Hamamda daima cinler vardır.
Şimdi bu hamamda hep melekler
toplanmış, Mevlâna kıbleye döndü, bu kıble asla hali değildir, buyurdu.
Onun işi nedir; kıbleye
yolculuk yapmaktan, hac ve Kâbe ziyaretinden başka ne yapar?
Siz yanlış kıbleye
yönelmişsiniz.
Hazreti Peygamberi (Allah’ın
salât ve selâmı üzerine olsun) on ikinci görüşünden sonra tekrar rüyasında
gördü ve dedi ki:
"Ey Allah elçisi! (M. 216)
Her Cuma gecesinde
kendini bana gösteriyordun, bu müddet içinde beni susuz kalmış balık gibi
kurtarıyordun!"
Hazreti Peygamber, "Taziye (Başsağlığı dileme) ile meşguldüm,"
buyurdular.
Sordum:
"Ne taziyesi? Ya resulallah!" "Kendi ümmetimin taziyesi ile" buyurdular.
"Bu iki yıl içinde ancak yedi kişi yüzlerini gerçek kıbleye çevirmişler ve
bana gelmişlerdir.
Başka hiç kimse
yoktu. Geri kalanların hepsi yüzlerini kıbleden döndürmüşlerdir." Şimdi bu sözde gizli bir mana vardır, işte bu,
"Onun yorumunu ancak Allah ve bilgide uzman olanlar bilir" (K.
3/7) anlamındaki ayetin açık bir misalidir.
İşte Bayezid de nefsini arıklaşmış (Zayıflamış) gördü.
Ona, "Neden böyle
arıklaştın (Zayıfladın)?" diye sordular. İşte Bayezid de nefsini arıklaşmış (Zayıflamış) gördü.
"Tedavisi mümkün olmayan bir hastalık yüzünden," dedi.
O yüzdendir ki, "Halk
gelip senin önünde secdeye kapanıyor, sen de kendini o secdeye lâyık
görüyorsun," diyen kişiye şu cevabı verdi: "Amma nihayet sen
galipsin, benim seni mağlûp etmeye gücüm yetmez."
Bayezid, ölümü sırasında
zünnar (Papazın hizmet kemeri) istedi, onda ne sır olduğunu anlamak istedi.
***
MAKÂLÂT. Şems-i Tebrizi.
Çeviren Mehmed Nuri Gençosman.ATAÇ yayınları Tasavvuf 6
***
Neler öğrendik:
1. Tanrı eri şeytanın olduğu bir yere gitse bile orayı
meleklerle doldurduğunu öğrendik.
2. Kıblenin yani yönümüzün sadece Kâbe’deki taş bina
olarak düşünülmemesi gerekmediğini, mana bakımından da yönelmenin gerektiğini
öğrendik.
3. Gönül kıblesini bilmemiz, önce gönül kıblesine dönmemiz
gerektiğini öğrendik.
4. Tanrı erlerine yönelmemiş olanların gerçek kıbleyi
bulabileceklerini, Tanrı erlerinin yolu aydınlatmasıyla ve göstermesiyle gerçek
kıblenin bulunabileceğini öğrendik.
5. Allah’ın emrine uyarak bedeni ve malı ile severek ve
isteyerek önerilen yere gitmenin, hizmet etmenin kıbleye
yolculuk olduğunu öğrendik.
6. Yerinde ve zamanında emredileni yapmanın hac olduğunu öğrendik.
7. Dünyada yaşarken görünmeyen âlemin farkına vararak
değerini anlamak için yapılan çalışmaya Kâbe ziyareti
olduğunu öğrendik.
8. Darlıkta başvurulan kapının gerçek
kıble olduğunu öğrendik.
9. Dünya sarhoşu olmakla kıbleden
yüzümüzü çevirmiş olacağımızı öğrendik.
10.
Tanrıya secde
etmek yerine kendisine secde edilmesini isteyenin ve bekleyenin Tanrı
kapısından içeri giremeyeceğini öğrendik.
Mevlana Hazretleri zaman-zaman hamamda günlerce kalır cinler ile sohbet eder ve onlara Müslümanlığı ve Tanrı aşkını anlatarak cinleri Müslüman ederdi.
Babam
rahmetli Müftü Fehmi BAYRAŞA ile afyonda Gâvur hamamına (Taciahmet mahallesinde
şimdi sanat müzesi olmuş) giderdik.
Hamamın
yıkanılan kısmına girerken babam selâm (Barış,
rahatlık, sonu iyi olma) ey cinler der, destur
(Müsaade) dedikten sonra yıkanmaya başlardık.
Cinler hakkında geniş bilgi için MANTIK AL-TAYR 2 FERİDÜDDİN-İ ATTAR BUĞDAY YEMEK HİKAYESİ, LEYLA İLE MECNUN,
DÜNYA ÖLÜ TOPRAĞI İLE
KAPLANMIŞTIR, ATALARIMIZ MANALI NELER
DEMİŞ- RAVLİ CİN yaz
CİNLER HAKKINDA BİLGİ AL.Google dan
okumalısın.
*
Tanrı
sözünü hakikatine uygun öğrenmek ve anlamak için Tanrı erlerinin aklımızın
anlayabileceği ve kabul edebilmesi için anlattıklarını öncelikle öğrenmemiz
gerekmektedir.
Burada
hiçbir çıkar gütmeden yön veren ve yolu aydınlatan bir büyüğe gönülden
bağlanmak, dediklerini doğru kabul ederek kendimizi yeniden yapılandırmamız
gerekir.
Şems
Hazretlerini anlamak için önce Mevlana Hazretlerini anlamaya çalışmamız
gerekmektedir.
Mevlana
Hazretleri anlayışımıza daha yakın bir anlatımla bizi yönlendirir.
Şems
Hazretleri daha gizemli anlatımla anlatmaktadır.Her ikisinin de aynı gerçekliği anlattığını görürüz ve sevgi ve saygımız artar.
Mevlana
Hazretleri kendisini bağlananı hazırlar ve yönlendirir.
Şems
Hazretleri hazır olanı daha ileri fırlatır.İkisinin de amacı aynıdır ve bize hakikati öğretirler.
*
RAVLİ