Zahiret ez tireki
efgân kunân
Batın-ı tu gülsitan
der gülsitan
(Hazreti Mevlana, Mesnevi
4.inci cilt 866 inci beyit açıklaması)
“ Dışın, karanlıklardan
feryat etmekte ama içyüzün, Gülşenler (Gül bahçeleri)
içinde gülşendir (Gül bahçesidir).
Dışın akıbet harap olacaktır.
(Vücudun
hastalanıp, ihtiyarlayıp, ölüp toprak olacaktır)
Cismin akıbet (Sonunda) bir avuç toprak olacaktır.
İçyüzün ise ebediyen bakiy
kalır.
Orada sevgilinin visaliyle
(Kavuşmakla) ebedi bir sevinç yaşayışı vardır.
Âşıklar sureti harap ettiler
ama Allah onların içinden, onlara bir saadet (Mutluluk,
bahtiyarlık) kapısı açtı.
Âşıklar, görünüşte mütevazı (Alçak gönüllü, gösterişsiz, iddiasız), aşk derdiyle
dertli, hor (Gösterişsiz, çelimsiz, sevimsiz, çirkin,
soğukkanlı) ve inler bir haldedirler.
İçyüzleri ise sevgilinin
visaliyle (Kavuşmakla) sevinç içinde
ferahtadırlar.
Dışları solgun ve harap,
içleri güzellerle hem-bezm (İçki arkadaşlarıyla bir
arada) olmuş, şarap ve avizelerle bezenmiş bir dernektedirler.
***
GÜLŞEN-İ TEVHİD İBRAHİM
ŞÂHİDİ
Çev: Midhat Bahari BEYTUR
İnkilap ve Aka kitapevleri
koll. Şrt.
***
Neler öğrendik:
1.
Her topluluk
içinde olan kendini gizleyen âşıklar topluluğunun olduğunu öğrendik.
2.
Ruhun bedenin
isteklerine hizmet ettiği zaman aşağılanma, hor görünme olduğunu öğrendik.
3.
Bedenin ruhun
isteklerine hizmet ettiği zaman büyüklük, yücelik, ululuk kazandığını öğrendik.
4.
Âşıkların can
şarabından içtiklerinden, yani candan Allaha sevgi duyduklarından ölümsüz
olduklarını öğrendik.
*
İşte böyle yaren,
Sıradan bir olmaktan kurtulup Hakkın sevdiği ölümsüz insanlar
topluluğuna girmek gerektiğini öğrendik, anladık.
*
RAVLİ