“ Ama soğuk düşer sözünün manası anlaşılmadı” dedim.
Yani bu demektir ki, bu iş kadına da yaraşır ama erkeğe daha hoş gelir.
Eğer Hazreti Fatma ile Ayşe
şeyhlik yapsalardı, ben Hazreti Peygamber’e olan inancımı değiştirirdim.
Ancak onlar şeyhlik
yapmadılar.Kadına, yalnız kendi işini görmek, kendi ipliğini eğirmek yaraşır.
(Kendi iş ve sorunlarıyla uğraşmak)
Ben de kendi şehrimden
ayrıldığım günden beri şeyh görmedim.
Eğer yaparsa şeyhliğe Mevlana
yaraşır.
Ancak hırka (Öğrenciye
mezuniyetini gösteren dışa giyilen giysi) vermez, bir gelir de zorla;
“ Bize bir hırka ver” diye
direnir,“ Sakalımızı kestir” der asılırsa o zaman o da verir.
Şimdi bu suretle hırka vermek
başka, bir de Mevlana’nın:
“ Gelin
bana mürit olun” demesi başkadır.Ancak ben de:
“ Bu istekle Tebriz’den çıktım ama bulamadım.
Gerçi âlem boş değil, belki bir şeyh vardır.
Ancak Mevlana’yı bu sıfatta
buldum.
Şimdi Halep’ten tekrar
dönüşümde de, o yine o sıfatta idi.
Bana deseler ki:“ Baban seni çok özlemiş, mezarından kalkmış Telbaşir köyüne bir adımlık yerde seni görmek için bekliyor.
Seni görüp tekrar mezarına dönecek.
Gel!
Artık babanı görmeye gel!”
“ Hayır olsun!
Ne yapayım” derdim.
Halep’ten bir adım bile
dışarı çıkmazdım.
Ben ancak Mevlana için geldim.“ O geçti” dedim.
“ Bir şeyler getirin de yiyeyim”
“ Hayır, ayağını getir, kulağıma koy ve kulağıma tükür ki, ağrısı dinsin” dedi.
Ben de:
“ Eğer benim olsaydı yanımda bulunurdu” dedim.
O nerede, şüphecilik nerede?
Görüyorsun ki. Mevlana bu
güne kadar onunla çok uğraştı.
Hele ne gerek vardı ki, bu
hırkayı vermek için Mevlana’nın gelmesini beklesin?
Perir, Bahaeddin nasıl ki o
gün, bir aralık söz arasında benim sana yaptığım gibi:
“ On altın verilsin” demişti.Onda bir zorlama yoktu.
Bundan şüphe edilemez.
“ Bunu kabul et!” diye yalvardı.
Benim için ne gam?
Âlemde hem dünya hem ahret, hem de
Hakk adamı vardır.
Nasıl ki Şibli ahret adamı,
Mevlana da Hakk adamıdır.Her birinin inancına, dileğine, anlayışına bir başkalık gelmiş.
O selamı onun için verdim.
Belki bin defa söyledim.
Her kimi seversek ona cefa (Perişan) ediyoruz.
Ama azıcık düşkünlüğü görünce
de, yüz bin ödül veriyoruz.
Ötekilerini de, dağlarda
tutmuyoruz ya.Hizmetinde bulunalım.
Çünkü bize yabancı kalmış, uzaklaşmıştır.
Düşünmüyor musun ki,
nebilerin, velilerin başlarına gelen belalarda o yüzdendi.
Çünkü onlar Allah’ın has
kulları idiler.
Dün…. Gönül alçaklığı
gösterdi.
Birinin böyle aşağıdan
alması, benim hoşuma gider.
Çünkü onun hali bütün
dostlar, düşmanlar, müminler ve kâfirler için rahmetin son derecesidir.
Tanrı’dan bunu dilerim ki,
onlara doğru yolu göstersin.
Öteki bu sofranın başına
koşar.
Gariptir, bu hikâye ve bütün
bunlar onun hatırına gelse bile yalnız bizim kendisini görmek hususundaki
arzumuzu hatırlamaz.
***
MAKÂLÂT. Şems-i Tebrizi.
Çeviren Mehmed Nuri Gençosman.
ATAÇ yayınları Tasavvuf 6
***
Neler öğrendik:1. Kadının halkı uyandırmak görevi için uygun olmadığını öğrendik.
2. Mutlu kadının evinde eşine ve çocukları ile akraba
çevresine hizmet etmesi ve onları uyarmak, hayata hazırlamak için çalışması
gerektiğini öğrendik.
3. Mutlu kadının sorulanlara cevap vermesi gerektiğini,
yabancılara karşı kapalı olması gerektiğini öğrendik.
4. Şeyh olacak kişinin nefsini etkisiz hale getirmesi,
kendini yok edip Tanrı’da var olması, yaşlı olması, uygun isteklilere yol
gösterme yeteneği olması, Allah’ı kullarına sevdiren olması, birbirini seven ve
Allah’ı sevdiren biri olduğunu ve bu olgunlukta olması gerektiğini öğrendik.
5. Şeyh olma yerine. Mevlana Hazretlerinin gel davetine uyanın daha faydalı ve güzel olduğunu
öğrendik.
6. Şeyh için yüz bin yıllık bir öğrenimden sonra (RAVLİ
İLİM yaz Gooogle oku) şeyh olunduğunu öğrendik.
7. Şems Hazretlerinin kendisine şeyh aradığını ancak
bulamadığını, kendisini yetiştirmiş Mevlana Hazretleri için yol zahmetine
katlandığını öğrendik.
8. Kadının açık sözlü mert olması gerektiğini ve erkeğe
ait sınıra girmemesi gerektiğini öğrendik.
9. Zorlama ile iş yapanın kurtuluşa eremeyeceğini
öğrendik.
10.
Şems Hazretleri
ile kalben dostluğu kesmemek gerektiğini öğrendik.
11.
Değersiz biri
olsak bile Şems Hazretlerinin bize sahip çıktığını, yardım ettiğini öğrendik.
Bu soru sorulur ve herkes kendince cevap verir.
Böyle biri varsa söylesin, delil getirsin biz de inanalım.
Biz eğer bu konuda bir şey dememiz gerekirse her ikisi birbirine saygılı ve sevgili oldukları, dostluklarına çok önem verdiklerini söyleyebiliriz.
*
Dıştan
bakıldığı zaman üç gurup insan görürüz.
1. Dünya işleri ile uğraşan.
2. Ahret işleri ile uğraşan.
3. Allah işleri ile uğraşan.
Birbiri
ile iç içe olsalar bile o kişi bu üç guruptan birinin içinde daha çok kalır ve
önemser.
*
Şems
Hazretlerine bağlandığın zaman daha önce doğru kabul ettiğin ve savunduğun
şeylerin yalan yanlış olduğunu anlar ve perişan olursun.
Şems
Hazretleri bu konuda kendine sevgiyle bağlı olanlara yardım ettiğini, zarar
görmeden doğru yolu buldurmak için sahiplendiğini öğrendik, anladık.
Biz
bu sırdan faydalanmak için gülbankta:
Dem-i
Hazreti MevlanaSırrı Şems-i Tebrizi diyerek yardım isteriz.
*
RAVLİ