“Bahaeddin, sen den Mevlana’nın yolu nedir?”diye sordukları vakit:
“Yiyip içmemektir, de buyurdu ve sonra:
“Hayır, hayır ölmektir
dersin” dedi.
Ay gibi güzel bir kız evden çıkıp dervişin eline bir ibrik verdi.
***
ARİFLERİN MENKIBELERİ, Şark
İslam Klasikleri 29,
Ahmet Eflaki, M.E B.
YAYINLARI 489
***
Neler öğrendik:
1.
Mevlana
hazretleri yemek ve içmekten uzak durun dediğini öğrendik.
2.
Yani kendini bilmek,
kendini kontrol etmesini bilmek ve kontrol sanatını uygulamak olduğunu öğrendik.
3.
İkinci aşamada
kendini kontrol ettikten ve bu kontrole sahip olduktan sonra ölmeden önce
ölerek bu âlemden görünmeyen âleme geçip orada kontrolü sağlamak için
çalışmaktır.
4.
Bu elde edişleri gündüz oruç tutarak elde
edebileceğimizi öğrendik.
5.
Görünmeyen
âlemden bir şey öğrenip yaşamak istiyorsan gündüz oruçlu olmalısın ve geceleri
yemek yememelisin.
6.
Orucu açacak
kadarıyla, vücudunu taşıyacak kadar yenmelidir.
Sadece öğrenmek yetmiyor.
Uygulamak ve bütünlük içinde
yaşamak gerekiyor.Sıkıntılarına katlanmak gerekiyor.
Bir tarikata (yola) girmiş
kişiye denir.
Dervişlik, bir mürşide (din
işlerinde doğru yolu gösteren kişi) katılmakla başlar.
Her derviş kendi pirini bütün
halktan ulu bilir.
Dervişin sermayesi SABIR, KANAAT,
MİSKİNLİKTİR.
Dünyalık olan her şeyden yüz
çevirmiştir.
Allah’ta kendini yok
etmiştir.
1.
Sıdk. (Sözde,
yaşamında, kararlıkta, kararlılıkta kalmada, uygulamalarında, dini hedeflere
ulaşmada nefsinde toplayanlara denir.
2.
Tevbe.3. Zikir.
Dervişler dört makam yaşamak zorundadırlar
1. Şeriat (dini kurallar, kanunları bilmek ve uygulamak)
(Beden içindir)
2. Tarikat (yol)
(Kalp içindir)
3. Marifet
(Bilme, hüner, ustalık, tuhaflık yani nefsini bilmektir)
(Ruh içindir)
4. Hakikat (İlahi özelliklere sahip olmak)
(Hak içindir)
Bu makamlardan geçen dervişte kalbi keşif başlar.
Bu makamları yaşamayan, geçemeyen işin siyasetinde kalır, Tanrı’ya ulaşamaz.
Derviş, gönlünden benliği gidermiş, miskinliğe ulaşmıştır.
Miskin derviş, Allah’ın içinde yok olmuştur (Fenafillâh).
Onun hal ve makamı, derviş olmayanlarda bilinmez.
Dervişlik yolu aşk yoludur.
İkiyüzlü davrananlar bu yola gelemezler.
Derviş halkın kınamasından korkmaz.
Dervişlik yolu zordur.
Bu yola talip olan, zorluğa taliptir.
Bütün bildiklerini terk eder, piri ne derse ona uyar.
Gerçekte derviş bu dünyada Allah’ın gerçek yüzünü gören kişidir.
Bakmadan görür.
Söylenen dil ve dudak oynatılmadan anlar.
Hikmet (bilgi ile uygulamayı birleştirmek) bilir, ruhsal tedavi edicidir.
Hak yolunun yolcusudur.
Benliğini terk etmiştir.
Ben merkezli düşünmez ve davranmaz.
Tanrı’nın varlığı ile var olmuştur.
Tanrı’ya tamamen teslim olmuştur.
Bire, birliğe ulaşmıştır.
Tanrı’ya tamamen teslim olmuştur.
Aşk divanına yerleşmiştir.
Uyanıktır.
Tanrı’nın hizmetçisidir.
Pirinin yoluna sevgi ve bağlılıkla kendini hizmet etmeye adamıştır.
Can bir kararda durmaz.
Canı Tanrı’ makamındadır.
Yol ustasıdır.
Yol eridir.
Vücudu yeryüzündedir, fakat sırrı arştadır.
Gözü suludur.
Hırka giyer kinden, kibirden soyunmaktır.
Kuşağı tövbeye yönelip aşka bel bağlamaktır.
Dini imanı olan kişi
dervişleri hor görmez.
Âlemdeki bütün varlıklar
dervişleri görmek için can atarlar, ilim sahipleri dervişin sohbetine can
atarlar.
Melekler dervişlerin adını
anarlar.
Dervişleri gören dağlar,
taşlar dervişlik makamına secde ederler.Hoş içinde yaşarlar.
Her kulağına geleni gönlüne sokmazlar.
Derviş kendi yanlışlarını
görmeye, düzeltmeye çalışır.
Derviş kapı eşiği demektir.
Dervişim diyen herkesin
üzerine basıp geçmesini kabul etmiş ayaklar altında çiğnense bile sabır
tahammül eden psikolojidedir.
Şeriatsız ve şeraite aykırı
dervişlik olmaz.
(Derviş şöhret belasına
uğrarsa (tanınırsa) şeriata uymuyormuş gibi birkaç davranış yaparak halkı
kendinden uzaklaştırarak rahat eder.
*
RAVLİ