmendir.
Kendinden geri çekil de
kendine bir başkası gibi bak da kendine öğüt ver.
Sayısız ruh hastalığının ve
davranış bozukluğundan kurtulmak istiyorsan tek derdin olsun o da aşk olsun.
Aşkı tüm sorunların üstüne
halı gibi ser, üstünden yoluna git.
Aşk yolundan kolayca emel ve
arzularına ulaşmayı, sağlık ve mutlulukla yaşamanın sır anahtarını öğrendin,
artık biliyorsun.
Bu anahtarın hangi kapıları
açtığını bulmak senin işindir artık.
Bu yolculukta bu kapılar
kuşdili ile sana gösterilir.
Bu kapılardan geçerek ve
giderek Tanrı kapısına varmak gerekir.
Tanrı tapısının kapısındaki
içeri alanlar evliyalardır. Artık bir şeyler anla.
Tanrı’nın sevdiklerini
severek ve bunların öğretilerinden nasibini kendi şahsiyetine göre almalısın.
*
RAVLİ