10 Ağustos 2012 Cuma

ŞEMS-İ TEBRİZİ VE GÖREMİYORSAN ETRAFINI DOLAŞ

Şems Hazretlerinin bir sohbette söyledikleri:
Bir divane ötekine şöyle diyordu:
Bir çuval yün nasıl olur da bir çuval mücevherlerle beraber olur?

 Yüz kere boşaltsan, altınla doldursan bile yine mücevhere eşit olmaz.
Bu böyle bir divaneydi ki akıllının söyleyeceği sözü söylüyordu.

(Çuval: Elbise)
(Altın: Doldurma bilgi)
(Cevher: Başkasına muhtaç olmayan, kendisinin başlı başına varlık olan, parlayan ışığa sahip olan)

 Kadı ona yan-yan baktı.
Ben de Tebriz şeyhleri ile Zahidin ve kölelerin hikâyelerini anlatıyordum.

 Dün gece dedim ki, sizin sözlerinizi de Mevlana ile birlikte sizin ağzınızdan dinleyelim.
Sonra gönlüm razı olmadı.

 Niçin, yemek yerken konuşulan bu sözleri yine birlikte yemek sofrasında konuşmayalım? Dedim.
Yine gelseniz ne olur?
Dualar edelim!

 Arzunuz nedir, aradığınız nedir?
Yukarıda sözü geçen:
Gökler onu görmez ama o gözleri görür” ayetindeki manayı anlamak konusunu mademki sen açıklamıyorsun, bari dokuz şeftali ver ki ben söyleyeyim.

 Aranılanı bulmak, ona kavuşmak için en yüksek arzunuz nedir?
Allah daima doğruyu söyler onun ilahi varlığına ant içerim ki bu doğrudur.
Allah’ın selamı ve rahmeti üzerine olsun.

Ben artık ense, göbek yapmak düşüncesinden vazgeçtim.
Dostlar yenilendi ama ben eski bedenimi bulamadım  

 İşin kötü tarafı sen hep kendi mektubunu okuyorsun, dostun mektubunu okumuyorsun.
(Hep kendinle ilgileniyorsun, dostunla ilgilenmiyorsun)

 Nihayet biraz da dostun mektubundan bir şeyler oku.
Kitapta yazılı olan şeyler hakkında onlara bir utanç gelmez.
Bu gibi şeyleri biri kitapta yazar.

 Nasıl ki bir adam soruyordu:
“Kadının kapalı yerine bakmak helal midir, yoksa haram mı?
“ Helal geçti dedim” 
“ Ona el yetmiyor “ Ancak, bu sözümden de hayrette kaldım.

 Yüksek sesle:
“ Onun etrafında dolaş okşayıver, nihayet vücuttan dışarı çıkmaz” dedi.

 Tekrar sordu:
“ O halde söyle, o beni niye okşamasın?” bu ikinci sorunun cevabını niçin vereyim.
Niçin ağzımdan bir söz çıksın?

Ancak benim sana söylediğim ilk sözü dinle!
Çünkü bu ikinci mesele, sana gevşeklik ve arıklık verir.
Bunu niçin anlatayım.
Bundan sana ne fayda var?

Eğer bu noktada yanlışlık olmuşsa gayret et, mümkün olduğu kadar düzeltmeye çalış!
Ama sana bir fayda sağlamaz.

Ben bu konuda bir şeyler bilsem de senin nefsine bir fenalık gelmesin diye söylemem sana.

                  ***
MAKÂLÂT. Şems-i Tebrizi.
Çeviren Mehmed Nuri Gençosman.
ATAÇ yayınları Tasavvuf 6
                    ***
Neler öğrendik:

1.   Hayvansal özelliklere sahip olan bir kimse ile parlayan ışık olan  (Cevher) diğer bir kişi ile bir arada olamayacağını öğrendik.

2.   Aynı cinste olanların bir arada olabileceğini öğrendik.

3.   Boş çuvalın (Bilgisiz ve yeteneksiz insanın) ayakta duramayacağını öğrendik.

4.   Edepsiz ve öfkesini kontrol edemeyenle bir arada olunamayacağını öğrendik.

5.   Değişik kişilerin bir arada olması ile hepsinin eşit olmayacağını öğrendik.

6.   Yemek sofrasında (bilgi yönünden beslenenlerin) konuşulanların başka olduğunu, dostlarla can sohbetinde konuşulanların başka olduğunu öğrendik.

7.   Aradığına, istediğine ulaşmak isteyenlerle konuşmanın farklı olduğunu öğrendik.

8.   Aradığımızı bilene bir şeyler hediye edip öğrenmemiz gerektiğini öğrendik.

9.    Hep kendimizle ilgilenmeyi bırakıp dostlarla da ilgilenmemiz gerektiğini öğrendik.

10.                  Öğrenmek istediğimiz şeyi kitapta bulabileceğimizi ama kitapta dost bulamayacağımızı öğrendik.

11.                  Gizlenmiş olana ulaşamıyorsak bile etrafından ayrılmamamız, sevgi ve muhabbeti devam ettirmemiz, sevgi davranışlarında bulunmamız gerektiğini öğrendik.

12.                  Kendi doğru ve uygun hareketi seçemeyenin karşısındakinden doğru ve uygun hareket beklememesi gerektiğini öğrendik.

 İşte böyle yaren,

 “Az çoğu gösterir, yani söz az, mana çok olmalı.

Diyelim ki oraya bir çuval şeker koymuşlar, ondan azcık bir örnek getirmişler, işte bu azıcık örnek bir çuvalın delilidir.
Onu anlatmaya yeter.

 Kişinin de biraz doğruluk göstermesi, onun doğru olduğuna delildir.
Yine biraz eğrilik ve ikiyüzlülük de sahibinin eğriliğini gösterir.”

(ŞEMS-İ TEBRİZİ VE DOSDOĞRU OLMAK VE ANLAMAK) alıntı.

 Mevlana Hazretlerinin hatırımızda kalan şu sözünü hatırlayalım:
Her cins kendi cinsini arar, cinsine doğru gider ve aynı cinsler birlikte olmaktan rahat ederler.”                                

 Gizlenenin bize açılmasını istiyorsak buna layık olmak ve hep yakınında olmak gerektiğini, ilgi ve ilişkiyi kesmememiz gerektiğini öğrendik, anladık.
                                           *

RAVLİ

Popüler Yayınlar