Dostların ayrılığından ah çekmek, yarın vedalaşmasından figan (Yüksek sesle inlemek) yaraşır.
Bu iki mutsuzluğa uğramaktansa, ölüm bin kat daha hoştur.
Burada işi düzeltmek
gerektir, iyi bir iş yaptın, cennette kendine açık bir makam hazırladın, kendi
yerini de gördün, o zaman geçti.
Bir dindarın (Allah’a inanmış ve bağlanmış) önündeki bir akçe, başka birinin elindeki yüz bin dinardan daha iyidir.
Bir dindarın (Allah’a inanmış ve bağlanmış) önündeki bir akçe, başka birinin elindeki yüz bin dinardan daha iyidir.
Dinsizi ateşin üstüne atar
cehenneme götürürler.
Benim ipim uzun, geniş ve
ince değilse bile herkes onu görebilir.
Sen kimsin? Diyordum ona.
Önünde bir pul değerinde
helva var, dedim, heybetle bir baktım.
Üstat ve kâmil bir insan idi,
hiç aldırmadı, sen bilirsin, dedi.
Beni Allaha
ısmarla, o günahları örtücüdür ve en güzel güven yeridir.Bu Seyidin sözüdür:
Seyid Burhaneddin, Hakîm
Senayî'nin hem müridi, hem de şeyhi oldu.
Seyid derdi ki: Lokmayı başının arkasından götüren kimse ola ki, sinirini koparır.
Allah kuluna inayet (İyilikte
bulunma) ederse bir Hıristiyan çocuğunu bile onun yolunda Müslüman eder.
Bu söz bu güzelliği ile söylenmeye değer.
Hem de söylemek gerektir ki, benim nazarım ona değerse Müslüman olur.
Kürklü hırka ile çarığı unutma!
(Şu andaki sahip olduğun iyi durumlara kavuşmak için yaşadığımın zorlu aşamaları unutma)
Onun arkasından gitmenin ne
yeri var!
Korku nerede kalır?
Rastgele bir şey yeme ki,
sonunda eğer onu yemeseydim daha iyi olurdu yahut keski hiç yemeseydim,
demeyesin.
Önce kumaşı ölç, sonra kes,
işlerimizde daima iyi, güzel tedbirler alalım.
Kuran’da:
"Uykunuzu size
rahat sebebi, geceyi size örtü kıldık. Gündüzü de geçiminizi sağlamak için ayırdık,"
(K. 78/9, 10) buyrulmuştur.
Uykunuzu rahat, gecenizi örtü kıldım buyrulması ayıklık haline işarettir.
Gündüzü geçim zamanı kıldık buyrulması da, küçük balıkları yiyerek geçinen büyük balığın haline şükretmesi gibidir.
Denizde sular arasında bir
aydınlık belirdi, gemiciden sordum, hiç bir ses çıkarmadı.
Bir gün yine o aydınlıkta
gidiyorduk, başka bir parıltı daha belirdi. Ondan sonra gemici derhal secdeye
kapandı.
(M. 239) Bu şükran secdesidir, dedi.
Eğer söyleseydim ödün patlardı.
Gözünün birini bir balığa,
ötekini başka bir balığa dikmiş; eğer bir an gemide uyusaydım öteki balığı
göremeyecektim.
Balık her zaman denizde
şaşkın bir durumdadır.
Ama deniz de o balığa
şaşmaktadır.
Benim içimde o büyüklük ve
genişlik nasıl olur?
Bende ne var diye
şaşmaktadır.Elimde hafif bir ışık tutuyordum.
Köpek havladı, onun heybetinden eve kaçtım.
O evden başka bir eve sonra da büyük bir tandır ocağının içine sığındım.
Hey anneciğim, hey anneciğim!
Silâhımı getir, dedim.
Anne mızrağımı ve kılıcımı
getir; dışarı çık, mahallenin başında havlayan o köpeğe, hav-hav, sensin, hav-hav
senin annen babandır de.
Eğer yiğitsen tandır başına gel!
(Sohbete gel)
Mızrakla senin beynini patlatırım gel!
Yedi yüz yiğit kişilerdik.
Yedi Tacik (Farsça konuşan orta Asya halkı) üstümüze saldırdı, biz çok sopa yedik, onlar da pek çok eşya götürdüler.
Parmağımı öyle bir sıktı ki,
Yarabbi onu tut, onu, onu! Dedim.
Mevlâna'yı değil, falanı
değil, bunu değil, bu ayağı da değil. Onu görmüyor mu?
Sana şaka mı geliyor bunlar,
yağmur gönderdi ki, yorganımızı başımıza çekelim de altına girelim.
Benden bir söz işitti. Bunu o söyledi, soğuk kaçtı.
Başkaca hiç bir şey söyleyemedi.
Niçin sıkıldın, dedim.
Sustu, konuşamadı. Sonra tekrar dili açıldı, yürüdü.
O söylediğin şeyi anlatır
mısın? Dedi.
Gördüğüm rüyayı içim boşansın
diye tekrarlamamı mı istiyorsun dedim.
Ama gönlünü rüyadan boşaltırsan
ne ile boşaltacaksın
***
MAKÂLÂT. Şems-i Tebrizi.
Çeviren Mehmed Nuri Gençosman.ATAÇ yayınları Tasavvuf 6
***
Neler öğrendik:
1.
Sevilen bir
dosttan ayrılmanın sonradan pişmanlık doğuracağını öğrendik.
2.
Allah’a inanmış
ve bağlanmış kişinin elinde bulunan olanağın diğer inanmamış kişilerin
olanaklarından çok daha güçlü ve işe yarar olduğunu öğrendik.
3.
Cehennemlik bile
olsak Şems Hazretlerine bağlanmamız ve cehennemden kurtaracağına inanmamız
gerektiğini öğrendik.
4.
Değerlendirmede
ve yapacağımız işlerde tereddüt edersek Allah’a ısmarlamamızın daha doğru
olacağını öğrendik.
5.
Doğru sözü doğru
kişiden almak ve doğru şekilde öğrenmek gerektiğini öğrendik.
6.
Güzel sözü güzel
kişinin söylemesi gerektiğini öğrendik.
7.
Yapacağımız bir
işten sonunda pişman olmamak için ölçümleri yapmamız, ara hedefleri koymamız,
lazım olanları sağlamamız ve zarar ve tehlikelere karşı tedbir almamız
gerektiğini öğrendik.
8.
Rahat etmenin
uyanıklıkla olacağını öğrendik.
9.
Tanrı’nın rahmet
(Bağışlaması, acıması, esirgemesi, koruması) âleminde pırıltılarını
gösterdiğini, kiminin aydınlık ortamda kiminin de görünmez ortamda eserler
ortaya çıkardığını, ancak uyanık olanların bunları görebileceğini öğrendik.
10.
Silahımız yoksa
tehlike karşısında kaçıp saklanmamızın gerektiğini öğrendik.
11.
İçimiz boşalsın
diye rüyamızı başkasına anlattığımızı öğrendik.
İşte
böyle yaren
Rüya
gönül âleminde görünenlerin akla şekil olarak gözükmesidir.
Daha
geniş bilgi için RAVLİ RÜYA yaz ve incele.
*
RAVLİ