O, müritliğinin ilk devresini
şöyle anlatırdı:
Süluk etmiş abid (Tanrı
yolunda yolculuğa çıkmış) bir adamı menzil-i maksuda (Hedeflediği isteğine)ulaştıracak
oruçtan daha iyi bir binek yoktur.
***
ARİFLERİN MENKIBELERİ, Şark
İslam Klasikleri 29,
Ahmet Eflaki, M.E B.
YAYINLARI 489
***
HİKMET
Ey aziz Ehlullah demişlerdir
ki:
Hikmet Allah’ın yüksek bir
ihsanıdır ki, tasvir ve vasıflandırma olunsa onunla güneş, kapkaranlık olur.
Hikmet, Ledün (gizli, ilahi
sırları bildiren ilim) ilmidir ki o Allah’ın ilhamıdır.
Hikmet, zekâ ve anlayışın
olgunluk seviyesine varmasıdır.
Hikmet gerçeği görebilmektir.
Hikmet, konuşmada, fiil ve
hareketlerde, emir ve dileklerde isabettir.
Hikmet, Allah’ın gayb
(görünmeyen) hazinesidir ki, belirir ve velilerin kalplerini nurla doldurur.
*
Ulu veliler, hikmetlerin
örtüsüdür.
Kalbin karanlığı şehvettir.
Nur hikmetin ışığıdır.
Hikmetle şehvet bir gönülde
birleşemez.
Hikmetlerin başı Allah’tan
korkmak ve ona bağlanmaktır.
Hikmetin ziyneti, süsü,
şehveti (nefse ait aşırı istekler) terk etmektir.Gönül her türlü şehvetten ve makam sevgisinden uzaklaştıkça onda, hikmet nuru artar.
Hikmetin bir alameti de yeme, içme ve uykuyu azaltmak, ancak lüzumunda ve yerinde konuşup bunun dışında susmaktır ve gönlü ile Cenab-ı Hakk’a dönmektir.
Halka güzel ahlakla, alçak
gönülle, hilm (Yavaş, yumuşak, tatlı) ve şefkatle muamelede bulunmaktır.
Onun sözlerinin ve
hareketlerinin faydası sonsuzdur.
Hikmet, ölü kalpleri
diriltir, daralmış göğüsleri açar.
Hikmet hekimin sermayesidir.
Hikmeti sözle yok eden şey ve
hikmetten alınan lezzetin gönülden gitmesi, hekimin sorulmadan onu
söylemesidir.
Hal ilmidir,
İrfan ilmidir, aşk ilmidir.
Bedenle ruhun birbirinden
ayrılmayışı gibi, ilimle hikmet birbirinden ayrılamaz.
İlim, öğretim yoluyla,
hikmet, açlıkla elde edilir.
Hikmet dilden dile geçer.
Hikmet, gayb (görünmeyen)
âleminden kalbe girer.
İlim, sözlerin kulak yoluyla
zihne (Bilme, anlama, unutmama)varmasıdır.
Açık ilim (Zahir) dilin
belirli işleyişinin mahsulüdür.
Dil ise mülk âleminin
hazinesidir.
Batın ilmi, gönlün
hallerindendir.
Gönül ise Melekût âleminin
hazinesidir.
Açık ilim (zahir), dünya
ilmi, kitaplarda yazılı ve halk içinde meşhurdur.
Onlardan saklı ve yasak
edilmiştir.
Batın ilmi vardır, inkâr
olunmaz, belli edilse (açıklansa) herkes anlayamaz.
Velilerin hikmetlerini inkâr
eden akılsız ve cahildir.
Böylelerinin sonuçları, en az
hikmet zevkinden mahrum olmaktır.
Bunun için Kim nefsini
bilirse, Allah’ını da bilir denilmiştir.
Marifet (bilerek usta olmak)
ilimden daha çok beğenilir.
Çünkü ilim; isim ve
sıfatlara,
Marifetse, Allah’ın zatına
mensuptur.
1.
Din (ibadet)
2.
Marifet (Allah’ı
bilme) ilmidir.
Bu ikisinin dışında kalan akli ilimler ki, hepsi de nefsi ilgilendiren, ona haz veren bilgiler ve gaflete daldıran fenlerdir.
Mümin hikmet, münafık şehvet ister.
Şehvete kapılan, hikmetten
mahrumdur.
Hikmet kalplerin sevinci,
nefislerin temizleyicisi, ruhların helaveti (zevk, tatlılık), sırların
lezzetidir.Cevap şu:
Hikmet ilham ilmidir ki, hekimin kalbine akıtılır.
Allah tarafından kalplere indirildikleri, akıtıldığı içindir ki, hikmetler bu kadar tatlı ve lezzetlidir.
Ve hekim-i ilahi, hikmetlerin, dinin bilgileri, inanışın esasları olduğunu ve hepsinin de ilahi ilhamın vericisi olduğunu bildirir.
1.
Zahiri ilimdir ki
halka açıkça anlatılır.
2.
Batın ilmidir
ki, ancak ustasına, bilenine
bildirilir.
3.
Ne zahirdir ne
batındır. Gizli sırdır ki, Allah ile kâmil arasında gizli ve örtülüdür.
Bu
ilim, ancak ona sahip olan kul ile Allah arasında olur.
*
RAVLİ