25 Ekim 2012 Perşembe

ŞEMSİ TEBRİZİ VE MEVLANA HAZRETLERİNE MEKTUP 19

Şiir:
Dostların ayrılığından ah çekmek, yarın vedalaşmasından figan (Yüksek sesle inlemek) yaraşır.
Bu iki mutsuzluğa uğramaktansa, ölüm bin kat daha hoştur
.


Burada işi düzeltmek gerektir, iyi bir iş yaptın, cennette kendine açık bir makam hazırladın, kendi yerini de gördün, o zaman geçti.

Bir dindarın (Allah’a inanmış ve bağlanmış) önündeki bir akçe, başka birinin elindeki yüz bin dinardan daha iyidir.

Dinsizi ateşin üstüne atar cehenneme götürürler.

Benim ipim uzun, geniş ve ince değilse bile herkes onu görebilir.

Sen kimsin? Diyordum ona.
Önünde bir pul değerinde helva var, dedim, heybetle bir baktım.

Üstat ve kâmil bir insan idi, hiç aldırmadı, sen bilirsin, dedi.
Beni Allaha ısmarla, o günahları örtücüdür ve en güzel güven yeridir.
Bu Seyidin sözüdür:


Seyid Burhaneddin, Hakîm Senayî'nin hem müridi, hem de şeyhi oldu.
Seyid derdi ki:
Lokmayı başının arkasından götüren kimse ola ki, sinirini koparır.

Allah kuluna inayet (İyilikte bulunma) ederse bir Hıristiyan çocuğunu bile onun yolunda Müslüman eder.

Bu söz bu güzelliği ile söylenmeye değer.
Hem de söylemek gerektir ki, benim nazarım ona değerse Müslüman olur.
Kürklü hırka ile çarığı unutma!

(Şu andaki sahip olduğun iyi durumlara kavuşmak için yaşadığımın zorlu aşamaları unutma)

Onun arkasından gitmenin ne yeri var!
Korku nerede kalır?

Rastgele bir şey yeme ki, sonunda eğer onu yemeseydim daha iyi olurdu yahut keski hiç yemeseydim, demeyesin.

Önce kumaşı ölç, sonra kes, işlerimizde daima iyi, güzel tedbirler alalım.

Kuran’da:
 "Uykunuzu size rahat sebebi, geceyi size örtü kıldık.
Gündüzü de geçiminizi sağlamak için ayırdık,"
(K. 78/9, 10) buyrulmuştur.

Uykunuzu rahat, gecenizi örtü kıldım buyrulması ayıklık haline işarettir.
Gündüzü geçim zamanı kıldık buyrulması da, küçük balıkları yiyerek geçinen büyük balığın haline şükretmesi gibidir.

Denizde sular arasında bir aydınlık belirdi, gemiciden sordum, hiç bir ses çıkarmadı.

Bir gün yine o aydınlıkta gidiyorduk, başka bir parıltı daha belirdi. Ondan sonra gemici derhal secdeye kapandı.
(M. 239)
Bu şükran secdesidir, dedi.
Eğer söyleseydim ödün patlardı.

Gözünün birini bir balığa, ötekini başka bir balığa dikmiş; eğer bir an gemide uyusaydım öteki balığı göremeyecektim.

Balık her zaman denizde şaşkın bir durumdadır.
Ama deniz de o balığa şaşmaktadır.

Benim içimde o büyüklük ve genişlik nasıl olur?
Bende ne var diye şaşmaktadır.

Elimde hafif bir ışık tutuyordum.

Köpek havladı, onun heybetinden eve kaçtım.
O evden başka bir eve sonra da büyük bir tandır ocağının içine sığındım.
Hey anneciğim, hey anneciğim!
Silâhımı getir, dedim.

Anne mızrağımı ve kılıcımı getir; dışarı çık, mahallenin başında havlayan o köpeğe, hav-hav, sensin, hav-hav senin annen babandır de.

Eğer yiğitsen tandır başına gel!
(Sohbete gel)
Mızrakla senin beynini patlatırım gel!

Yedi yüz yiğit kişilerdik.

Yedi Tacik (Farsça konuşan orta Asya halkı) üstümüze saldırdı, biz çok sopa yedik, onlar da pek çok eşya götürdüler.

Parmağımı öyle bir sıktı ki, Yarabbi onu tut, onu, onu! Dedim.
Mevlâna'yı değil, falanı değil, bunu değil, bu ayağı da değil.
Onu görmüyor mu?

Sana şaka mı geliyor bunlar, yağmur gönderdi ki, yorganımızı başımıza çekelim de altına girelim.
Benden bir söz işitti.
Bunu o söyledi, soğuk kaçtı.
Başkaca hiç bir şey söyleyemedi.

Niçin sıkıldın, dedim.
Sustu, konuşamadı.
Sonra tekrar dili açıldı, yürüdü.

O söylediğin şeyi anlatır mısın? Dedi.
Gördüğüm rüyayı içim boşansın diye tekrarlamamı mı istiyorsun dedim.

Ama gönlünü rüyadan boşaltırsan ne ile boşaltacaksın
                 ***
MAKÂLÂT. Şems-i Tebrizi.
Çeviren Mehmed Nuri Gençosman.
ATAÇ yayınları Tasavvuf 6

                    ***
Neler öğrendik:

1.   Sevilen bir dosttan ayrılmanın sonradan pişmanlık doğuracağını öğrendik.

2.   Allah’a inanmış ve bağlanmış kişinin elinde bulunan olanağın diğer inanmamış kişilerin olanaklarından çok daha güçlü ve işe yarar olduğunu öğrendik.

3.   Cehennemlik bile olsak Şems Hazretlerine bağlanmamız ve cehennemden kurtaracağına inanmamız gerektiğini öğrendik.

4.   Değerlendirmede ve yapacağımız işlerde tereddüt edersek Allah’a ısmarlamamızın daha doğru olacağını öğrendik.

5.   Doğru sözü doğru kişiden almak ve doğru şekilde öğrenmek gerektiğini öğrendik.

6.   Güzel sözü güzel kişinin söylemesi gerektiğini öğrendik.

7.   Yapacağımız bir işten sonunda pişman olmamak için ölçümleri yapmamız, ara hedefleri koymamız, lazım olanları sağlamamız ve zarar ve tehlikelere karşı tedbir almamız gerektiğini öğrendik.

8.   Rahat etmenin uyanıklıkla olacağını öğrendik.

9.   Tanrı’nın rahmet (Bağışlaması, acıması, esirgemesi, koruması) âleminde pırıltılarını gösterdiğini, kiminin aydınlık ortamda kiminin de görünmez ortamda eserler ortaya çıkardığını, ancak uyanık olanların bunları görebileceğini öğrendik.

10.                  Silahımız yoksa tehlike karşısında kaçıp saklanmamızın gerektiğini öğrendik.

11.                  İçimiz boşalsın diye rüyamızı başkasına anlattığımızı öğrendik.

İşte böyle yaren

 Şems Hazretlerinin Mevlana Hazretlerinden ayrılmasının kendisine üzüntü verdiğini, gördüğü rüyalarla korkutulduğunu, yalnızlığa itildiğini, gönlünün sıkıntısını rüya ile boşaltmaya çalıştığını öğrendik.

 Rüya önemlidir.
Rüya gönül âleminde görünenlerin akla şekil olarak gözükmesidir.

 Tanrı erleri kendi gördüğü rüya ile kendini aynada görür gibi ip uçları elde ederek yeniden kendilerini değerlendirir, hedef koyarlar, sakınılması gereken şeylerden haberdar olurlar.

Daha geniş bilgi için RAVLİ RÜYA yaz ve incele.

                                     *
RAVLİ

Popüler Yayınlar