Bu iddia yalandır, burada kalıp daha ileri gitmeyecektir.
Fakat bu topluluğun vehminde
(Yersiz korkusunda, şüphesinde, tereddütte, kuruntusunda) ondan bir şey meydana geldi.
Bu vehim ve insanın içi,
dehliz (Üstü kapalı dar ve uzun geçit) gibidir.
Önce dehlize, sonra eve
girilir.
Bu dünyanın
hepsi bir ev gibidir.
Dehlizde görünen her şey
mutlaka evin içinde de zahir (Görünür) olur.
Mesela bu oturduğumuz evin
önce şekli, planı mimarın içinde hâsıl (Ortaya çıkmış) olup, sonra da evin
kendisi meydana çıkmıştır.
Bu dünya bir evdir.
Vehimler, düşünceler ve
fikirler de evin dehlizidir dedik.
Dehlizde meydana geldiğini
gördüğün her şeyin evin içinde de görülebileceğini hakikaten bilmelisin.
Bu dünyada peyda olan hayırlı
veya hayırsız bütün şeyler, evvela dehlizde peyda olur.
Sonradan burada görünmüştür.
Ulu Tanrı dünyada tuhaf garip şeyler bahçeler çimenlikler bilgiler ve
kitap gibi türlü-türlü şeyler meydana getirmek istediği
zaman, insanın içine bunların isteğini ve temayülünü (Meyletme, taraftarlık,
sevgi, ihtiyaç isteği) kor.
İşte bu arzu ve meyillerin
sonunda bütün bu şeyler meydana çıkar.
Bunun gibi bu dünyada gördüğün her şeyin öbür dünyada da bulunduğunu bil.
Mesela ıslak bir yerde
gördüğün her şey, denizde mevcuttur.
Çünkü bu ıslaklık o
denizdendir.
Yerin, göğün, Arş ve Kürsi’nin
ve diğer acayip şeylerin yaratılmasının isteğini Ulu
Tanrı ilk önce ruhlara vermişti.
Hiç şüphe yok ki dünya bu
yüzden yaratılmıştır.
Halk: “ Âlem kadimdir (Eski)” diyorlar.
Onların bu sözü nasıl kabul
edilir?
Bazısı da: “ Hadistir (Yeni çıkan)” derler.
Böyle söyleyenler âlemde daha
kadim (Eski) olan veliler ve nebilerdir.
Yüce Tanrı
âlemin yaratılması iradesini onların ruhlarında hâsıl (Ortaya çıkma) ettikten
sonra, âlem meydana gelmiştir.
Onlar âlemin hadis (Yeni çıkan) oluşunu gerçekten bilip kendi
makamlarından haber veriyorlar.
Mesela bizim ömrümüz altmış
yetmiş seneyi buldu ve bu oturduğumuz evin daha önce olmayıp birkaç yıldan beri
yapılmış olduğunu gördük, biliyoruz.
Eğer bu evin kapısında,
duvarında dünyaya gelen akrep, yılan, fare gibi ve daha pis birtakım kötü
hayvanlar gözlerini açtıkları zaman evi yapılmış olarak görmüşler ve onun kadim
(Eski) olduğunu söylerlerse, bu bizim için evin
eskiliğine dair bir delil olamaz.
Çünkü biz onun sonradan
yapıldığını gördük.
Nasıl ki bu evin kapısından bacasından çıkan, yetişen hayvanlar, bu evden başka bir şey görmez ve bilmezlerse, bu dünya evinden çıkmış, bitmiş ve yetişmiş insanlar da vardır ki onların kadim (Eski) bir aslı yoktur.
Buradan gittikleri gibi
burada kaybolurlar.
Eğer bunlar dünyanın veliler
ve nebilerden daha kadim (Eski) olduğunu
söylerlerse bu delil sayılmaz.
Çünkü veliler ve nebiler
dünyada yüz binlerce yıl önce mevcut idiler.
Yıl ne demek?Sayı ne demek?
Çünkü onların ne yılı ne de
sayısı vardır.
Dünyanın sonradan meydana
gelişini görmüşlerdir.
Tıpkı senin bu evin sonradan
yapıldığını görmen gibi,
Bir de bundan sonra o zavallı
filozof Sünnilere: “ Âlemin hadis (Yeni çıkan)
oluşunu neyle bildin?” diyor.
Hey eşek!
Sen âlemin eskiliğini
(Kıdemini) neyle bildin? Âlem kadimdir (Eski), demenin manası: hadis değildir demektir.
Ve bu delil nefy (Sürme, sürgün etme) içindir.
İspat için delil vermek
bundan daha kolaydır.
Çünkü nefy (Sürme, sürgün etme) için şahitlikte bulunmanın manası
şudur:
Mesela bir adam falan işi
yapmamıştır.
Fakat bunu bilmek güçtür.
Böyle söyleyenin o kimse ile
başından sonuna kadar ömrünü, gece gündüz, uyurken ve uyanıkken beraber
geçirmesi lazımdır ki:
“ Evet, bu işi yapmamıştır!”
diyebilsin.
Bu durumda bile bu söz gerçek
olmaz.
Çünkü belki bu adam uyuyup
kalmıştır veya o şahıs helâya gitmiş olabilir.
Bu gibi sebeplerden dolayı,
onunla her an beraber kalmış olmasına imkân yoktur.
İşte bu bakımdan nefy (Sürme, sürgün etme) için şahitlik doğru olmaz.
Çünkü bu bir insanın kudreti
dâhilinde değildir.
Fakat ispat için şahitlik
mümkündür ve kolay olur.
Çünkü: “ Bir an onunla
beraberdim, şöyle söyledi, böyle yaptı” diyebilir ve bu şahitlik muhakkak
surette makbuldür ve hem insanın kudreti dâhilindedir.
Ey Köpek!
Hadis (Yeni çıkan) oluşuna bir delil göstermesi, senin âlemin
kadim (Eski) oluşuna delil göstermenden daha
kolay değil mi?
Senin şahitliğin, âlemin
hadis (Yeni çıkan) olmayışı sonucunu verir.
Bu dorumda nefy (Sürme, sürgün etme) için bir delil vermiş olursun.
Mademki her ikisi için de
delilin yoktur ve âlem hadis (Yeni çıkan) midir,
yoksa kadim midir?
Bunu da görmedin, o halde
kadim (Eski) olduğunu neyle bildin, niçin
diyorsun.
O da sana:
“ Ey ahlaksız sen kadim (Eski) olduğunu neyle bildin? Diyor.Şimdi senin davan daha güç ve daha imkânsız değil mi?
***
FİHİ MAFİH MEVLANA HAZRETLERİMaarif basımevi 1954
Çeviren Meliha Ülker TARIKAHYA
***
Neler öğrendik:
1.
Bu dünyada her ne
varsa öldükten sonra gideceğimiz dünyada da (Ahret) aynısı ve perdeler
açıldığı, hakikat olduğu görünür olduğu zaman hayalimizin bile yetişemeyeceği
var olmuş ve yaşayan alemleri göreceğimizi öğrendik.
2.
Yüce Tanrı bir
şeyi istediği zaman önce ruhlar âleminde yarattığını, sonra aşağı âlem olan
dünyada görünür hale getirdiğini öğrendik.
3.
Dünyada
gördüğümüz her ne varsa gayb âlemi dediğimiz âlemde olduğunu ve bu âleme
geldiğini öğrendik.
4.
Meyletmemiz,
taraftar olmamız, sevmemiz, ihtiyaç hissetmemiz ve istek duymamızın Yüce
Tanrı’nın isteği ve emri ile ruhumuza koyduğunu, görünür hale getirdiğini
öğrendik.
5.
Şahitlikte sözün
söylendiği veya işin yapıldığı anda görülenin veya duyulanın değerli ve kabul
edilir olduğunu öğrendik.
6.
O yapmıştır veya
yapmamıştır diye yapılan ifadenin geçersiz ve dayanaksız olduğunu öğrendik.
İşte böyle yaren,
RAVLİ GAYB ALEMİ yaz ve
Google dan incelemelisin.
*
RAVLİ