17 Ağustos 2012 Cuma

ŞEMS-İ TEBRİZİ VE İLHAMI YAZ

Şems Hazretlerinin bir sohbette söyledikleri:

Şu insanoğluna kendi gözü kadar hiçbir şey ziyan vermez.
Yani kendine çok nazar değdirir.
Bakarsanız hiç kimse bunun farkında değildir.

Ancak bu işi ben bilirim.
Nazar değdi, bir yudum su gibi geçip gitti:

 Kazvinli dinsizin hikâyesi meşhurdur:
Başını kestiler de Tanrı yoluna girmedi.

 ŞİİR:

Yazık ki, umut gününde aşk, bedenimi sırılsıklam etti.

 Eğer sen imanlı kişilere, namaz ve hizmet yolunda olanlara dil uzatmıyorsan bunu bu kadar güzel bir şekilde kim ifade edebilir?

Sen o abdesti alınca bütün bedenin öylesine parlak ve güzel görünür, başını secdeye koyduğun vakit sana öyle bir hal gelir ki, içki bile ona ziyan vermez.

Ancak kendisinde bu makam yoksa bu denizde kol ve bacak sallayacak gücü yoksa boştur.
(Mana denizinde yüzen büyük ve temiz olursak küçük pisliklerin kirletemeyeceğini anladık.)

 O taliplerden idi, arıyordu, aradığının ne olduğunu söylemek de ona ziyan vermez.
Ben kıyamete kadar bu yanda yatar uyurum, bu bana zarar vermez.
Belki her gün bana daha iyi gelir.

 Bununla beraber benden ayrıldığın gün üzüldüm, gece sabaha kadar rahatsız oldum.
Onu bıraktığın gün de sevinçli ve neşeli olurum.
Kâbe’nin kapısı kıble olmasaydı, Kâbe dışındaki dört taraf da kıble olmazdı.

 Sen Erzurum’dasın.
Rum ülkesinden genç olsun, yaşlı olsun, insan Tanrı evinden bu kadar uzaklaşır mı?

Kulağına vurayım gel sofra örtüsünü kaldır da bana su ver.
(Yemek yemeyi bırak da birbirimize rahmet ikram ’Sohbet’ edelim)

Bu gece eğer benden ayrı ve yalnız uyursan ben rahat edemem.
Elimi ayağımı bir tarafa atar çırpınırım.

Sen arkamı örtersin, önüm isterse kış olsun.
(Arkamdan beni koruyan sen oldukça her zorluğu önemsemem)

 Eğer başka küçük biri olsa, kâğıdı tutar, yağlar fareye kaptırır.
(Dikkatsiz biri elindekini kendi eliyle vererek hırsıza kaptırır.)

 Sen bize emret!
Biz içiyoruz sana bakmıyoruz.

Sen. “Oh, oh!” deyiver ki, ben de senden ne kadar istekli olduğunu anlayayım.

Vücudum pek narin, ufak bir rahatsızlık bana yol buldu mu her gün geceli gündüzlü hasta olurum.
Ancak ben rahatsızlıkların saldırısını, açlıkla önlüyorum.
Onları açlık ve perhiz ateşiyle yakarım.

Mevlana’dan nihayet bir şey aşırabildik.
Bu hikâyeden hisse alman yerinde olur.

 Ama önce onun perdesini kaldır da öyle oku!
(Yakınlaşarak, severek, bağlanarak özünü gör)

 Bu Kazvin’linin hikâyesidir:
İlya efendinin yaptığı çatlak ibriğe işeyip de onunla taharetlenen (Temizlenen) Kazvin’linin hikâyesi.

(Dışkı idrarla temizlenmez, su ile temizlenir: Bir pisliği diğer pis olan bir şeyle temizlemeye çalışmak, doğru ve temiz olanla temizlenmek gerekir.)

 Mevlana birisine darılınca ne hoş oluyor.
Bir şeye kız mı pabuçlarını yere vurur!

 Vahşeti anmak vahşettir” derler.
(Yabani kişinin davranışları hatırlanınca üzerimize bir soğukluk, korku, üzüntü gelir ve insanı vahşilik yapmaya sevk eder)

İşte ben onları sağlam tutarım.

Zamanede (Bu zamanda yaşayanlarda) soğukluk vardır.
Biri yüzünü halka çevirse, bu cimrilik yönündendir
(Halktan bir şeyler almak için yapıyor) derler.

Sofi ile dişi merkep ve virane hikâyesi de bir başka türlü.
İleride bunları da anlatacağım.

Benden herhangi biri incinirse onu çabuk bırakırım ama benden nasıl ayrılabilir?
O pişman olur.

Şimdi onu daha iyi olması için sıkıştırıyorum.
O, belki daha çok zahmet çekecektir.
Ama bir gün benden ayrılınca daha güçsüz kalır.

Çektiği zahmetler hatırına gelir, başka biriyle dostluk kurar, o dost da kendisinden kaçar.
Ama Mevlana’nın şaşırtıcı ve yorum isteyen sözleri her konuya uygun düşer.

Dedi ki:
Kilise gereklidir,
Çünkü ilk önce Müslüman olan pek az kimse vardır  Dedim ki:
“ Bu söz ilk defa söylenmiş sözlerdendir”

 Bu tekkeye geldiğimden beri dün gece bundan konuşuldu.
Bu kimin sözüdür, bunu yazmak gerek:
Şüphesiz, Hakk, Ömer’in dilinden konuşur” buyurmuştur.

Mademki sende kendi sözlerinden hangisinin Tanrı ilhamı, hangisin Şeytan vesvesesi olduğunu ayıracak güç yoktur, bunu ben sana söyleyeyim:

Bunlardan Tanrı ilhamı sonucu olanları yazmak gerek.
Nihayet kendi kusurunu anlatıyordu, diyordu ki:
“ Önce bana iman konusunda bir şeyler olmuştu.

O şeyh, beni kendisine çok güvendiği zata götürdü.
Onunla çok konuştu.

O, ortaya bir söz atıyordu, ama şüpheli konuşuyordu
Biz onu bizim tarafa çekiyorduk.

Çünkü o söz öyle bir kimseden doğuyordu ki onu Hazreti Muhammed’in (s.a) yanında otursalar yaraşırdı.
                  ***
MAKÂLÂT. Şems-i Tebrizi.
Çeviren Mehmed Nuri Gençosman.
ATAÇ yayınları Tasavvuf 6

                    ***
Neler öğrendik:

1.   Nazarın mahvedici kaynağının kıskançlık olduğunu, kıskançlık yapanın kendisine nazar değdirerek zarar verdiğini öğrendik.  

2.   Başkasını kıskandıracak gösteri ve davranışlarda bulunanın kötü nazarlara kendisini hedef edip zarar gördüğünü öğrendik.

3.   Nazar konusunda dikkatli olmamız gerektiğini ve bu konuda farkında olarak dikkat etmemiz gerektiğini öğrendik.

4.   Âşık olan kişinin nazarın kötü etkisinden etkilenmediğini öğrendik.

5.   Büyük kişilerin yaptıkları küçük yanlışlıkların kirletemeyeceğini öğrendik.

6.   Şems Hazretleri kıyamete kadar kendisini isteyenlere yardım edeceğini ve yol göstereceğini ve isteklileri beklediğini öğrendik.

7.   Akıllı, dikkatli ve istekli olandan ayrılmanın üzüntü verdiğini öğürendik.

8.   Dört kıbleye önem vermemizi öğrendik.

9.   Tanrı ilhamı sanki kulağımızla duymuş gibi algıladığımızı, ses nerden geldi diye aramadığımız durum olduğunu ve bu sözü yazmamız, yazıya bağlamamız gerektiğini öğrendik.

10.                  Şeytandan gelen ilhamın ise ilham geldikten sonra ses nerden geldi diye arkamıza, sağımıza, solumuza bakarız, bunun önemsememiz ve sözü unutmamız gerektiğini öğrendik.

11.                  Hep iyi güzel kişileri ve hikâyeleri anlatmamız gerektiğini öğrendik.

12.                  Şems hazretlerinin sözlerinin çok ağır olduğunu, bu sözlere dayanamayanın korkup, sakınıp kaçtığını ancak o sözlerin doğru olmasından ve Hak sözü olmasından dolayı pişman olduğunu ve Şems Hazretlerine teslimiyet gösterdiğini öğrendik.

13.                  Bazı kişilerin Allah’tan ilham aldıklarını ve buna göre konuştuklarını öğrendik.

 İşte böyle yaren,

 RAVLİ ŞARAP yaz ve Google oku.

Temizlik ve kirlenme hakkında büyüklerimizin görüşlerini okuyarak tam kanaat sahibi ol da küçük yanlışlıklardan dolayı büyüklere soğuma.

Çünkü onlar o kadar büyüktürler ki küçük yanlışlıklar onları kirletemez.
(RAVKİ MEVLANA DÖRT KIBLE yaz Google oku)

                                 *
Kilise gereklidir:

İman edenlerin oluşturduğu topluluğa kilise denir.

Bir araya gelen Tanrı emirlerini düşünen, yorumlar yapan, dersler çıkartan, sevmeyi, saygıyı, birbirine zor günlerinde destek olan imanlı kişilerin toplandığı yerdir.

Burada birbirlerini önemserler, birbirleriyle paylaşırlar ve Tanrı’ya ve peygambere övgüler yapılan yerdir. (Mimari olarak düşünme)

Hazreti Mevlana “Kilise gereklidir” Yani bir araya toplanılmalıdır, birbirlerine sevgi ve saygı gösterilmesi ve yardıma ihtiyacı olanların tespit edilmesi ile yardım edilmesi ve orada Tanrı emirlerinin anlaşılır ve uygulanır olmasının öğrenilmesin gerekli olduğunu, sonra kişinin sonra Müslüman olacağını ve Müslüman gibi davranacağını özlü sözü ile işaret etmektedir.

                                    *
 Şüphesiz, Hakk, Ömer’in dilinden konuşur”:

A’RAF suresi 43 ayetinde buyrulduğu gibi Hazreti Ömer’in kalbinden kin ve her ne varsa çıkarılıp atıldığını, Allah’ın doğru yola getirdiklerinden olduğundan, Allah söyleyeceğini Hazreti Ömer dilinden insanlara söylediği anlamındadır. 

Yani Hazreti Ömer’de feraset (Anlayış ve çabuk özü kavramak) ve ilham vardı.

Yani Allah’tan vasıtasız emir alırdı ve Hazreti Ömer’in görüşünü Allah kendi görüşü olarak kabul eder, ayet olarak gönderirdi.

Çünkü doğruyu söylerdi, hak ve adaletten hiç şaşmazdı.

                                       *
Yaren,
Tanrı’dan gelen peygamber ve kitap tamamlanmıştır ama Tanrı erleri                                                                           ve ilham alanlar dünyayı doldurmuşlardır ve Allah böyle güzel kişilerle devamlı doldurur.

 RAVLİ İLHAM yaz bu konuları oku.

                                         *
RAVLİ

Popüler Yayınlar