Akl-ı derrâk
fırak-ı dostan
Hemçu tirendaz-ı
işkeste kemân
(Hazreti Mevlana, Mesnevi
3.inci cilt 3693 inci beyit açıklaması)
“ Her şeyi anlayan akıl bile
dostların ayrıldığı ile yayı kırılmış ok atana döner.”
Ey Hak sırlarını bilmek
isteyen!
Gel!
Benim bu kitabımdan bir
yaprak okursan ebedi olarak sarhoş ve hayran olursun, iyi ve kötü
düşündüklerinin unutursun.
Sen nasıl oluyor da canın
sebepleriyle kanaat (Yetiniyor) ediyor, Allah’ın
gizli sırlarını öğrenmek istemiyorsun?
Gel, ariflerden (Bilen, bilgide ileri olan) irfan (Bilmekten, anlayıştan, tecrübeden ve zekâdan ileri gelen bilmede,
anlamada, sezgide olgunluk) öğren.
İrfan insanın içinde bakiy (Kalıcı) kalır.
Cihanda ne varsa fani (Yok) olur.
Fakat iç darlığında (Sebebi belli olmayan sıkıntı) bile gene senin için,
ferah (Sevinç) olsun.
Hep ferahlan.
***
Neler öğrendik:
1.
Her şeyi anlayan
aklımız bile olsa, arif bir insanın dostluğundan ayrılmakla etkisiz iş yapan
duruma döneceğini öğrendik.
2.
Arif kişinin
geniş ufuk sahibi olduğunu, mekânsızlık âleminden bilgiler edindiğini öğrendik.
3.
Aklın anlayış kabiliyetini
candan aldığını ama ruhun anlayışının başka
olduğunu öğrendik.
4.
Canın akla tesir
ettiğini, aklın da gerekli önlemleri aldığını öğrendik.
*
İşte böyle yaren,
Arif kişinin bilgisini istekli
binlerce kişi olsa bile; o ölü gönlünü diriltmek isteyen kişiye aradığını ve
ona bilgi verdiğini öğrendik.
Ariflerin azametli
olduklarını, bütün halkın kendilerine sevgi ile bağlanıp hizmet etmelerini
istediklerini öğrendik.
Ariflerin kendilerine edepli
davranılmasını beklediklerini, edep göstermeyenlere Allah ile o kişiye aracılık
etmeyeceklerini, sana sır vermeyeceklerini öğrendik.
Olgun insanın özellikleri bir
olay olmadan anlaşılamaz.
Ahmaklar olay içinde olsalar da,
sonuçları görseler de olgun insanı anlamazlar.
Daha geniş bilgi edinmek
istiyorsan:
RAVLİ ARİF yazarak Googleden incelemelisin.
*
RAVLİ