Âlem içinde aranılan sevgiliyi seyretmeye geldim.
Artık huzura kavuştuk şimdi yerimizde oturalım”
Gidelim” (Ölelim)
Başka biri de:
“ Hele birkaç gün temaşa edelim” der.
Mademki hem dost hem de Hakk yolcusu olduk.
On beş yıl sonra da onu konuşturur,
hararetli-hararetli söyletir.
Bunlardan yüz bin tanesinin bile o noktaya erişememiş olması daha iyidir.
Bu gibiler (Taklitçiler) kendilerini asla şüpheden kurtaramazlar.
(Tahkik: Doğru olup
olmadığını araştırma, meydana çıkarma, doğruyu tereddütsüz gerçekleştirmek)
Sendeki kudret büyük bir çuvaldaki yün gibidir.
Ama cevherle iddiaya girişir de:
“ Ben mi daha değerliyim yoksa pamuk çuvalı mı” derse:
Bunu işiten divaneler de şu
cevabı verirler:
“ Bir
cevher vardır ki çuvallar dolusu berberi altını bile onun kadar değerli
değildir”Cevherin kıymeti kendindendir.
(Yapısı böyledir)
Ama bu (Birlikte yaşadığımız) halk dururken kervansaraya gitmeye hakkım yoktur.
Dinliyorum, dinliyorsun.
Nihayet nereye gidiyorsun?
Benim nazenin (Nazlı yetiştirilmiş) dostum!
Bu tartışmadan sonra artık ne
söyleyeyim.
Allah seninle beraber olsun
derim.Yeryüzü güzel bir cennete döndü.
Bayram geri geldi, işler düzeldi”
***
MAKÂLÂT. Şems-i Tebrizi.
Çeviren Mehmed Nuri Gençosman.ATAÇ yayınları Tasavvuf 6
***
Neler
öğrendik:
1. Mevlana Hazretlerinin Şems Hazretleriyle tanışmadan
evvel Tanrı’yı görmediğini, Tanrı âlemini bilmediğini, Tanrı’yı aşkla
aradığını, aşk sözleri ettiğini öğrendik.
2. Hakkı arayanın kişi önce kendisine kılavuzluk edecek
kişiyi alnında parlaklıktan görmesi ve yoldaş olması gerektiğini öğrendik.
3. Tanrı yolcusu olursak, Şems Hazretleri ile dost
olursak Şems Hazretlerinin ışığı (Nuru) ile aydınlattığı dünyayı görüp
tanıyabilme imkânına kavuşabileceğimizi öğrendik.
4. Hakk yoluna çıkanın aradığı insanı bulması için on
altı yıl geçmesi gerektiğini, sonra on beş yıl sonra da hararet alıp konuşmaya
başlayacağını öğrendik.
5. Otuz bir sene sevgiliye ulaşmak için arzu ile çalışmak
ve aramak gerektiğini öğrendik.
6. Konuşmak için en az otuz bir sene gerektiğini, bu
zamana kadar arayışımızı devam ettirmemiz gerektiğini öğrendik.
7. Şüpheli bir yaklaşım içinde hakikati aramamız
gerektiğini öğrendik.
8. Yıllarca Tanrı
yolunda uğraşıp saçı sakalı ağartmışların taklitçilikten kendini
kurtaramadıklarından dolayı Tanrı’nın onları kabul edip içeri almadığını
öğrendik.
9. Araştırma, keşfetme, arama, bulma ışığını kendimizde
aktif olarak bulundurmamız gerektiğini öğrendik.
10.
Kendimize güvenmekten
önce cevher olan kişiyi bulmamız gerektiğini öğrendik.
11.
Müslüman’ım diyen
ve Müslümanlığı anlatan kişinin Tanrı’yı istemekten başka bir şeye değer vermemesi
(Sayısız isteklere) gerektiğini öğrendik.
12.
Şems
Hazretlerinin Hüsameddin Çelebiye kızıp gönlünü kırmadan Mevlevi tekkesinden
ayrılıp hana yerleştiğini öğrendik.
13.
Bazen kırgınlık
olmadan ayrılığın da bir arada olmaktan daha faydalı olacağını öğrendik.
14.
Söz ile
düzelmeyenin yanında kalmanın sıkıntı verdiğini, böyle kimselere söz söylemek
yerine Tanrı’dan düzelmesi, perdesinin kalkması için dua etmemiz gerektiğini
öğrendik.
Mevlana Hazretlerinin Tanrı
kokusunu aldığını, aşkla onu aradığını ama Tanrı’yı görmek nasip olmadığını
anladım.
Sayısız ilim sahibi olmasına
rağmen, isimleri bilmesine rağmen görme mutluluğuna ermediğini anladım.
Sırlara sahip olan Şems
Hazretleri Mevlana Hazretlerinin bu muradına ulaştırdığını anladım.
Âmin.
Âmin.
Ey âlemlerin Rabbi!
*
RAVLİ