7 Ağustos 2012 Salı

ŞEMS-İ TEBRİZİ VE DUA VE BEREKET

Bereket:
Tanrı’dan dua ile istenmesinden sonra, Tanrı’nın verdiği uğurluluk, bolluk, saadet, mutluluk.

 Şems Hazretlerinin bir sohbette söyledikleri:

 Tanrı’ya yalvardım:
Yarabbi!
Beni kendi velilerinle tanıştır, onlar ile yoldaş et!” dedim.

 Rüyamda “Seni bir veli ile yoldaş edeceğiz” dediler.
Sordum:
“ O veli nerededir?
Ertesi gün bu velinin Rum diyarında (Anadolu’da) olduğunu söylediler.

 Bir zaman sonra gördüğüm rüyada.
Henüz vakti gelmemiştir.
Her işin bir zamanı vardır” dediler.

                     *
Benim bir âdetim vardır.
Yanıma gelenlere sorarım:
“ Efendi!
Konuşacak mısın yoksa dinleyecek misin?”
“ Konuşacağım”  derse, üç gün üç gece dinleyebilirim.
Meğerki o kaçsın da ben kurtulayım.

Eğer,
“ Ben dinleyeceğim” derse ben de,
“ O halde birbirimizle uyuşuruz” derim.
Söze başlarım, o da laf arasında konuşur.
                       *
Sofiye sormuşlar:
“ Peşin bir tokat (Malını, mülkünü elinden almak) mı istersin, yoksa veresiye para mı?”
Sofi:
“ Vur da geç! (Al da git)” demiş.
Bu bir nimettir.
“ Geç” derken acıdan korkuyor, nimetin elden gitmesine acıyor.

                                 *
Mevlana diyor ki:
Filan, dün gece raks (Sema) ediyordu.
Gerçi başka zamanlarda bir nevi edep dışı hareket olması bakımından bu hali hoşuma gitmezdi.

Fakat dün gece bunun neden ileri geldiğini bildiğim için pek hoşlandım, rahatlaştım.

                                   *
Ben de, duaya bel bağladım (İnanmak ve gerçekleşmesini beklemek).
Ağır davranırsın, ağır davranırlar.
Acele edersin, acele ederler.

Sen bu Meryem’i sevmiyor musun?
Bu yavrunun güzelliğini görmüyor musun, ona âşık olmuyor musun?

                                     *
Derse başlayan bir çocuk vardır, öteki arkadaşları da kendisiyle birlikte ders okumaya Kuran öğrenmeye teşvik eder.

Bir başka çocuk da bunun tamamıyla aksidir.
Kitaptan, dersten kaçar.

Ama kendi kendine:
“ Ben ne bahtsızım, benim yaşımdaki bütün çocuklar mektebe başlamış!” diye gizlice ağlar.
Bu çocukta ümit vardır.

 Ama üçüncü bir çocuk daha var ki başka arkadaşlarını da kendisi ile birlikte okuldan kaçırır.
İşte onda ümit yoktur.

 Bu çocukların ikisi de kararsız, dönek tabiatlıdırlar.
Biri kaçıp kendini kurtarır.

 Ama öteki orada oturur kararsızlığı bir hamlede parçalar.
Bir kere bu çocuk ötekine erişemez.
Nerede kaldı ki, onu geçebilsin. 

                  ***
MAKÂLÂT. Şems-i Tebrizi.
Çeviren Mehmed Nuri Gençosman.
ATAÇ yayınları Tasavvuf 6
                ***
Neler öğrendik:

1.   Şems Hazretlerinin Mevlana Hazretleri ile buluşmasının Şems Hazretlerinin duası bereketiyle olduğunu öğrendik.

2.   Her şeyin emir olunan zaman gelince olduğunu öğrendik.

3.   Her işin olgunlaşma ve meydana çıkma zamanı olduğunu öğrendik.

4.   Kişiler arasında uyuşmanın büyüğün ve bilenin sözlerini can kulağıyla dinlemekle olduğunu öğrendik.

5.   Beklenti içinde olmanın; Tüm düşünceyi ve davranışları meşgul ederek etkileyeceğinden ve belirsizliği devam ettireceğinden zarar etsek bile peşin olanı tercih etmemiz gerektiğini öğrendik.

6.   Yaşama sevincinden dolayı raks edenin seyretmenin hoş olduğunu insana rahatlık verdiğini öğrendik.

7.   Tanrı’dan istediğinin güzelliklerle dolu olarak sebebe bağlı olmadan vücuda gelmesi karşısında Tanrı’ya âşık olacağımızı öğrendik.

8.   Tanrı’dan istediğimizin acele olması için o isteğin heyecanını duymamız ve sabırsızlıkla meydana çıkmasını beklememizin gerektiğini öğrendik.

9.   Yaptığı yanlışın farkına varıp pişman olan, ağlayan kişide doğru yolu bulup kurtulma ümidi olduğunu öğrendik.

10.           Kararlı ve kolayca yaptığı işten geri dönmeyenlerin tabiatlıları icabı başarıya ulaşacaklarını öğrendik.

11.           Hiçbir gayreti olmayanın elde edeceği bir şey olmayacağını öğrendik.

 İşte böyle yaren,

Tanrı’ya yapılan dua ve Tanrı’dan gelen bereketle zamanın iki büyüğü bir araya gelip bizim bu günlerimize ışık tutmuş, yolumuzu aydınlatmış ve ruhaniyetleri ile de bize halen yardım etmekteler ve sonraki kuşaklara da yardım edecekler.

 Her ikisi de dinlemenin önemini bildiklerinden beraberlikleri uyuşma ile önce dostluğa sonra da aşka dönüştüğünü öğrendik, anladık.

 Her iki büyüğümüzün de sahip oldukları bilgileri birbirine aktararak ve yazdırarak peşin davranmışlar ve işi sonraya bırakmadıklarını öğrendik, anladık.

 Kişilerin dıştan davranışları hoş gözükmese de gönlüne baktığımız zaman güzelse ve ilişki içindeysek bizim de gönlümüzün rahat olacağını öğrendik, anladık.

Halkın sözlerine bakmadan güzel sonuçlar alacağın kişiye ve onun ürettiklerine âşık olmamız gerektiğini öğrendik.

 Bir kere bağlandıktan sonra döneklik yapmamamız, kararlı olmamız, oturmamamız, çalışmamız, çalışmalarımızda acele etmeden fakat hızlı olmamız gerektiğini öğrendik.

                                *
RAVLİ

Popüler Yayınlar