Bunlar derece-derce olurlar.
Zan, kuvvetli zan, daha
kuvvetli (Galip) zan, kuvvetlinin kuvvetlisi zan ve bunun gibi..
Zan kuvvetli oldukça, yakine
(Sağlamlığa, gerçekliğe) daha yakın olur ve
inkârdan uzaklaşır.
"Ebubekir’in inancı tartılsa, bütün dünya imanına galip gelir”
(Hadis)Bütün doğru zanlar, yakinden (Sağlamlıktan, gerçeklikten) süt emerler ve onunla büyürler.
Bu süt emmek, büyüyüp
gelişmek ise, o zannın bilgi (İlim) ve amel (Şeriata emirlerini
bağlılıkla, doğrulukla, inanmakla yerine getirme) ile artmasının,
yetişmesinin alametidir.
Böyle her zan, yakin (Sağlam ve gerçek) olur ve onda fena (zan kendini kaybeder, gerçeklikte kendini bulur)
bulur.
Çünkü yakin olunca zan
kalmaz.O yakin şeyhinin ve müritlerinin suretleri olan bu cisim âleminde (Dünyada) şeyhler ve müritleri de kalmazlar.
Çünkü bu suretler (Nakışlar)
devirden devire, yüz yıldan yüz yıla değişirler.
Hâlbuki yakin şeyhi (Sağlamlılığı ve gerçekliği öğreten) ve onların doğru
zanlar olan çocukları devirlerin ve yüz yılların geçmesine rağmen, değişmeksizin âlemde kaimdirler (Ayakta durandır).
Yanlış, bozuk ve münkir (Sağlamlığı ve gerçekliği kabul etmeyen) zanlar, yakin
şeyhinin sürgün ettikleridir ki bunlar şeyhten her gün daha çok kaybederler.
Çünkü her gün o kötü zannın
çoğalması için faaliyetlerini artırmaktadırlar.
“ Onların
kalplerinde bir hastalık vardır.Allah da onların hastalığını çoğaltmıştır.”
(Bakara suresi 10)
İşte efendiler hurma, esirler
de diken yiyorlar.
Ulu Tanrı buyurdu ki:
“ Onlar
bulutlara bakmıyorlar mı?”
(Gaşiye suresi 17)“ Ancak tövbe, iman eden ve doğru dürüst işler işleyenler cennete girerler.”
(Meryem suresi 60)
“Ulu
Tanrı onların kötülüklerini, iyiliklere çevirir”
(Furkan suresi 70)
buyrulmuştur.
Zannını bozmak, kötüleştirmek
için yapmış olduğu her tahsil şimdi zannının düzelmesi için kuvvet olur.
Mesela çokbilmiş bir hırsız
tövbe edip polis olduğu zaman, vaktiyle uğraştığı hırsızlık, yankesicilik gibi
bütün işler, şimdi adalet ve ihsanı kuvvetlendirmeğe yarar.
Bu adam önce hırsızlık
yapmamış olan polislerden daha üstündür.
Çünkü hırsızların durumunu
bilir.
Bunun gibi böyle bir kimse
yani (Sağlam ve gerçek durumu bilen) şeyh olursa o kâmil (Olgun), büyük, âlemin
en büyüğü ve zamanın Mehdisi (Hak yolunu bulan, doğru
yola kılavuzluk eden) olur.
***
FİHİ MAFİH MEVLANA HAZRETLERİMaarif basımevi 1954
Çeviren Meliha Ülker TARIKAHYA
***
Neler öğrendik:
1.
Yakin: Sağlam bilgi, iyi, tereddüde bırakmayacak şekilde bilmek
olduğunu öğrendik.
2.
Ayn-el
yakin: Bir şeyi kendi gözüyle görüp
aslını, esasını içyüzünü, doğasını bilmek olduğunu öğrendik.
3.
Hakk-el
yakin: Gerçekliğine hiç şüphe olmadan
bilmek olduğunu öğrendik.
4.
İlm-el
yakin: Edinilen bilgi ile bilmek olduğunu
öğrendik.
5.
Zan ettiğimiz her
şeyin gerçeklikle bir bağı olduğunu öğrendik.
6.
Allah’a inanarak,
doğrulukla bağlananların zanlarının sağlam ve gerçeğe yakın olduğunu öğrendik.
7.
Sağlam bilgi ile
zannın gerçeğin içinde eridiğini öğrendik.
8.
Sağlam ve gerçek
sözlerin yüzyıllar boyunca değerini kaybetmeyeceğini öğrendik.
İşte böyle yaren,
Hayatımızın büyük bir bölümü kendi zanlarımız ve başkalarının zannını gerçekmiş gibi bize aktarmasından oluşan zanların kargaşasından, belirsizliğinden kafamız bulanır, neyin doğru, neyin yanlış olduğunu anlamaya çalışarak ömrümüz geçer.
Böyle bir durumla en az karşılaşmak için ilk kaynak olan Tanrı sözlerine, peygamberlerin ve velilerin sözlerini öğrenip, inanıp kendimize ölçü oluşturmalıyız.
Böyle bir ölçümüz oluşursa bir zan ile karşılaştığımız zaman; gerçek ve sağlam gibi bize aktarılsa da yanlış, çürük, gerçek olmayanın hemen sürgün edilerek kabul edilmeyeceğini öğrendik.,
*
RAVLİ DOGRU GÖRÜŞ yaz Google
den incelemelisin.RAVLİ PERDE yaz Google den incelemelisin.
*
RAVLİ