Cism-i ma rupuş-i
ma şud der ciha-ân
Mac u derya zir-i
inkeh der nihân
(Hazreti Mevlana, Mesnevi
4.inci cilt 823 inci beyit açıklaması)
“ Âlemde cismimiz, bizim
yüzümüzün örtüsüdür.
Biz samanla örtülü gizli bir
deniz gibiyiz.”
Cismimiz, kan ve sair (Başka) maddelerle karışık bir mahlûlle (Eriyikle) dolu olan bir dağarcıktır (Meşin torba).
Batınımız (İçimizde olup gizli, görünmeyen kalp, can, gönül, nefs)
bütün âlemden daha geniş ve daha yücedir.
Cisim, uzuvlar (Organlar) ve hislerden (Duygulardan)
müteşekkildir (Oluşmuş, meydana gelmiş).
Ruh ise Zat-ı Kibriya’nın (Büyüklüğü, ululuğu) tekliğiyle ve kıyassız
sıfatlarıyla (Görev, ödev toplumsal ve hukuki bakımdan
yeri ve özelliği) vasıflanmıştır (Nitelikleşmiştir).
Biz ki, içinde aşk hazinesi
gömülü bir defineyiz.
Biz ki, dostun cemaline (Yüzüne) bir aynayız.
Kadehimiz, aşk şarabıyla
doldu.
O dostsuz, hiçbir yerde bir
an ârâmımız (Dinlenmemiz, rahat etmemiz) yoktur.
Allah’ın aşkı bizi öyle
kapladı ki, onun zevkiyle birleşmeyen her hoş şey bizim önümüzde nahoştur (Hoş olmayan, kötü, çirkin).
***
Neler öğrendik:
1.
İnsanın üstü ten
ile örtülmüş, bütün âlemleri içinde toplamış bir varlık olduğunu öğrendik.
2.
Aşırı istekleri
etkisiz hale getirip kendini esirlikten kurtaranın, isteklerine hâkim olanın içindeki cevheri
görebileceğini öğrendik.
3.
Yanlış
isteklerimizin tapılan put olduğunu, bu putları kırmamız gerektiğini öğrendik.
4.
Aşırı isteğin
temiz kişiler için bir arkadaş mesafesinde olduğunu öğrendik.
5.
Allah’a inancı
olmayan kişi kendini sahte davranıştan kurtarırsa değerli hale
gelebileceklerini öğrendik.
*
İşte böyle yaren,
Tenimizin bu âlemde bizi
saman gibi örtmüş büyük bir deniz olduğumuzu öğrendik, anladık.
Güneşin balçıkla
gizlenemeyeceği gibi temiz insanında aydınlığının, parlaklığının
gizlenemeyeceğini öğrendik.
*
RAVLİ