(ŞEMS-İ TEBRİZİ VE TANRI ACIKINCA) konu başlığında sunuldu.)
Fakat o iyiliksever kişinin gözü bu cihette (Yönde) değildi.
Bak bunu nasıl tevil etti (Başka bir anlam verdi):
Kendimden ödünç verdiğim şey
daima gözümüzden çıkmaz, niçin onu düşüneyim, niçin hatırlayayım?
Çünkü o oruç, bağlı bir ağızla tutulmuş olur.
Bu orucu açtığın zaman öteki
oruç da tutulmuş sayılır.
***
MAKÂLÂT. Şems-i Tebrizi.
Çeviren Mehmed Nuri Gençosman.
ATAÇ yayınları Tasavvuf 6
***
Neler öğrendik:
1. Tanrı’nın verdiği ve elde ettiğimizi karşılık
gözeterek ve bekleyerek veriyorsak henüz ham durumda olduğumuzu öğrendik.
2. Tanrı’nın verdiğini ve elde ettiğimizi saklı tutmanın
yanlış olduğunu, yaşamın gereklerine göre kullanmamız gerektiğini öğrendik.
3. Karşılık
beklemeden iyilik yapmanın Hakk’a ödünç vermek olduğunu öğrendik.
4. Başkasına yaptığı iyiliği unutmayanın ve daima
hatırlayanın ve dile getirenin tuttuğu orucun kabul edilmeyeceğini öğrendik.
5. Başkasına yaptığı iyiliği unutanın aklıyla, nefsiyle,
diliyle, gönlüyle, kalbiyle oruç tuttuğunu öğrendik.
6. Orucumuzun ağzımızı kapalı tutmamız olduğunu, sadece
yiyecek ve içecekle olmadığını, söz ve davranışlarımla yaptığımız iyilikleri
unutmamız gerektiğini öğrendik.
7. Orucu bir bütün olarak görmemiz ve kurallarına uymamız
gerekiyor.
*İşte
böyle yaren,
Orucun
önemini ve yalnız bedenin değil ruhumuzun da oruç tutması gerektiğini öğrendik.
İstenilen
ve beklenilen faydanın bütünlük içinde olmasıyla elde edileceğini öğrendik.
*
RAVLİ