Bir dostu, dostluğuna
güvenerek Mecnun’a, Leyla’yı ne kadar seviyorsun diye sordu.
Mecnun, o zata, Arş ve kürsü
hakkiydin bari sevseydim onu; ne diye soruyorsun bu sevgiye dedi.
Arkadaşı, peki dedi, bu kadar
şiir söylemek, gece gündüz ne yemek yüzü görmek, ne uyku yüzü;
Kanlara boğulup, topraklara
bulanıp ağlamak, inlemek…
Bütün bunlar onu sevmediğini
göstermez mi?
Mecnun, o zamanlar geçti
dedi; çünkü Mecnun, Leyla oldu; Leyla da Mecnun.
Aradan ikilik kalktı; her şey
Leyla.
Mecnun bir kıyıya gitti;
kayboluverdi.Burada birlik belirdi de göründü mü, artık araya ikilik giremez dostum.
Onu canla başla satın almayı
istiyorsan bil ki, sen kayboldun mu o görünür.
Öylesine kaybol, öylesine çık
aradan ki yaşarken bile kendini bulamayasın. ŞARK İSLAM KLASİKLERİ
*
Yaren,
Ne kadar seviyorsun sorusuna ben seni çok
seviyorum dedin, diyelim.
Bu boş bir iddia olur.
Ben-sen ifadesi ile hitap varsa içinde en ufak bir sevgi
parçası dahi yoktur.
Sevgiyi ifade ettiğin
sözlerde benliğin hissediliyorsa, sevdiğinde yok olmuş birinin anlamını
taşımıyorsa, koca bir yalan söyleniyordur.
Hile ve aldatma sözleridir
sakın kanma.
Sevgiyi aklı az olan kadın
sözlerle ifade edilmesini ister. Akıllı kadın yapılanları değerlendirerek anlar ve değerlendirir.
Evliliklerde kızın ne kadar
sevildiğini ve istendiğini, anlamak için oğlan tarafına zorlayarak masraf
ettirilerek anlamaya çalışırlar.
Evlenecek oğlanlarla bunu
evlendiren aileyi borca sokarlar, sıkıntı verirler.
Sonra bu sıkıntılar bulanır,
sulanır, başka sebeplere atlayarak evlilik birlikteliği sarsılır, ya boşanmaya
ya da zoraki geçime sebep olur.
Ey yaren kızın varsa, kendi
öz rızanda mutlulukları için kimseyi ve şartları zorlamadan yardımcı olarak
Allah’ın emrini yerine getirmelisin.
Oğlun varsa, kız tarafı
masrafa zorluyorlarsa baştan o kimselerin çocuğunu gelin olarak evine sokma.
Çünkü mutsuzluk ve ayrılık
baştan kendini göstermiştir.
Allah, evleneceklere acele
etmesini, yakınlarının kolaylık göstermenizi emreder.
*
RAVLİ