“ Yemin
edip duran düşkün”
(Kalem suresi 10) diye şerh
ettiği gibi, kovucu (Dedikoducu, yerici, gammaz)
bilhassa kendisidir:
“ Falanın sözüne bakma, o her
ne derse seninle yine şöyledir, böyledir.” Der.
“Kusurlar
araştırıcı, kovuculukla söz gezdirici, iyiliği önleyici, saldırgan günahlara
dadanmıştır”
(Kalem suresi 11,12)
Hele Kur’an ne garip, kıskanç
bir sihirbazdır.
İnsanı kendisine öyle bağlar ki hasmın (Düşmanın) kulağına anlayacağı şekilde, açıktan fısıldar.
Fakat hasmın (Düşmanın) ondan
(O manadan) ve tadından haberi olmaz yahut da bu tadı
gerisin geriye alır, çalar.
“ Allah
onların kalplerini ve kulaklarını mühürlemiştir”
(Bakara suresi 7) buyrulduğu
gibine kadar hoş işitiyor, hatmediyor (Ezberliyor)
ve anlamıyorlar!
Ondan (Kur’an dan) söz
ediyor, fakat yine kavramıyor.
Allah latiftir (Yumuşak, hoş, güzel, nazik), kahrı (Zorla iş gördürmesi) ve anahtarı (Kapıları açması) da
latif, o kadar latiftir ki anlatılamaz.
Eğer benim parçalarım
bütünümden çözülecek, açılacak olursa, bu onun sonsuz lütfundan (Hoşluk, güzellik, iyi muamele, iyilik) ve
açıcılığından, eşsiz fatihliğindendir.
Ölüm ve hastalığı sakın benim
için suçlandırmayınız.
Çünkü o, arada işin gerçeğini örtmek için bulunuyor.
Beni asıl öldüren O’nun
(Allah’ın) benzeri olmayan lütfudur (Hoşluk, güzellik,
iyi muamele, iyilik).
Bu ileri sürülen bıçak veya
kılıç, yabancıların gözlerini, bu uğursuz gözlerin katlin (Ölümün) hakikatini görmemeleri bakımından,
uzaklaştırmak ve kapatmak içindir.
***
FİHİ MAFİH MEVLANA HAZRETLERİMaarif basımevi 1954
Çeviren Meliha Ülker TARIKAHYA
***
Neler öğrendik:
1.
Kur’an’ı Kerimi
ezberleyenlerin yürüyen Kur’an olduklarını öğrendik.
2.
Hafız olanın
ezberlediğinin manasından uzak olmaması gerektiğini öğrendik.
3.
Hafızların
kendileri gibi olmadığı için arif kişileri aşağılamaya çalıştıklarını öğrendik.
4.
Kur’an-ı Kerimin okuyana ve dinleyene
kendisine bağladığını, manasını açıkça verdiğini, bir tat, bir lezzet
verdiğini, öğrendik.
5.
Allah sözlerine
dost olanın Kur’an vasıtasıyla verilen tad ve lezzeti kalbinde muhafaza
ettiğini ve etkilendiğini öğrendik.
6.
Allah sözlerine
düşman olanın veya kendi kişiliğini Kur’an’dan daha fazla öne çıkarana verilen
bu lezzetin, tadın gerisin geriye alındığını öğrendik.
7.
Kalbine mühür
vurulanların, yani İlahi kapı o kişilere kapatılmış olanlar parlak sözler
söyleseler bile Kur’an sözlerini anlayamadıklarını, kavrayamadıklarını,
birbirisi arasında olan güzelliklere, hoşluklara, yumuşaklıklara, nazikliklere
ilişki kuramadıklarını öğrendik.
8.
Tüme varım,
tümden gelim dediğimiz anlama, kavrama ve yerinde kullanmanın sadece ezberlemek
ve ezberleneni söylemekle ulaşılamayacağını öğrendik.
İşte
böyle yaren,
Yaptığımız
bir işi anlayarak, kavrayarak, ne işe yaradığını, ne elde edileceğini, nereye
götüreceğini bilerek ve bilinçli bir şekilde yapmamız gerekmektedir.
*
RAVLİ
ÖLÜM yaz Google den ölümün hakikatini öğrenmelisin.
*
RAVLİ