Yüksek sözler söylerim hiç
kimse kımıldanmaz.
Çulha hikâyesini anlatırım
kendilerinden geçer, nara atarlar. «Acaba eksik miydi ki, cehennemde kaldı,» dedim.
Ama kuvvetli kâfirlik
gerektir ki Allah’ın kahir sıfatı olan cehennemde sonsuzluğa kadar kalsın.
Şiir:
Gözüm her gelip
geçene bakmaktaRast gelen her yere sıçrayıp durmaktayım.
Her kim bana bunu söylerse
öyle olayım.
Bundan başka her ne söylerse
bu güfteden bir bölümdür.
Peygamber:
«Ne
mutlu beni görene, ne mutlu beni göreni görmüş olana,» buyurmuştur.
Şeyh bana dedi ki:
Eğer o defteri tavandan aşağı
indirirsen daha sağlam durur.(İlahi bilgileri yeryüzünde anlatmak)
Aşağı indirdim benden
sakladı.
Yani tamamladı.
Uzaktan bütün Peygamberlerin
ruhlarını gözden geçirdim; geçip gidenleri birer-birer çözdüm.
Hazreti Muhammed (S. A.)
mübarek ruhu aralarında yoktu.
Çünkü o ölmemiştir. Bu yoldan söylüyordu.
Keramet odur ki, bir ağaç
parçasına yürü deyince ağaç hemen yürümeye başlar.
Minber de o anda yürümeye
başlar. Ondan bir parça yere düşünce sana söylemiyorum ey minber yerinde dur desin.
( Öyle bir er olunmalı ki; kendi isteğini Tanrı kendi isteği gibi kabul edip yerine getirsin)
Dedi ki: Ey Mustafa! (S. A.)
Benden niçin yüz çevirdin.
Peygamber buyurdu ki:
«Sen
niçin benim kardeşimden yüz çevirdin? Eğer ben ona yüz döndürürsem sen de bana tekrar iltifat buyurur musun?»
Evet buyurdu:
Eteğine bir avuç kuru üzüm
koydu. (M. 210) O henüz Hazreti Muhammed’in huzurunda iken, tekrar onu inkâra
kalkıştı, içeriden şeyh seslendi:
Gel.
Nihayet kaç kere çerez geldi.
Tabağı ona gösterince, eteğindeki kuru üzüm kaybolmuş, tabağın içine dolmuştu.
O da artık Müslüman olmuştu.
Şeyh Muhammed’in işi
üstadının yanında artık bitmişti üç kere o güzel çocuğu çağırması için onu
gönderdi, gelmedi.
Çünkü içinden ona engel
oluyordu.
Fakat dış görünüşte onu
boyuna gönderiyor ve çağırıyordu.Şimdi ona niçin bağlanıp kalıyoruz?
Bir güzel yaratalım.
Ama o, sana puta tapma sebebi olur!
Havaya bir çamur parçası
attı, güzel suretler belirdi.
(Güzel insanlar oldu)Oh dedi, onun yaratılışından Hüseyin’in kokusu geliyor.
Hemen suretler meydana çıkınca kavgaya başladılar.
Güzel sanatlardan olduğu için sordu:
Onun yaratılışından Hüseyin’in kokusu geliyor ama neden hemen kavgada şehit oldu.
İyi insan odur ki,
hiç kendi varlığı ile uğraşmaz.
Hoşlandığı şeye erişemez. «Yarabbi, beni Salih kullar arasına karıştır!» diye dua eder.
Ama o, bu Salihlerle beraber
olmaktan ne istiyordu.
***
MAKÂLÂT. Şems-i Tebrizi.
Çeviren Mehmed Nuri Gençosman.ATAÇ yayınları Tasavvuf 6
***
Neler öğrendik:
1. Halk yüksek sözler anlamazlar, hikâyeleri sevdiklerini
ve hoşlandıklarını, hikâyeler üstünden anladıklarını öğrendik.
2. Hemen söyleneni kabul etmeyen, hatta inkâr eden,
aklıyla görüşüyle ispat edilmesiyle anlayıp kabul edenin çok makbul kişiler
olacağını öğrendik.
3. Söylenene hemen inanan bir kişinin makbul ve beğenilen
kişiler olmadığını öğrendik.
4. Yüksek söz söyleyenin söylediği sözleri anlayacak
kişiler aradığını öğrendik.
5. Görmek sözünün anlamak manasında kullanıldığını
öğrendik.
6. Peygamberi
gözüyle gören veya sözlerini anlayanın mutluluğa kavuşacağını öğrendim.
7. İlahi bilgiler anlatıldığı, öğretildiği zaman
kıymetini bilen kişilerin kendi öz malı gibi sahiplenip, değersiz kişilerce
değersizleştirilmemesi için sakladığını öğrendik.
8. Tanrı erlerinden (Ermiş, evliya, veli, abdal, fakir,
yoksul) yüz çevirenlerin yüzüne Peygamberimizin bakmayacağını öğrendik.
9. Güzel insanların da çamurdan yaratıldığını öğrendik.
10.
Güzellik ve
sahiplenmek yüzünden kavgaların olduğunu öğrendik.
11.
Kendi
varlığımızla ve benliğimizi kıymetli olarak halka kabul ettirmek yerine yararlı, elverişli, iyi, uygun, yakışır hareket eden
kişilerin topluluğuna karışmak için dua etmemiz ve çalışmamız gerektiğini
öğrendik.
İşte
böyle yaren,
Bulunduğumuz
toplum bizi bir şekilde yönlendireceği, şekillendireceği için, doğru tercihle
yaparak ilahi bilgilerden beslenen bir toplulukta yer almak için çalışmalıyız.
Kendilerini
böyle güzel bir topluluk gibi gösterip cebimizdekilerin bütün paramızı almaları
için organize olmuşlara da uyanık olup, dikkat edip, uzak durmalıyız.
*
Güzeli
övmemiz, güzelliği sergilememiz, güzel olanları yaymamız ve güzel insanlar
yetiştirmek için uğraşmamız gerektiğini öğrendik, anladık.
Çirkini,
yanlışı, hatalıyı, olmamışı olgun gibi sunmanın yanlış olduğunu, temiz gönül ve
kalbe sokmamamız, söze getirip aklımızla uğraşmamamız gerektiğini öğrendik
anladık.
Bir
kişi neden söz ediyorsa önem verdiğin şeyin o olduğunu, birikiminin o türlü
şeyler olduğunu öğrendik, anladık.
*
RAVLİ