30 Temmuz 2013 Salı

DERVİŞ YOLU GÜLŞEN-İ TEVHİD 31

Menba ı hikmet şeved hikmet talep
Fârığ ayet o zitalısil u sebeb.
( Hazreti Mevlana, Mesnevi 1.inci cilt 1063  inci beyit açıklaması)

“ Hikmet (Bilinçli kontrol) öğrenmek isteyen kimse hikmet kaynağı olur, tahsilden ve sebeplerden müstağni (Elinde olanla yetinen, doygun) kalır.”

İrfan (Bilme, anlama, tasavvufta evrenin sırlarını bilme gücü) denizini, bir ırmak gibi istesen, ona ulaştın mı sen de deniz olursun.

Kim can ve gönülle araştırmada ise ondan başka araştırdığı yoktur.
O, O’dur.

Evet, kim candan arzu ile dostu (Tanrı’yı) araştırmada ise araştıran, kendisini işte o aradığı dosttur.

Gece ve gündüz, yana yakıla niyazlarla (Sevgi, saygı sunarak yalvarışla, dua ederek Tanrı’yı ) isteyenin istediği kendidir, başkası değildir.

İşi-gücü, Dostun (Tanrı’nın) aşkıyla inlemek olanın inlemeleri ve kendi varlığından geçmeleri ne hoştur.

                                 ***
Gülşen-i tevhid İbrahim Şahidi
Çeviren Midhat bahari Beytur
İnkilap ve Aka kitapevleri Koll.Şrt.1967 basım.


                                 ***
Neler öğrendik:

1.   Elinde olana yeter diyen kişinin kontrollü olacağını, sebeplere bağlı düşünceye bağlı kalmayacağından özgür düşünceye sahip olacağını öğrendik.

2.   Doymaz kişinin kontrollü düşünemeyeceğini, işler yapamayacağını, kendini kontrol edemeyeceğini, çevresine saygın bir etkiye sahip olamayacağını öğrendik.

3.   Tanrı’yı can ve gönülle aradığın zaman aslında kendimizi aradığımızın farkına varacağımızı öğrendik.

4.   Tanrı’nın sebebe bağladığı oluşumlar olduğu gibi sebebe bağlı olmayan yaratıcı gücünün etkileri olduğunu bilmemiz gerektiğini öğrendik.

5.   Tanrı’yı aramanın aslında kişinin kendisini aramak olduğunu öğrendik.

6.   Kişinin kendisini bulunca Tanrı’yı o zaman bulabileceğini öğrendik.

İşte böyle yaren,

Kendimizi bulmamız için doymazlıktan kendimizi gerektiğine önem vermemiz gerekmektedir.

Doygun hale gelen kişinin elinde olan olanaklara razı olduğunu, sakinliğe kavuşup doğru görme ve tanıma ile artan kontrole kavuşabileceğini bilmemiz gerekmektedir.

Her oluşumun sebebe bağlı olmadığını, Tanrı’nın takdiriyle olduğunu bilmemiz, farkına varmamız gerektiğini öğrendik.

Toplumun öğretilerinin bizi esas benliğimizden uzaklaştırdığını, ikinci bir kişilik oluşturduğunu, bu ikinci kişiliğin bizi esas benliğimizden uzaklaştırdığını görmemiz ve anlamamız gerekmektedir.

Esas benliğinden uzaklaşan kişinin kafasının karışık olduğunu, sakinliğe ulaşamadığını, mutluluğa ulaşamadığı açıkça görülmektedir.

Kendini bilmeyenin, bulamayanın, göremeyenin Tanrıyı bulmasının, bilmesinin, görmesinin olanaksızdır.

Kendimizi bilmek, bulmak, görmek için en vefalı dost olan Tanrı’yı aramamız, bu arayışta kendimizin esas benliğini bulabileceğimizi öğrendik, anladık.

                                            *
RAVLİ ERMİŞ İNSANLAR yaz Googleden oku.
                                             *
RAVLİ

Popüler Yayınlar