(Onu
kendi nefsinle karşılaştırıyorsun).
O’nun
kıyasını, kendi haline uydurmuyorsun.Yani onların kalpleri ve batınları (İç âlemi) ile bildirdikleri şeyler, benim için zahir (Dışa çıkan, görünenlerin) bilgisi sayılır, demektir.
Kendisinden
söz söyleyen kimse, kendi benliğinden dışarı çıkmıştır.
Bu dua da başkaları için bir dilektir.
Yani
böyle bir olayla karşı karşıya gelirseniz, Allaha böyle
yalvarınız demektir.
Hâlbuki
onun gönül evinin etrafında hiçbir ihtisapçı (Zabıta kuvveti) dolaşamaz.
Söz başka yere gitmez.
Nasıl ki şair:
“ Kendimle hoşum, bundan sonra da ben kendi kendime yaşayacağım” demiştir.
Ancak daha vakti gelmemişti.
Şeriat
zahirdedir (Dışa çıkan, görünen, söylenen).
Onu
(Şeriatı) âlemde yaymak gerektir.
Benim
sizden istediğim, içinizdeki coşkunluğu, derin
duyguları dışarı atmanız, açığa vurmanızdır.
Sarhoşluk
da ayıklık da ortaya çıksın.
Benim
istediğim hal sende var mı?
Nerede?
Ben
bu işleri senin önünde kendi kendime yapıyorum ki göresin de sırrı açığa vurasın!
Seni
ibrik gibi kaldırıp gezdireyim, oraya götüreyim de geniş yeni hırka ile işleri
yapasın ki batının (İç âlemin) da sağlam kalsın.
***
MAKÂLÂT. Şems-i Tebrizi.
Çeviren Mehmed Nuri
Gençosman.ATAÇ yayınları Tasavvuf 6
***
Neler öğrendik:
1.
Peygamberimizden
beden ve ruh sağlığı ile terbiye öğrenmemiş, bunların muhakkak kendim yapmam
gerekir diye sevip, benimseyip, yapmayanların kişiler ve toplum tarafından
kabul edilmesinin mümkün olmadığını, bunların büyüklerimizin hikâyelerini
aktarsalar bile kabul edilmediklerini öğrendik.
2.
Kendi ölçü ve
değerlerimize göre başka birinin sözünü veya yaptığını değerlendirirsek bu
değerlendirmemizin kabul edilmeyeceğini öğrendik.
3.
Bir kıyaslama yapacağımız
zaman kendi benliğimizden sıyrılıp, yüksek değeri olan şahsiyetlerin bilgi
ışığı altında ölçü ve değerler bütünü içine alıp düşünmemiz ve ifade etmemiz
gerektiğini öğrendik.
4.
Velilerin ve
nebilerin sözlerinin Peygamber efendimizin iç âleminden dışa çıkarttığı
bilginin sözünün anlaşılır olması için olduğunu öğrendik.
5.
Duanın etken olması için yalvarış şeklinde
olması gerektiğini öğrendik.
6.
Peygamberlerin
nefsin tesirinde hiç olmadan konuştuklarını, bizim ise nefsin tesirinde olarak
o sözleri yanlış anlayacağımızı ve yanlış yorumlayacağımızı öğrendik.
7.
Kendi kendimize
söylediğimiz sözlerin kendimize hoş geldiğini, ancak başkaları hakkın
söyleyeceğimiz sözlere çok dikkat etmemiz gerektiğini öğrendik.
8.
İçimizdeki duygu
ve düşünceyi büyüğümüze açıklamamız, hiçbir şeyi saklamamamız gerektiğini, onun
bizi temizleyip düzenlenmesine ortam sağlamamız gerektiğini öğrendik.
9.
Şems
Hazretlerinin elimizden tuttuğu gibi Tanrı huzuruna yanında çıkardığını, Tanrı
âlemini gösterip öğreteceğini, sonra âleme söz söyleyecek duruma getireceğini
öğrendik.
Ve aynı blokta Sultan Divani Mehmet Çelebi
Hazretlerinin Mesnevi’sini okumalısın.
*
RAVLİ