Akl-ı tu destur-ü
mağlub-ü havâst
Der vücudet
rehzen-i râh-ı Hudâst
(Hazreti Mevlana, Mesnevi
4.inci cilt 1246 inci beyit açıklaması)
“ Senin aklın vezirdir ve
kendi heva ve hevesine (Nefsin zararlı ve günah olan
arzuları) yenilmiştir.
Senin vücudun da Hak yolunu
kesip durmaktadır.”
Kamil akıl (İyilikleri üstünde toplamış, erdemliğe ulaşmış) asla
hata etmez.
İşi daima doğruluktur,
vefakârlıktır (Sevgisinde ve kararlarında geçici
olmayan).
O, ay ve güneş gibi
parlaktır, her işi doğrudur.
Nakıs (İyi yetişmemiş, eksiklikleri olan) olan akıl daima
hata eder, tedbirleri (Önlemleri) kötüdür.
Onun işi de, kazancı da
fısktır (Allahın emirlerini terk ve isyan etmek ve
doğru yoldan sapıp çıkmak), fücurdur (Dinsiz ve
ahlaksızların durumuna düşmektir.).
Haktan ona hiç feyiz (Parlaklık) ve nur (Hayat veren
ışık) gelmez.
Kendine bak, sen nasıl bir
adamsın?
Hakikatte agâh (Kalbi uyanık) bir adam mısın?
Din yolunda doğru yürüyor musun?
Yoksa yolunu sapıtmış mısın?
***
GÜLŞEN-İ TEVHİD İBRAHİM
ŞÂHİDİ
Çev: Midhat Bahari BEYTUR
İnkilap ve Aka kitapevleri
koll. Şrt.
***
Neler öğrendik:
1.
Doğru ve kaliteli
bilgiler alarak aklımızı güçlendirmemiz, aklımızın nefsin zorlamasından
kurtarmamız gerektiğini öğrendik.
2.
Tanrı emirlerinin
iyiliği emrettiğinden karşılıksız iyilik yapmamız gerektiğini öğrendik.
3.
Allahın emirleri
dışına çıkmakla doğru yoldan sapacağımızı ve zarara uğrayacağımızı öğrendik.
4.
Allahın
emirlerini yapanın Allah tarafından sevildiğini, sayısız bağışlara kavuştuğunu
öğrendik.
5.
Bozukluk,
karışıklık, kargaşalık, arabozuculuk, hileci, karıştırıcı akıl insanı
kötülüklere götürdüğünü öğrendik.
*
İşte böyle yaren,
Her şeyin bir karşılığı
olduğunu, en iyi karşılığı Allahın verdiğini öğrendik, anladık.
Halktan gelen karşılık
beklentimizi bile karşılayamayacağını öğrendik, anladık.
Akıllıysak bir akıllıyla
arkadaş olmamız ve ona danışmak, onunla dost ve sırdaş olmamız gerektiğini
öğrendik.
İki aklın, insanı birçok
belalardan kurtardığını, göklerin en sonuna yükseltecek olanaklara sahip
olduğunu öğrendik
*
RAVLİ