9 Şubat 2013 Cumartesi

FİHİ MAFİH 37. fASIL

O cariyenin davasına dair buyurdu ki:
Bu iddia yalandır, burada kalıp daha ileri gitmeyecektir.

Fakat bu topluluğun vehminde (Yersiz korkusunda, şüphesinde, tereddütte, kuruntusunda) ondan bir şey meydana geldi.

Bu vehim ve insanın içi, dehliz (Üstü kapalı dar ve uzun geçit) gibidir.
Önce dehlize, sonra eve girilir.

Bu dünyanın hepsi bir ev gibidir.
Dehlizde görünen her şey mutlaka evin içinde de zahir (Görünür) olur.

Mesela bu oturduğumuz evin önce şekli, planı mimarın içinde hâsıl (Ortaya çıkmış) olup, sonra da evin kendisi meydana çıkmıştır.

Bu dünya bir evdir.
Vehimler, düşünceler ve fikirler de evin dehlizidir dedik.

Dehlizde meydana geldiğini gördüğün her şeyin evin içinde de görülebileceğini hakikaten bilmelisin.

Bu dünyada peyda olan hayırlı veya hayırsız bütün şeyler, evvela dehlizde peyda olur.
Sonradan burada görünmüştür.

Ulu Tanrı dünyada tuhaf garip şeyler bahçeler çimenlikler bilgiler ve kitap gibi türlü-türlü şeyler meydana getirmek istediği zaman, insanın içine bunların isteğini ve temayülünü (Meyletme, taraftarlık, sevgi, ihtiyaç isteği) kor.

İşte bu arzu ve meyillerin sonunda bütün bu şeyler meydana çıkar.
Bunun gibi bu dünyada gördüğün her şeyin öbür dünyada da bulunduğunu bil.

Mesela ıslak bir yerde gördüğün her şey, denizde mevcuttur.
Çünkü bu ıslaklık o denizdendir.

Yerin, göğün, Arş ve Kürsi’nin ve diğer acayip şeylerin yaratılmasının isteğini Ulu Tanrı ilk önce ruhlara vermişti.
Hiç şüphe yok ki dünya bu yüzden yaratılmıştır.

Halk: “ Âlem kadimdir (Eski)” diyorlar.
Onların bu sözü nasıl kabul edilir?

Bazısı da: “ Hadistir (Yeni çıkan)” derler.
Böyle söyleyenler âlemde daha kadim (Eski) olan veliler ve nebilerdir.

Yüce Tanrı âlemin yaratılması iradesini onların ruhlarında hâsıl (Ortaya çıkma) ettikten sonra, âlem meydana gelmiştir.

Onlar âlemin hadis (Yeni çıkan) oluşunu gerçekten bilip kendi makamlarından haber veriyorlar.

Mesela bizim ömrümüz altmış yetmiş seneyi buldu ve bu oturduğumuz evin daha önce olmayıp birkaç yıldan beri yapılmış olduğunu gördük, biliyoruz.

Eğer bu evin kapısında, duvarında dünyaya gelen akrep, yılan, fare gibi ve daha pis birtakım kötü hayvanlar gözlerini açtıkları zaman evi yapılmış olarak görmüşler ve onun kadim (Eski) olduğunu söylerlerse, bu bizim için evin eskiliğine dair bir delil olamaz.

Çünkü biz onun sonradan yapıldığını gördük.

Nasıl ki bu evin kapısından bacasından çıkan, yetişen hayvanlar, bu evden başka bir şey görmez ve bilmezlerse, bu dünya evinden çıkmış, bitmiş ve yetişmiş insanlar da vardır ki onların kadim (Eski) bir aslı yoktur.

Buradan gittikleri gibi burada kaybolurlar.
Eğer bunlar dünyanın veliler ve nebilerden daha kadim (Eski) olduğunu söylerlerse bu delil sayılmaz.

Çünkü veliler ve nebiler dünyada yüz binlerce yıl önce mevcut idiler.
Yıl ne demek?
Sayı ne demek?

Çünkü onların ne yılı ne de sayısı vardır.
Dünyanın sonradan meydana gelişini görmüşlerdir.

Tıpkı senin bu evin sonradan yapıldığını görmen gibi,
Bir de bundan sonra o zavallı filozof Sünnilere: “ Âlemin hadis (Yeni çıkan) oluşunu neyle bildin?” diyor.

Hey eşek!
Sen âlemin eskiliğini (Kıdemini) neyle bildin?
Âlem kadimdir (Eski), demenin manası: hadis değildir demektir.
Ve bu delil nefy (Sürme, sürgün etme) içindir.

İspat için delil vermek bundan daha kolaydır.
Çünkü nefy (Sürme, sürgün etme) için şahitlikte bulunmanın manası şudur:

Mesela bir adam falan işi yapmamıştır.
Fakat bunu bilmek güçtür.

Böyle söyleyenin o kimse ile başından sonuna kadar ömrünü, gece gündüz, uyurken ve uyanıkken beraber geçirmesi lazımdır ki:
“ Evet, bu işi yapmamıştır!” diyebilsin.

Bu durumda bile bu söz gerçek olmaz.
Çünkü belki bu adam uyuyup kalmıştır veya o şahıs helâya gitmiş olabilir.

Bu gibi sebeplerden dolayı, onunla her an beraber kalmış olmasına imkân yoktur.

İşte bu bakımdan nefy (Sürme, sürgün etme) için şahitlik doğru olmaz.
Çünkü bu bir insanın kudreti dâhilinde değildir.

Fakat ispat için şahitlik mümkündür ve kolay olur.
Çünkü: “ Bir an onunla beraberdim, şöyle söyledi, böyle yaptı” diyebilir ve bu şahitlik muhakkak surette makbuldür ve hem insanın kudreti dâhilindedir.

Ey Köpek!
Hadis (Yeni çıkan) oluşuna bir delil göstermesi, senin âlemin kadim (Eski) oluşuna delil göstermenden daha kolay değil mi?

Senin şahitliğin, âlemin hadis (Yeni çıkan) olmayışı sonucunu verir.
Bu dorumda nefy (Sürme, sürgün etme) için bir delil vermiş olursun.

Mademki her ikisi için de delilin yoktur ve âlem hadis (Yeni çıkan) midir, yoksa kadim midir?

Bunu da görmedin, o halde kadim (Eski) olduğunu neyle bildin, niçin diyorsun.

O da sana:
“ Ey ahlaksız sen kadim (Eski) olduğunu neyle bildin? Diyor.
Şimdi senin davan daha güç ve daha imkânsız değil mi?

                               ***
FİHİ MAFİH MEVLANA HAZRETLERİ
Maarif basımevi 1954
Çeviren Meliha Ülker TARIKAHYA

                     ***
Neler öğrendik:

1.   Bu dünyada her ne varsa öldükten sonra gideceğimiz dünyada da (Ahret) aynısı ve perdeler açıldığı, hakikat olduğu görünür olduğu zaman hayalimizin bile yetişemeyeceği var olmuş ve yaşayan alemleri göreceğimizi öğrendik.

2.   Yüce Tanrı bir şeyi istediği zaman önce ruhlar âleminde yarattığını, sonra aşağı âlem olan dünyada görünür hale getirdiğini öğrendik.

3.   Dünyada gördüğümüz her ne varsa gayb âlemi dediğimiz âlemde olduğunu ve bu âleme geldiğini öğrendik.

4.   Meyletmemiz, taraftar olmamız, sevmemiz, ihtiyaç hissetmemiz ve istek duymamızın Yüce Tanrı’nın isteği ve emri ile ruhumuza koyduğunu, görünür hale getirdiğini öğrendik.

5.   Şahitlikte sözün söylendiği veya işin yapıldığı anda görülenin veya duyulanın değerli ve kabul edilir olduğunu öğrendik.

6.   O yapmıştır veya yapmamıştır diye yapılan ifadenin geçersiz ve dayanaksız olduğunu öğrendik.

İşte böyle yaren,

RAVLİ GAYB ALEMİ yaz ve Google dan incelemelisin.

                               *
RAVLİ

Popüler Yayınlar