1 Temmuz 2013 Pazartesi

BİLİNMEYENİ BİLMEK DERDİNE DÜŞMEK

Bir büyük kişiyle Hace Aliyy-i Tusi 233

Bir büyük zat vardı; hem gönlü iyiydi, hem aklı.
Hace Ebu-Ali nakletti.

Hace Ali demiştir ki:
Şu anda sen, belanın ta içindesin; çünkü baştan ayağa dek yoksun, yokluktasın.

Baştanbaşa arkanı dönmüşsün yola; yolda da yüzün gözün toz toprak içinde.
Bütün görüş, ol, göz kesil.
(Herşeyin hakikatını olduğu gibi gör)

Tamamıyla göz ol bir uğurdan (Bazı olaylarda görülen ve insana iyilik getirdiğine inanılan belirti veya bazı nesnelerde var olduğuna inanılan iyilik kaynağı), tümden gönül ol da birçok sırları anla.

Tamamıyla gönül olur, dert kesilirsen, tamamıyla derman olursun, adamlığa erersin.

Derd istersen anlarsın, bilirsin ki yüzün ölüme yönelmiştir senin.
Fakat şunu bil ki asıl dert, iki dünyada da kimsenin bilmediği derttir.

                                      *** 
İLAHİNAME II FERİDEDDİN-İ ATTAR M.E. B.                              
             ŞARK İSLAM KLASİKLERİ                                                 

                                      *
Yaren,

Yol şöyle:
Önce aklını nefsinin dünyaya bağlayan bağlarından kurtarmak. Temizlenmek.

Aklınla duyguların beraber çalışır duruma getirmek.
Aklını duygularından kurtararak his ile çalışır duruma getirmek.

His alemini geliştirmelisin sonra da ondan kurtulmalısın.
Aklını hislerinden de kurtararak sade akıl olmak.

Artık özgür bir akıl oldun.
Göz kesildin, bütünü görür oldun.

                                      *
Özgür olan akıl gönül aynasını parlatmış demektir.
Yani ilahi âlemde olan bitenden o aynada görerek haberdar olur.

Birçok insanlardan gizlenen sırları görür anlar olursun.
Sadece seyreder olursun.

                                       *
Kişisel isteklerin önemini yitirir, etkisiz hale getirirse gönül oldun demektir.
Yani bir nevi ölümdür.

Yani ölmeden önce ölünüz hükmünün yerine getirilmiş olması.
Aklın gönlün ile çalışır durumdadır artık.

                                         *
Yaşamakla ölmek bir olduğu zaman yeni iki dert ortaya çıkar.
Çünkü Rabbim merak etmeyi gönlümüzün başköşesine, yolculuk için gerekli isteği oraya koymuştur.

                                           *
Birinci dert Tanrıyı görmek istemesidir.
İkinci dert bizzat görüşmek istemesidir.

                                            *
Yani yaren bu yol Tanrıya kadar gider.
Tanrı’ya varınca bu yol biter mi?
Hayır.
Yol Tanrıyla beraber devam eder.

                                       *
Ey yaren yolculuk, değişim, görüş, yenileme de, gelişme de, tekâmül de oluşum de her ne dersen de; bir an ile diğer bir an kâinatta aynı olmadığından, bu gününle ikinci günün aynı olmaz.

Yoldan kalan veya yoldan çıkan bil ki aklını kullanamayandır.

                                        *
Hazreti Mevlana’nın önerdiği havuz öğretisinde olmalısın.
Bu önerilen:

Ezberle uğraşmadan öğren, bir sonrakini öğrenmeye yönel.
Ezberlersen yani diğer bir deyişle aklında ısrarla tutmaya çalışırsan sonraki öğreneceklerine alan açmamış olursun.

Derki:
Öğren akıl havuzuna at, o havuzdan bir damla diline geldiği zaman tüm eskiden o havuza attığın tatlar kendini gösterir.

                                       *
 
Kavramlar üzerinden bu öğrenme olduğundan bu yola yeni girenler fazla birşey anlamazlar.
Ama yola devam edenler vakti saati gelince herşeyi gören anlayan olurlar.
Buna  Hazreti Mevlana“Faş olmak” der.
                                        *

RAVLİ

Popüler Yayınlar