Cinin, şeytanın, nefisin,
ifritin etkileri ile oluşan, kuşku, vesvese, kaygı.
kibir, kendini büyük görme,
iki yüzlülük, doymazlık, şehvet gibi birçok etkileri sende ruh hastalığına
sebep olduğunu artık biliyoruz.
Zaman değiştikçe bunların
hileleri, tuzakları değişir ve bir türlü seni bırakmaz.
Hele çevrende bu mahlûkların
oyuncağı haline gelenler varsa ve çoksa, emin olduğun işe bile kuşku
oluştururlar.
Doğruyu bulmanı ve doğru
yoldan gitmeni asla istemezler.
Şeytanlaşmış insandan,
nefsinin adamı olmuş insandan uzak durmalısın.
Dünyalık kazanç için ustalık
öğrenmek amaçlı yaklaşırsan, seni de
zarara uğratırlar.
Hazreti Mevlana der ki:
Gideceğin ve izleyeceğin yol,
paran ve mezhebin için çok az konuşun. Der.
Yaren, bunlardan kurtulmanın
yolunu gösteriyorum:
Dinin hükmünde emin olana
kadar sor.
Bu hükmü öğrendikten sonra
kararını ver ve asla değiştirme. Allah adıyla başla ve bitirene kadar asla
bırakma.
Dinin hükümlerine göre
yaptığın zaman vicdan azabı çekmezsin.
Sana hile yapsalar ve zarar
verseler, önemseme.
Önemli olan kendi huyunu
bozmamandır.
Çünkü bu huy sen nereye
gidersen huyunda oraya gelir.
Eğer işin devletle ilgili ise
devletin kurallarına göre yap.
Allah’ın verdiğine rıza
göster.
Doymazlık yaparsan yanlış
yola girer tuzaklara düşersin.
Dinin hükmüne göre yaptın ama kimse uymadığını
ve zarar gördüğünü görürsen aklına Nuh peygamberi getir.
Nuh peygamber Allah’ın emirlerini sabırla
yaparak kurtuluş için gemisini hazırladı ve kurtuldu.
Kurtuluş gemisini yaparken
herkes alay etti ama Nuh ve ona inananlar kurtuldu.
Allah adıyla başladığın doğru
görünen yanlış iş bile olsa sonuçta Allah onu doğrultur.
Buraya kadar geldik.
Hepimize aferin.
Bin kişide bir kişiye nasip
olan, sırlara doğru yolculuk devam ediyor.
Allah bizi kendine çekmeseydi
ne bizde bir istek, ne de uğraşı için zaman bulabilirdik.
İnsan yaşamında ilk üç aşama vardır:
Olaylardan, hatıralardan örneklerle yaşamak.
Aklı az olan, aklı karışık
olanların, aklını kullanmayı bilmeyenlerin gözlemleri ve yaşadığı olayların
şartlandırmasıyla yaşarlar. Söylemler kişi eleştiri tarzındadır.
Aşama:
Fikirlerden yararlanarak
yaşamaktır.
Seni etkileyen, sana yönelik
fikirleri önemsemeye başlarsın. Yararlı- zararlı, kısa-uzun değerlendirmesi yapmadan hoşuna giden bir tarafına bağlı kalarak diğer verileri bilirsin fakat önemsizleştirirsin.
Yani renginden hoşlanırsın,
böylece takımın yanlış, doğru her şeyini kabul eder bağlanırsın.
Aşama:
Düşüncelerden yararlanarak yaşamak:
Görüş ve düşüncelerden yer, zaman, imkân, yarar olarak izlenilecek yol belirlenir.
Gücünü kendinden alarak
amacına doğru ilerler.
Görünen yüzün başka
görünmeyen bir yüzü olabileceğini, zamanla yüzün değişime uğrayabileceğinin
farkında olarak bakması gerektiğini anlar.
Doğrunun içindeki yanlışları
ayıklar.
Doğrunun yerini ve değerini
saptar, kabul eder, yaşantısını bu düşüncelere göre düzenler.
Bu durumda olanlar özgür
düşünme ve gözlem yapması yahut bu özelliklere sahip birini rehber etmesi
gerekir.
Söylemleri olgunlaştıkça
başkasının fikirlerini taşımaktan kurtularak, kendi fikirlerini söylemeye
başlamalarıdır.
*
Mevlana Hazretleri öğrenmede
havuz modelini önermiştir. Yani öğren havuza at, ne kadar çok öğrenirsen
ezberlemeden havuza atmanı ister.
Ve o havuzdan bir damla
ağzına aldığın zaman hepsinin tadını ağzında bulursun der.
Okuduklarından bir şey
anlamıyorsan dahi okumaya devam et.
Bir zaman sonra hepsini
birden anlayacağından emin ol. Buna faş etmek tabiri kullanılır.
Yani gerçek, anlayışına birden verilir.
Diğer bir okuma şekli de anlaya, anlaya gitmedir.
Bu metoda yavaş ilerleme olur.
Bilgi verenin ve verilen
bilginin doğru olduğundan kuşku duyanlar içindir.
Yani gerçek, anlayışına az,
az verilir.
Allah adıyla başlarsan
aldığın veriler doğru olarak anlayışına yerleşir.
Ancak her iki metoda da
devamlılık varsa amacına ulaşırsın.
*
Gönlünden gelip ağızdan çıkan
her söz bir zaman sonra gerçekleşir.Ve gelip seni bulur.
Çünkü evi sensin.
Sevgi bağı güçlenip aşk
kuvvetine ulaşınca mesafe önemsizleşir, kelimeler önemsizleşir.
Düşünce bağı kuranlar için
zaman ve mekân engeli kalmaz. Düşüncen adrese anında iletilir.
Kişisellikten, ben ve ben
merkezli düşüncelerden kurtulan bütün içinde yerini kolaylıkla yer alır,
imkânlardan yararlanılır.
Farkında
olmak, geliştirmek ve kontrolü defalarca sağlamak için uğraşmalısın.
Ölçü dini, ahlaki, hukuki,
vicdani olmalıdır.
Kendi kendine koyduğun
ölçüler bencillikten olur.
Öncelikle her konuda bilgi sonra
fikir sahibi olmalısın.
Sonra sevdiğin bir konu
üzerinde yoğunlaşmalısın.
Bilgi sahibi olmadan fikir
söylersen başkasının fikrini yayan olursun.
Yani gerçek yüzünü
incelemeden, anlamadan o fikrin savunucusu olmuşsundur.
Bu duruma devam edersen;
kendini kilitlersin, açılıma kendini kapatırsın, sağır ve kör duruma düşersin.
Duymak istediklerinden başka
her şeye kendini kapatmış olursun.
Sana sunulan anlatımları
aklın ve anlayışın kabul etmeyebilir. Bu anlatılan hikâyeler gerçek de
olmayabilir.
Ancak doğru kabul edersen
sana anlaman gereken görünmeyen gerçekleri anlamaya başlarsın.
Sunulan hikâyeler çok
değerlidir.
Diğer bir anlatımla her
anlatım bilinen bir şey üzerinden bilinmeyen anlatılır.
Anlayışına sunulur.Yüksek düzeyde bu anlatımlar işaret diliyle, yani kuşdiliyle, yani remz ile yazılmıştır.
Mümkün olduğunca akla
yaklaştırmaya çalışılmıştır.
Yani anlaman gerekeni
hikâyeye ve olay kahramanına yapıştırılarak sunulur.
Çalışmaların ilerledikçe bu
durumu daha iyi anlarsın.
Ancak bu sunulan hikâyeler
gerçekten yaşanmış olup, seçilerek ve düzenlenerek, Allah’ın nur katması ile
yararlanmanız için sunulmuştur.
Ancak bir hazine buldum, yeri
şurası sende oradan yararlan diye önerebilirsin.
Sakın kendini başkasına
bilgiçlik taslamak için bu hazinenin kapısında durup, tanıdıklarına bir iki
bahşiş verme.
Sonra akıldan gönle gidecek
şekilde anlam yüklenmiştir.
Her şeye değeri biçip, layık
olduğu kadar değer vermelisin.
Bu duruma önem vermezsen
kafan karışır, ilişkiler karışır, sözler karışır, algılaman karışır.
Okuyarak yeni tanıştığın
bilgileri eski bilgilerini onaylamak için kullanırsan yeni bilgi misafir
durumuna düşer.
Eski bilgin yararsız ise
bilgi bahçenden yol at.
Sen kendi ilerlemeni
göremezsin ancak yakın çevren olumlu gelişmeler içinde olduğunu söyler.
Seni istediği gibi kullanmak
isteyenler bu uyanışına engel olmak için bu işler, boş işler, para getirmiyor
diye yolunu vurmaya çalışır.
Kendini gelişmesini durdurmuş
olanlar, iyi de olsalar senin gelişmene engel olurlarsa fenalık yapmış
olurlar.
*
RAVLİ