31 Ekim 2012 Çarşamba

ŞEMSİ TEBRİZİ VE MEVLANA HAZRETLERİNE MEKTUP 25

Çocuklar, "Rabbi Musa'ya göründüğü vakit,"
(K. 7/139) anlamındaki ayeti okurlar.

Hâlbuki Allah bütün gün Musa ile beraberdi.
Güneş böylece her tarafa bakar, bir zerre kaybolmaz.

Ondan bir feryat kopar, çünkü ateşten kaçmaz, bu takdirde o makam pervanenin seyranıdır.

 Çulha çulhalığını (Hilekâr hilesini yapar) unutmaz ancak o sanatı yapar.
Sırmalı elbiseden (Erdemden) ne anlar?(M. 246)

Üç kız bir arada oturmuş konuşuyorlardı:
Her biri babasının işinden söz etmişti.

Biri diyordu ki:
Babam Sultanın katırına çul dokur, çulhadır o.
Beni okşamasa ne minnet ayağımı bile öpse azdır.
Bunların gördükleri ve konuştukları ancak bu gibi şeylerdir.

Hazreti Peygamberin, o yüceliği, ululuğu ve kudreti ile beraber bir odacığı bile yoktu.
Hâlbuki ona iki yüz değil, dört yüz oda yaraşırdı.

İsa'ya inanan Hıristiyanlar, onu çok yoksul bir Allah elçisi bilirler.

Feryada gücüm yetmiyor.
Çünkü bu ses neyden çıkar.

Bugün Semender'in ateşe âşık olması hiç şaşılacak şey değildir.
Her zaman her bir varlık bir şeye âşıktır.

Aşktan yüz mü çevireyim; kuvvetli dayanağın var.
Hak yolunun ulu önderi sizsiniz!
Senet sizindir!

Bir zavallıyı Hazreti Muhammed'in (S. A.) yüce katına getirdiler; bu namaz kılmaz, dediler.

Evet, dedi, adamcağız.

Hiç bir iş yapamıyorum; ancak Allah'ı ve onun Peygamberini seviyorum.
Nihayet onların dostluğu beni yolda koymaz.

Eğer Mevlâna Celâleddin desem, evet fena değildir, der.
Falan, bana nasıl inanır?
Hiç şüphe yok ki, temel onlardır.

Ötekiler onların sözlerini taklit ederler.
Bir işimiz yoktur diyoruz, işte bir iş çıktı, ötekiler bunların sözlerini anlatırlar, bunlar da onlardan gelen sözlere ses çıkarmazlarsa kapılar tekrar açılır.

Eğer işitirse, işittiğini ya söyler de dinlemez yahut dinler de söylemez.

                 ***

MAKÂLÂT. Şems-i Tebrizi.
Çeviren Mehmed Nuri Gençosman.
ATAÇ yayınları Tasavvuf 6

                    ***
Neler öğrendik:

1.   Tanrı’nın Musa Peygamber ile beraber olduğunu ancak Musa’nın bunu görmeden anlayamadığını öğrendik.

2.   Tanrı eri yanıp yakılmaktan korkmadıklarını, bu uğurda kendini yok ederek Tanrı varlığında var olmanın dayanılmaz isteğinde olduklarını, hiçbir korkunun buna engel olamayacağını, bu makamda olanların hareket tarzının böyle olduğunu öğrendik.

3.    Her insanın bu dünyada bir görevi olduğunu, kendi sanatını sevip kabullenerek yaptığını öğrendik.

4.   Başkasının basit olarak yaptığı işi yüceltenlerin sıradan insanlar olduklarını öğrendik.

5.   Kâinatın en yüce insanı Hazreti Muhammed’in bir odası bile olmadığını, yüceliğin malla, mülkle, makamla, para ile olmadığını öğrendik.

6.   Her varlığın bir şeye âşık olduğunu, kim neye âşıksa bir zaman sonra onunla bütünleştiğini öğrendik.

7.   Namaz kılmaktan önce yapmamız gerekenin Allah’ı ve onun Peygamberini sevmek olduğunu öğrendik.

8.   Mevlana Hazretlerin söylediklerinin temel olduğunu, diğer din hakkında söz sözlerin bu sözleri taklit ettiklerini öğrendik.

9.   Mevlana Hazretlerinin sözlerini işittiği gibi söyleyip kendine bir hisse almayanların olduğunu öğrendik.

10.                  Mevlana Hazretlerinin sözlerini dinler, anlar fakat adını söyleyerek başkalarına aktarmayanların olduğunu öğrendik.

 İşte böyle yaren,

Aklı karışık olan meydanda ve açık olan bir şeyi dahi göremez, gördüğünün de o olduğuna inanmaz.

Onun görmesi ve inanması için isteğinin hemen olması telaşından çıkıp sakinleşmesi gerekir.

Peygamber efendimizin bir odacığı bile olmamasına rağmen yüceliği, ululuğu ve kudreti vardı.

Bugün sünnete çok uygun hareket ettiğini söyleyen ve gösterenlerin bu hakikati görmezlikten gelip mal, mülk, makam, para çoğalttıklarını görmekteyiz.

Aslında mala, mülke, makama, paraya olan aşklarına kolayca ulaşabilmek için halkın güvenini kazanarak dini ve inancı dayanak yapıp üstünden geçerlerler ve amaçlarına ulaşırlar.

Ey yaren,
Birine neyin var diye sor.
O sana şuyum var derse o söylediği onun aşkı olduğunu anlamalısın.

Hakiki olarak Tanrı’yı ve onun peygamberini seven insan Tanrı ve onun Peygamberinin dostluğunu kazanır ve bu dostluk onu diğer dostlarda birliktelik sağlatarak sahip çıkarlar, o kişiyi asla yolda bırakmaz.

Yarenlerin sevgi konusunu ve sevginin aşk hastalığına (Makamına) ulaşıp diğer bütün ruhsal hastalıklardan kurtulmasını okuyup anlamalarını öneririm.

 RAVLİ SEVGİ
RAVLİ TANRI’YI SEVMEK
RAVLİ PEYGAMBERİ SEVMEK
RAVLİ GÖNÜLDEN SEVMEK yazarak Google dan sevgi konusunu büyüklerimizin anlatımlarından incelemeni öneririm.

 

Çünkü sevgi yoksa merak, alışkanlık ve çıkar beklentisi vardır.

Merak bir fikir sahibi olunduktan sonra önemi biter.

Alışkanlık ise manayı yitirmek suretiyle taklitçi olmaktır.

Çıkar beklentisi sınırsız ve doyumsuz olduğundan istenilene ulaşılamaz.

Sevmek ve o sevgiyle bağlanmak seni istediğin yere götürür. 

                                      *

RAVLİ

Popüler Yayınlar