13 Ocak 2014 Pazartesi

DERVİŞ YOLU GÜLŞEN-İ TEVHİD 299

Cân-ı nâ mahrem nebined rûy-ı dost
Cüz hemen can ki asl-ı o ez koy-ı ost
(Hazreti Mevlana, Mesnevi 3.inci cilt 4680 inci beyit açıklaması)

“ Namahrem (Allah’a yabancı) olan can, dostun (Allah’ın) yüzünü (Hakikatini) görmez.
Dostun yüzünü, ancak aslı, onun semtinden olan can görür.”

Âşıkın canı, dostun semtinden gelmiştir.
Dostun yüzünü akibet (Sonuç olarak) görür.

Âşık olmayan mahremdir (Gizli olanlar gösterilmez).
Surete adamsa da o adam değildir.

O, güzel yüzü görmek istemez.
Maşukun visali (Kavuşma, buluşma), âşıktan başkası için muhaldir (İmkânsızdır).
 (Sevilenin ancak kendisine âşık olanla buluşur)

Aşk daima dalgalarla coşan bir denizdir.
Su kuşlarının ve balıkların yeridir (Nur içinde yaşayan, nur içine dalanların yeridir), yırtıcı hayvanların (Hayvanlıktan kurtulamamışlara yasak olan yerdir) yeri değildir.

Aşk iki cihana (Dünya ve ahrete) karşı yabancıdır.
Aşka mahrem (Gizli olarak yaşayacak) olan ancak divane âşıklardır.

                                              ***
Neler öğrendik:
1.    Allah’a yabancı olan, sıcaklık duymayan, kabul etmeyen, tanımayan, o alana ilgi duymayan kişinin yabancı hükmünde olarak dışlanacağını öğrendik.
2.    Canı Allah’ı isteyen, özleyen, seven, büyüklüğünü kabul eden kişinin Allah’ın nurunun tesiri altında olacağını öğrendik. 
3.    Aşk denen sevgi ışığının Allah’tan o kula geldiğini, o kulun da can ve gönlünü aşkla Allah’a bağladığını öğrendik.  
4.    Aşığın bütün isteği sevgili olduğunu, sevgili gelince de yok olduğunu öğrendik.                                                                                              
                                          *
İşte böyle Yaren,

İçimizden bir sıcaklıkla Allah’ı istememiz aslında Allah’ın bizi istemesi olduğunu öğrendik, anladık.

Allah’a yakınlaşmanın ancak aşkla ve aşıklıkla olduğunu, diğer söz ve davranışların taklit mesafesinde kalacağını öğrendik, anladık.


                                           * 
RAVLİ 

Popüler Yayınlar