Bâş tâ eczay-ı tu
çun beyzehâ
Murghâ zâyend ender
intihâ
(Hazreti Mevlana, Mesnevi
3.inci cilt 3510 inci beyit açıklaması)
“ Bekle, senin cüzlerin (Parçaların) de yumurtalar gibi neticede kuşlar
çıkarsın.”
Evlat!
Haydi, kendi cüzlerini koru,
kötü işleri uzuvlarından uzaklaştır.
Uzuvlarına iyi işler işlemeye
hasr’et ki (Ömründen iyi işlere zaman ayır)
cennetlerin rahatına kavuşasın.
Bedenden (Yeniden) doğduğun zaman, saf ruh olursun ve tenden (Tene bağlı olarak düşünmek ve hareket) kurtulursun.
O zaman bütün işlerin bütün
sıfatların da beraber doğar, cana benzer can olur.
Sendeki her güzel ve çirkin,
her iyi ve kötü cüzlerin hepsi ebedi olarak canına benzer.
***
Neler öğrendik:
1.
Kuşun yumurtadan
çıktığını ama yumurtaya benzemediğini öğrendik.
2.
Kuş yumurtası ile
yılan yumurtasının birbirine benzediğini ama çıkan canlının farklı olduğunu
öğrendik.
3.
Kuşların
birbirine benzediklerini ama su kuşuyla karakuşunun farklı olduklarını anladık.
4.
Elimizle,
ayağımızla, gözümüzle, kulağımızla, dilimizle iyi işler yapmamız ve
alıştırmamız gerektiğini öğrendik.
*
İşte böyle yaren,
Allah’ın içimize iyilik ve
kötülük yapma olanağını verdiğini ama bizim iyiyi seçmemizi, iyiliğe sevgi
duymamızı, iyiliğe sıcak yaklaşımda bulunmamızı, iyiliği korumamızı
istemektedir.
Şüphesiz her insan iyilik
adına bir şeyler yaptığını sanır.
İyilik; Allah’ın emrettiği
gibi yapılırsa iyilik hükmünde sayılır.
Bir kimsede hem iyi hem de
kötü özellikler ve davranışlar vardır.
İyi insan dediğimiz
iyilikleri çok olan ve görünendir.
İyi ve iyilik yapılanın
verdiği sonuç ile tanımlanmalıdır.
Geçici ve göstermelik
iyilikler kendini iyi insan olarak ait olduğu topluma kabul ettirmeye
çalışanların davranışıdır.
İyi ve iyilik Allah’ın tanımı
ile şereflenir, nurlanır, parlak olur.
İnsanların iyi ve iyilik
dediklerinin değeri geçicidir.
Allah’ın emirlerini severek yapmanın
kendi iyiliğimize olduğunu, önce kendi içimizde Allah’a ve emirlerine sıcaklık
oluşturmamız ve dediği emirlerin üzerinde sonucunu görene kadar sabırla
durmamız gerektiğini öğrendik, anladık.
* RAVLİ