8 Şubat 2013 Cuma

FİHİ MAFİH 36. fASIL

Suret (Yüz, biçim, görünüş, tarz, yol, didiş, çare) aşkın fer’idir (Parlaklığı, aydınlığı, nuru, coşkunluğun kaynağı, ziyneti, süsü, kuvveti, etkileme gücü, iktidarı).
Çünkü aşk olmadan onun değeri yoktur.

Fer’ asılsız olmayan şeydir.
( Fer’in kökü, dibi, temeli, kaidesi, kuralı, hakikati, soyu, soy geçmişi, ana gövde, başı, vardır.)

Bu yüzden Tanrı’ya suret (Yüz, biçim, görünüş, tarz, yol, didiş, çare) denildiği gibi Fer’ de denilmez.
Çünkü suret, fer’dir.

(Biri):
“ Aşk, suretsiz tasavvur (Düşünce ve anlama yoluyla şekillendirip göz önüne getirme) olunamadığına ve gerçekleşmediğine göre, suretin Fer’i olmalıdır…” dedi.

Biz:
“ Aşk niçin suretsiz tasavvur (Düşünce ve anlama yoluyla şekillendirip göz önüne getirme) olunmasın?” diyoruz.

Hatta aşk sureti meydana getirir ve ondan yüz binlerce suret hâsıl (Ortaya çıkar) olur.

Bunlar aynı zamanda gerçekleşmiş, şekil almış suretlerdir.
Ressam olmadan resim olamadığı gibi, resimsiz de ressam olmaz.

Fakat resim Fer’(Parlaklığı, aydınlığı, nuru, coşkunluğun kaynağı, ziyneti, süsü, kuvveti, etkileme gücü, iktidarı),

ressam asldır (Kök, dip, temel, kaide, kural, hakikat, soy, soy geçmişi, ana gövde, başı)

Tıpkı parmağın hareketi ile yüzüğün hareket etmesi gibi.
İçinde bir ev yapmak aşkı olmazsa, hiç mimar evin suretini, planını yapar mı?

Mesela buğday bir yıl altın, ertesi yıl toprak pahasında olduğu halde (Görünüşü) sureti aynıdır.

Şu halde onun değeri, ona olan aşk ile meydana gelmektedir.
Bunun gibi senin isteyip öğrendiğin, bağlandığın sanatın ancak senin için bir değeri vardır.

Onu isteyen, rağbet eden olmayınca bu hüneri, sanatı öğrenmez, onunla meşgul olmazlar.

Aşk, bir şeye muhtaç olmak, bir şeyden yoksul bulunmaktır.
O halde ihtiyaç asl, muhtaç ise Fer’ olur, derler.

Buna karşılık biz deriz ki:
Sen bu sözü ihtiyacın olduğundan söylüyorsun ve bu ihtiyaçtan meydana gelmiş, onu söyletmek arzusundan doğmuş oldu.

Öyleyse ihtiyaç önce meydana gelir, söz de ondan doğar.
O halde söz yokken ihtiyaç mevcuttur.

Bu yüzden aşk ve ihtiyaç onun Fer’i olamaz.

O:
 “ İhtiyaçtan maksat bu söz değil miydi?
O halde maksat nasıl Fer’ olur?” dedi.

Biz de
: “ Maksat, her zaman Fer’ olur.
Çünkü ağacın kökünden maksat onun Fer’i, yani gövdesi, dalları v.s. dir” dedik.

                               ***
FİHİ MAFİH MEVLANA HAZRETLERİ
Maarif basımevi 1954
Çeviren Meliha Ülker TARIKAHYA

                     ***
Neler öğrendik:

1.   Parlaklığın, aydınlığın, nurun, coşkunluğun, ziynetin, süsün, kuvvetin, etkileme gücünün, iktidarın görüldüğü yerde aşkın olduğunu öğrendik.

2.   Yüzün, biçimin, görünüşün, tarzın, yolun, gidişin, çarenin, aşk olmazsa değersiz olduğunu öğrendik.

3.   Her şeyin aşkla görünür olduğunu, meydana çıktığını öğrendik.

4.   Yoksul olup ihtiyaç duymaktan aşkın meydana geldiğini öğrendik.

5.   İhtiyacın önce meydana geldiğini, sözünde buradan doğduğunu öğrendik.

6.   Maksadın Parlaklığa, aydınlığa, nura, coşkunluk kaynağına, ziynete, süse, kuvvete, etkileme gücüne, iktidara temel oluşturduğunu öğrendik.

İşte böyle yaren,

İhtiyaç aşk ile karşılamaya çalışılırsa onun aslına, esasına ulaşabileceğini v en üstün düzeyde bilgi edinilerek yararlanabileceğini öğrendik, anladık.

                                     *
RAVLİ

Popüler Yayınlar