2 Kasım 2018 Cuma

DİVAN-I KEBİR 5. CİLT 2740 İNCİ BEYİT

(Mevlana Hazretleri Şems Hazretlerini olan aşkı anlatıyor)

2740. Herkes, evden bahseder-durur amma evdeki dilberin (Alımlı güzelin) izi nerde?

Gölgede oturan herkes gölge salandan bahseder amma güneş değirmisinin (Yuvarlağının) parıltıları nerde?

Bütün bunlarla beraber dilin söylediği şu birkaç sözle bütün kulaklar da sarhoş oldu-gitti, akıllar da.

Dil, bir iki kesinti buldu da ona daldı;
Madeni bıraktı-gitti.

Hâlbuki âşığın canı, o kesintilerden utandı da pazarı da bıraktı, şu dükkânı da.

Aşk, kulağıma, yeter dedi;
Susayım, çünkü o, böyle söyledi.

Canım, dostun havasında havalanmada;
Kâselerin döndüğünü gördükçe uçuyor da uçuyor.

Elini şaraba uzatıyor;
Öylesine şarap (Tanrı şarabı) ki güneş bile onun ışığıyla ışıklanıyor.

Can, o şarabı (Tanrı şarabını) içti mi, hafifliyor, yüceliyor, uçmaya koyuluyor.
Ay göründü de can, onunla buluştu mu güneş, utancından gizleniyor.
                        ***
DİVAN-I KEBİR 5 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN
Hazırlayan: Abdulbaki GÖLPINARLI
KÜLTÜR BAKANLIĞI YAYINLARI/1385
                        ***
Neler öğrendik;
1.    Evden söz edenin evinde alımlı güzel kadından olması gerektiğini öğrendik.
2.    Korunduğunu bahsedenin koruyanın parıltısının görünmesi gerektiğini öğrendik.
3.    Aşkı bulanın ne evde güzel, ne dışarıda kendisini koruyan istediğini öğrendik.
4.    Âşık değersiz alış verişi söz söylemeyi bıraktığını, âşık olduğunun havasına girerek sarhoşça bir yaşamı seçtiklerini öğrendik.
5.    Can Tanrı şarabı içen hafifleyeceğini, yüceldiğini, uçarak yüce yerlere gideceğini öğrendik.
                     *
İşte böyle yaren;
Canımız sevgili ile buluşunca sevgilinin aydınlığını gören güneşin utanacağını öğrendik, anladık.
                   *

RAV

Popüler Yayınlar