Aşıkanra şud
müderris hüsn-i dost
Defter-ü ders-i
sebakşan rûy-i ost
(Hazreti Mevlana, Mesnevi
3.inci cilt 3847 inci beyit açıklaması)
“ Âşıklara dostun güzelliği müderris
(Ders veren) oldu.
Onların defterleri de,
meşkleri ( Alışmak ve öğrenmek için yapılan çalışma)
de onun yüzüdür (Birinin görüle-gelen
veya umulan hoş görünürlüğüne güvenilerek gösterilen ataklık.)”
Âşıklara, sevgilinin
cemalinden (Güzel yüzünden) mübahesesiz, (Birbirine beddua etmeden, ilenmeden, birbirinden nefret
etmeden) mücadelesiz (Nefsi yenmeye çalışmadan)
ilim ve hikmet (Kontrollü söz ve davranış)
keşfolunur (Bir şeyin olacağını önceden anlama, Allah
tarafından ilham olunma).
Akıllılarda izzet ( Büyüklük, yücelik, ululuk), fazilet (İnsan yaradılışındaki bütün iyi huylar,
erdem) ve fenler (Fizik, kimya,
matematik ve biyoloji bilgisi ) vardır.
Âşıklarda şevk (İstek, heves), perişanlık, çılgınlık vardır.
Sadık olan aşığın arzusu,
ancak maşukunun yolunda can feda etmektir.
Âşıklar, hicran zamanında
bile sevgililerinden ayrı değillerdir.
Çünkü onlar, sevgililerinin
iştiyak (Özlem) ve intizarı (Bekleme) içinde beraberlerdir.
Âşık, (Sevdiğinin uğrunda) ölmeye daima âşıktır.
Aşığın önünde, can korkusu
küfürdür (Allah’a ve dine ait şeylere inanmamak
mesafesinde).
***
Neler öğrendik:
1.
Aşk dilinin bütün
dillerden üstün ve herkes tarafından anlaşılacağını öğrendik.
2.
Âşıklara
sevgilinin güzelliğinin ders verdiğini, aşığın defterinin de, kâğıdının da,
derslerinin de o yüze bakarak öğrendiklerini öğrendik.
3.
Aşkın kişiyi
kendisinden alıp sevgilisine bağladığını öğrendik.
*
İşte böyle Yaren,
Aklın ve bilginin insanı
belirli bir süre ile kısıtlı seviyeye kadar götürdüğünü, çıkarttığını öğrendik,
anladık.
Aşkı insanı Tanrı katına
çıkarttığını ve ebedi kıldığını öğrendik, anladık.
*
RAVLİ