16 Ağustos 2012 Perşembe

NERDEYİZ VE NEREYE GİDİYORUZ


Cinin, şeytanın, nefisin, ifritin etkileri ile oluşan, kuşku, vesvese, kaygı.
kibir, kendini büyük görme, iki yüzlülük, doymazlık, şehvet gibi birçok etkileri sende ruh hastalığına sebep olduğunu artık biliyoruz.

 Bu mahlûklar senin üzerinde egemenlik kurmak için her türlü savaşla kafanı karıştırırlar.

Zaman değiştikçe bunların hileleri, tuzakları değişir ve bir türlü seni bırakmaz.

Hele çevrende bu mahlûkların oyuncağı haline gelenler varsa ve çoksa, emin olduğun işe bile kuşku oluştururlar.

 Devamlı kafanı karıştırarak düşüncelerinde berraklık oluşmasına engel olurlar, kendi haline bırakmazlar.

Doğruyu bulmanı ve doğru yoldan gitmeni asla istemezler.

Şeytanlaşmış insandan, nefsinin adamı olmuş insandan uzak durmalısın.
Dünyalık kazanç için ustalık öğrenmek amaçlı yaklaşırsan,  seni de zarara uğratırlar.

Hazreti Mevlana der ki:
Gideceğin ve izleyeceğin yol, paran ve mezhebin için çok az konuşun. Der. 

Yaren, bunlardan kurtulmanın yolunu gösteriyorum:

 Bir şey istediğin ve yapacağın zaman dinin bu konuda hükmü nedir?  Diye kendine sor ve dini hükümlerine göre yap.

 Sen bilmiyorsan veya emin değilsen bilen birine dinin hükmünü sor.

Dinin hükmünde emin olana kadar sor.

Bu hükmü öğrendikten sonra kararını ver ve asla değiştirme. Allah adıyla başla ve bitirene kadar asla bırakma.

Dinin hükümlerine göre yaptığın zaman vicdan azabı çekmezsin.

Sana hile yapsalar ve zarar verseler, önemseme.
Önemli olan kendi huyunu bozmamandır.

Çünkü bu huy sen nereye gidersen huyunda oraya gelir.

Eğer işin devletle ilgili ise devletin kurallarına göre yap.

Allah’ın verdiğine rıza göster.
Doymazlık yaparsan yanlış yola girer tuzaklara düşersin.

Dinin hükmüne göre yaptın ama kimse uymadığını ve zarar gördüğünü görürsen aklına Nuh peygamberi getir.

Nuh peygamber Allah’ın emirlerini sabırla yaparak kurtuluş için gemisini hazırladı ve kurtuldu.

Kurtuluş gemisini yaparken herkes alay etti ama Nuh ve ona inananlar kurtuldu.

Allah adıyla başladığın doğru görünen yanlış iş bile olsa sonuçta Allah onu doğrultur.

Buraya kadar geldik.

Hepimize aferin.
Bin kişide bir kişiye nasip olan, sırlara doğru yolculuk devam ediyor.

Allah bizi kendine çekmeseydi ne bizde bir istek, ne de uğraşı için zaman bulabilirdik.

İnsan yaşamında ilk üç aşama vardır:

 Aşama:

Olaylardan, hatıralardan örneklerle yaşamak.
Aklı az olan, aklı karışık olanların, aklını kullanmayı bilmeyenlerin gözlemleri ve yaşadığı olayların şartlandırmasıyla yaşarlar.
Söylemler kişi eleştiri tarzındadır.

Aşama:

Fikirlerden yararlanarak yaşamaktır.
Seni etkileyen, sana yönelik fikirleri önemsemeye başlarsın.
Yararlı- zararlı, kısa-uzun değerlendirmesi yapmadan hoşuna giden bir tarafına bağlı kalarak diğer verileri bilirsin fakat önemsizleştirirsin.

 Söylemler olay tarzındadır.
Tipik olarak takım tutmaktır.

Yani renginden hoşlanırsın, böylece takımın yanlış, doğru her şeyini kabul eder bağlanırsın.

Aşama:

Düşüncelerden yararlanarak yaşamak:
Görüş ve düşüncelerden yer, zaman, imkân, yarar olarak izlenilecek yol belirlenir.

Gücünü kendinden alarak amacına doğru ilerler.

Görünen yüzün başka görünmeyen bir yüzü olabileceğini, zamanla yüzün değişime uğrayabileceğinin farkında olarak bakması gerektiğini anlar.

 Doğrunun kendi bildiği kadar olmadığını, daha doğru olana yönelmeye başlar.

Doğrunun içindeki yanlışları ayıklar.

Doğrunun yerini ve değerini saptar, kabul eder, yaşantısını bu düşüncelere göre düzenler.

Bu durumda olanlar özgür düşünme ve gözlem yapması yahut bu özelliklere sahip birini rehber etmesi gerekir.

Söylemleri olgunlaştıkça başkasının fikirlerini taşımaktan kurtularak, kendi fikirlerini söylemeye başlamalarıdır. 

                                     *

Mevlana Hazretleri öğrenmede havuz modelini önermiştir. Yani öğren havuza at, ne kadar çok öğrenirsen ezberlemeden havuza atmanı ister.
Ve o havuzdan bir damla ağzına aldığın zaman hepsinin tadını ağzında bulursun der.

Okuduklarından bir şey anlamıyorsan dahi okumaya devam et.
Bir zaman sonra hepsini birden anlayacağından emin ol.
Buna faş etmek tabiri kullanılır.

Yani gerçek, anlayışına birden verilir.
Diğer bir okuma şekli de anlaya, anlaya gitmedir.
Bu metoda yavaş ilerleme olur.

Bilgi verenin ve verilen bilginin doğru olduğundan kuşku duyanlar içindir.
Yani gerçek, anlayışına az, az verilir.

Allah adıyla başlarsan aldığın veriler doğru olarak anlayışına yerleşir.
Ancak her iki metoda da devamlılık varsa amacına ulaşırsın.

                                       *
Gönlünden gelip ağızdan çıkan her söz bir zaman sonra gerçekleşir.
Ve gelip seni bulur.
Çünkü evi sensin.

Sevgi bağı güçlenip aşk kuvvetine ulaşınca mesafe önemsizleşir, kelimeler önemsizleşir.

Düşünce bağı kuranlar için zaman ve mekân engeli kalmaz. Düşüncen adrese anında iletilir.

Kişisellikten, ben ve ben merkezli düşüncelerden kurtulan bütün içinde yerini kolaylıkla yer alır, imkânlardan yararlanılır.

 Kendini geliştirmek için önce seni bağlayan bağlardan kurtulman, görev ve sorumluluklarını yeniden belirlemen, sınırlar oluşturman, kendini kontrol edebilmen gerekir.
Farkında olmak, geliştirmek ve kontrolü defalarca sağlamak için uğraşmalısın.

 Kontrol sahibi olmak en büyük ara hedefin olmalı.

 Kişisel çalışmalarında ölçü oluşturmalısın ve kendini bu ölçüye göre değerlendirmelisin.

Ölçü dini, ahlaki, hukuki, vicdani olmalıdır.
Kendi kendine koyduğun ölçüler bencillikten olur.

Öncelikle her konuda bilgi sonra fikir sahibi olmalısın.
Sonra sevdiğin bir konu üzerinde yoğunlaşmalısın.

Bilgi sahibi olmadan fikir söylersen başkasının fikrini yayan olursun.
Yani gerçek yüzünü incelemeden, anlamadan o fikrin savunucusu olmuşsundur.

Bu duruma devam edersen; kendini kilitlersin, açılıma kendini kapatırsın, sağır ve kör duruma düşersin.

Duymak istediklerinden başka her şeye kendini kapatmış olursun.

Sana sunulan anlatımları aklın ve anlayışın kabul etmeyebilir. Bu anlatılan hikâyeler gerçek de olmayabilir.

Ancak doğru kabul edersen sana anlaman gereken görünmeyen gerçekleri anlamaya başlarsın.

Sunulan hikâyeler çok değerlidir.

Diğer bir anlatımla her anlatım bilinen bir şey üzerinden bilinmeyen anlatılır.
Anlayışına sunulur.

Yüksek düzeyde bu anlatımlar işaret diliyle, yani kuşdiliyle, yani remz ile yazılmıştır.

Mümkün olduğunca akla yaklaştırmaya çalışılmıştır.

Yani anlaman gerekeni hikâyeye ve olay kahramanına yapıştırılarak sunulur.
Çalışmaların ilerledikçe bu durumu daha iyi anlarsın.

Ancak bu sunulan hikâyeler gerçekten yaşanmış olup, seçilerek ve düzenlenerek, Allah’ın nur katması ile yararlanmanız için sunulmuştur.

 Öğrenme durumunda iken başkasına öğretmeye çalışma.
Tam öğrenemediğin için yeterli ikna edemezsin bu durum da moralini bozar.

Ancak bir hazine buldum, yeri şurası sende oradan yararlan diye önerebilirsin.

Sakın kendini başkasına bilgiçlik taslamak için bu hazinenin kapısında durup, tanıdıklarına bir iki bahşiş verme.

 Bencilleşmiş ve yol kesici olursun.
Bırak bu hazineden herkes alsın, Allahın hazinesi tükenmez, azalmaz.

 Anlamada güçlük çekiyorsan, namaz sonrası tekrar secdeye kapanarak Allah’tan ilim isteyin, anlayışını engelleyen perdeleri kaldırması için yalvarın.

 Bu duadan sonra Allah’ın yasak ettiklerinden uzak dur, sevdiği davranışları yapmaya çalış, eski yanlışlarını hatırlayarak tövbe et.
İnsanlara borcun varsa veya söz verdiysen yerine getir.

 Hikâyelerde anlatılan nesnelere yaptığı iş bakımından anlamlandırılmıştır.
Olay ve kişi ile bilgi verilip aklın kabul edebileceği şekle sokulmuş.

Sonra akıldan gönle gidecek şekilde anlam yüklenmiştir.
Her şeye değeri biçip, layık olduğu kadar değer vermelisin.

Bu duruma önem vermezsen kafan karışır, ilişkiler karışır, sözler karışır, algılaman karışır.

Okuyarak yeni tanıştığın bilgileri eski bilgilerini onaylamak için kullanırsan yeni bilgi misafir durumuna düşer.

Eski bilgin yararsız ise bilgi bahçenden yol at.

Sen kendi ilerlemeni göremezsin ancak yakın çevren olumlu gelişmeler içinde olduğunu söyler.

Seni istediği gibi kullanmak isteyenler bu uyanışına engel olmak için bu işler, boş işler, para getirmiyor diye yolunu vurmaya çalışır.

Kendini gelişmesini durdurmuş olanlar, iyi de olsalar senin gelişmene engel olurlarsa fenalık yapmış olurlar. 

                                   *

RAVLİ          

Popüler Yayınlar