Usta susmadı, dedi ki:
Bundan daha iyisini de
dikebilirim ey Allah Resulü! Dikmeyi başarabilirim.
Buyurdular ki:
“ O
halde onu kim için saklıyorsun? “Bu daha iyi pabucu kime dikeceksin?
Mademki benim için dikmedin kimin için dikmek istiyorsun?
(M. 237) Hazreti Muhammed Aleyhisselâm kırk yaşına kadar davette bulunmadı.
Sonra tam yirmi üç yıl halkı İslam’a davet etti.
Bu kadar işler oldu.
Evet, her ne kadar bu müddet az idi.
Allah ile birlikte geçen her an bilirsin ki, ölümsüz ve sonsuzdur.
Ben bu zevksiz erişte pilavından yiyorsam, hep onun elindendir.
Yarabbi!
Onu parmakla göstereyim de
gör! Parmak budur, o değildir, budur, budur.
Farenin biri devenin yularına yapıştı, onu çekmeye başladı.
Deve uysallığı, alçak gönüllüğü ve ağırbaşlılığı yönünden farenin arkasından yürüdü.
Nasıl ki, "Mümin de uysal develer gibi sabırlıdır,"
buyrulmuştur. Devenin bu uysallığını onun yumuşak huylu ve alçakgönüllü
olmasına, bazıları da onun bütün hayvanlardan daha uzun boylu olmasına rağmen
akıl derecesinin düşkünlüğüne yorarlar.
Bunun sırrı başkadır.
Fare, deveyi su kenarına kadar yürüttü.
O çabuk yürüyüşlü, iri cüsseli hayvan aciz kalamazdı.
Fareye sordu:
Şimdi burada niçin
durakladın? Buradan niçin geçmiyorsun?
Sen, benim gibilerin yularına
yapışmanın sana yakışmayacağını bilemedin mi?
Şimdi nasıl tuttunsa yuları,
yürü bakalım!
Fare, su çok büyük ve derin,
dedi.
Ayağını suya basan deve, gel dedi.
Sudan geçmek kolaydır;
nihayet dizkapağında.
Fare, ama dizden dize fark var, dedi.Şimdi sen de tövbe et ki, bir daha böyle yüzsüzlük etmeyesin!
Benim semerimin üstüne çık otur!
Benim semerimde senin gibi yüz binlerce farenin ağırlığının ne değeri var?
Bir anda suyu geçeriz.
Geldim eteğine yapıştım,
kenara çekildik.
Diyorsun ki:
Nice böyle uzun boylu
alçaklardan bizim için bir uzun boylu, bir yüce yaratılışlı birisi çıkmaz,
çıkamaz da neden bellidir bu?
Şüphesiz konuşmak gerek, ama
bunlardan konuşmaya lüzum yok, bunun sözünü etmeye değmez, ancak teslim etmek
gerek 'o kadar.
Söz sözü açar, derler.
Mademki Hak razı oldu sultan
yüzünü sana çevirdi, artık bağ bekçisini elde ettikten sonra bağ senin oldu
demektir.
Hangi ağaçtan meyve istersen al!
Mademki bu saatte sen
konuşuyorsun, hiç kimse konuşamaz.
Diyemez ki, ben doğru
konuşuyorum. Sen akıllı kişileri dinle.
Senin buraya gelmen bizim
için çok hayırlı oldu.
Ne yazık ki, ömür vefa
etmiyor.
Cihan altınlarla dolu
olmalıdır ki onu senin vuslatın (Buluşmanın) şerefine ayaklarına saçayım.
Bizim canlı Allah’ımız var, ölü Allahları ne yapacağız?
O eşsiz Allah'ın manası aynı manadır. (M. 238)
Allah'ın vaadi (Söz verdiği) bozulmaz,
ancak o yalancı Allah’lar bozguna uğrar ve bozulur.
Allah daima
gayretli (İstekli) davranır.
Biri sordu: iblis kimdir?
Öteki, sensin dedi.
Çünkü ben Allah'ım, benim
tersim de sensin, başka kim olacak?
Düğünler, evlenmeler bir türlü
değildir. Bu da nefsin düğünüdür.
***
MAKÂLÂT. Şems-i Tebrizi.
Çeviren Mehmed Nuri Gençosman.ATAÇ yayınları Tasavvuf 6
***
Neler öğrendik:
1.
Elimizden gelen
hizmetin en iyisini Peygamberimize ve onun mirasçısına yapmamız gerektiğini
öğrendik.
2.
Tanrı ile geçen
her anın değerli olduğunu bunu İslam dininde daha kolay yapılabileceğini
öğrendik.
3.
Tanrı ile beraberlik
zevkine varanların başka zevkler aramadığını öğrendik.
4.
Tüm işaretlerin
Tanrı şahadetini (Tanrı varlığının doğruluğuna inanmak) gösteren işaretler
olduğunu öğrendik.
5.
Müminin uysal, yumuşak
huylu ve alçakgönüllü olduğunu bu huyunun büyüklüğünden, güçlülüğünden
oluşacağını öğrendik.
6.
Başkalarına
kolayca uyabilen, sözlerini dinleyip karşı gelmeyen, yumuşak başlı kişiye uysal
dendiğini, müminin aptal, bön, başkasının sözüyle davranan kişi olarak
görülmemesi gerektiğini öğrendik.
7.
Müminin hoş,
tatlı, okşayıcı davrandığını, kendisinden istenileni geri çevirmediğini,
kızgınlığının ve öfkesinin gizli düşmanlığa dönmeden geçtiğini böyle davranarak
yumuşak huylu olduğunu gösterdiğini ancak kolayca başkaları tarafından
etkilenerek şekil değiştirmeyeceğini öğrendik.
8.
Kendi değerini olduğundan aşağı gösteren,
başkalarını küçük görmeyen, büyüklenmeyen, gösteriş yapmayan, kibirlenmeyen
kişi olarak alçak gönüllü olduğunu öğrendik.
9.
Büyük kişiyi
kendi istediği şekle ve yola getirmek isteyenin yüzsüzlük (Utanmazlık,
sıkılmazlık, çekinmezlik, arsızlık ) yaptığını öğrendik.
10.
Her insanın
yapısına göre yeteneklerinin, güçlerinin farklı olduğunu, birisinin boğulacağı
bir sorun karşısında diğerinin o sorunu kolayca aşabileceğini öğrendik.
11.
Akıllı kişileri
dinlememiz, sözlerini ve önerilerini dikkatle değerlendirmemiz gerektiğini
öğrendik.
12.
Bir yerden bir
şey elde etme yerine sahibini elde etmemiz gerektiğini, sahibini elde edersek
oradan istediğimiz her şeyi alabileceğimizi öğrendik.
13.
İsteyeceğimiz,
arayacağımız Allah’ın pasif, bir şey yapmayan, karışmayan, cansız, resim gibi
duran bir Allah olmaması gerektiğini öğrendik.
14.
Kimi arıyorsak,
aradığımız her ne ise kendimizin ölçüsü, değeri ve göstergesi olanı
gösterdiğimizi öğrendik.
15.
Aradığımız,
bütünleşmek, birleşmek istediğimize dikkat etmemiz ters isteklerin yanlışına
düşmememiz gerektiğini öğrendik.
İşte böyle yaren,
Ne ararsak elbette onu buluruz
ve ona ulaşırız.
Tanrı’yı arayan Tanrı’yı
bulur, İblisi arayan iblisi bulur.
Arama birleşme ile son bulur
ve kişi o aradığı her ne ise onunla bütünleşerek bir olur.Bu bakımdan arayışımıza dikkat etmeliyiz.
İstediğimizi öncelikle doğru
tespit edip arayışımızı bu maksada göre yönelinmesi, bundan söz edilmesi, sözün
de dallanıp budaklandırılmadan tek bu isteğe yönlendirilmesi gerekiyor.
Allah’ı arayan dostlarımız
bizimle beraber yaşayan Allah olduğunu, her an bizimle ve bize yakın ve de
bizim için güzel bir şeyler yapmaya çalıştığının bilincine varması ve gözlemlerini
yaparak örneklere sahip olup tereddütlerini gidermesi lazımdır.
Doğru tanım Allah’ın
gerçekliğini görmek, tanımak, yaşamak, bilincinde olmakla ve Allah ile bir
olmakla olur.
Allah bizden ayrı değil ki
biz onu kendimizden ayırarak başka bir konum ve duruma sokalım.
Arayış aslında kendimizi
aramak ve kendimizi bulmakla gerçekleşir.
Yarenlerimizin RAVLİ MANTIK AL-TAYR 1 FERİDÜDDİN-İ ATTAR ve RAVLİ MANTIK AL-TAYR 2 FERİDÜDDİN-İ ATTAR Hikâyelerini okumalarını öneririm.
*
RAVLİ