(Mevlana
Hazretleri kendini anlatıyor)
2930.
Niceyedek (Ne zamana kadar) izlerini, eserlerini
söyleyip duracaksın?
Sus
artık;
Zaten
bütün izlerin, eserlerin aslı olan onun, ne izi belirir, ne eseri.
Tebrizli
Şems gibi, o ucu-sınırı bulunmayan güneş gibi sen de izi, eseri bırak-gitsin.
Ağzında,
senden bir renk olan kişinin rızkı (Gıdası) dar
(Yetersiz) olsun;
İnsaf
et, doğru mu bu?
Seninle
savaşa girişen kişi, aziz ömrüyle savaşıyor demektir.
Abıhayat
bulan balık, ne diye karada eğleşir (Oyalanır)-kalır
yani?
Aynaya,
Rûm Kayseri (Roma imparatoru) vurmuyorsa bil ki
ayna paslıdır da ondan.
*
Kudüs'e (Büyük şehre) benzeyen (Giren-çıkanların çok olduğu yer olan) gönlünde domuz (Hain, aksi, ters, inatçı, hınzır kimse) görürsen bil
ki Kudüs'ünü Frenk (Avrupalı), ele geçirmiştir.
Güzel
sözlü sevgili, çenk (Telli çalgı) gibi kucağında
tutmadadır bizi.
Onun
vuruşlarıyla bu çenk (Kucakta çalınan telli çalgı),
pek çok ten-ten etmededir;
Pek
çok nağmeler çıkarmadadır.
Bizimle
ayak vurup oynayan her zerre, gökyüzünün doğusuna bakmaya tenezzül (Kendi durumundan daha aşağıdaki bir işi, bir durumu kabul)
bile etmez.
***
DİVAN-I
KEBİR 5 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN
Hazırlayan:
Abdulbaki GÖLPINARLI
KÜLTÜR
BAKANLIĞI YAYINLARI/1385
***
Neler
öğrendik;
1. Şems Hazretleri gibi, Mevlana Hazretleri gibi aklın
kabul edeceği izleri, eserleri bırakıp, aklı inandırmaktan vazgeçip, inançla
aşk yolunda hızlı yol almamız gerektiğini öğrendik.
2. Aşkın tadını alanın dünyalık işlerle oyalanmayacağını,
gönlünün dünyalık sevgilerle uğraştırmayacağını, kendini gösteren aynayı büyük
insan gibi kırıp atmak gerektiğini öğrendik.
3. Sakinleşerek aşkın tatlı nağmelerini duymamız, aşkla
dans edenlere (Sema) katılmamız gerektiğini
öğrendik.
*
İşte
böyle yaren;
Mevlana
Hazretlerinin bulunduğu ortama katılanların, gönül birliği edenlerin, bu
öğretinin bir parçası olanların gökyüzünden daha yüksek seviyeye çıkacaklarını
öğrendik, anladık.
*
RAVLİ