(M. 149) Eğer bu üzüntünün uğursuzluğu olmasaydı, belki bizi
uyuştururlardı.
Ama biz nasıl bir araya
gelebiliriz?
Ancak o gitmek kararındadır.
Dedim ki, keski oraya gitmeyeydim
yahut söylenenleri işitmeseydim. Ama bunun ne faydası olacaktı?
Oraya gittikten sonra, dedi.
Yani demek istiyor ki, ha
bugün ha yarın, ne farkı olurdu?
Diyelim ki, bir kimse başka
bir kimseye bir iyilikte bulunmuştur.
Acaba karanlıkta yapılan
iyilik kimin içindir?
İyi yapılmış, bir işi bir soğuk nefesli uğursuz, bir üfürükle (Sözle) bozar;
altüst eder.
Onlar da, kendi aralarında
birbirleriyle acaba ne yapalım diye konuşurlar.
Ona, ne tedbir düşünelim,
derler. Bu onlara pek soğuk geldi.
Sen babasın, onların
edeplerini takınmaları için tehdit edemiyorsun. Aynüddevle ana çocuğudur,
öylesine aldatıcı ve onun gibi yüzsüz bir kâfirdir.
Nizameddin’e hiç benzemez. Ama uzun zamandan beri dinleyemediğin için sözler araya karışıp gidiyor.
Yolculuk, bana çok zor geliyor.
Bu sefer gidersem sakın geçen seferki gibi yapma!
Şimdi ne yolculuğa
çıkabilirim ne de Aksaray’a gidebilirim.
Ancak gerekirse, burada bana zahmet
vermeyecek bir köşeye çekilir otururum.
İki yıldan beri yolculuğa
tahammülüm yok.
Çektiğim ıstıraplardan
yıldım.
Ancak üstü örtülü konuşmalar,
uygun dostlar toplantısı olmazsa, bu sefer yola çıkarsam önce yaptığın gibi
karşı durma!
Yaptığım işlere karşı aksi
davranışta bulunma!
O yine, birlikte olalım diye
tövbe eder bir arada oturmak ister yahut anlamaz da başka şekilde yorumlarsa ve
benim söylediğim gibi yaparsa onlardan her biri birer melek gibi olurlar.
Nihayet ben biliyorum, beni
bilgin olarak tanıyorsun, ilim adamı biliyorsun.
Nasıl olur da bunu söylemek
istemem! Bu saatte bu sözler söylenmiştir.
Ancak şimdi daha başka bir öğüt vermeye de çalışacağım.
O da muamele yönündendir. Yavaş-yavaş anlatırsam bu işe engel olmaz.
«Şarap içmeye yol var mıdır?»
diye sordular.
«İçme!» dedi.
Allah Mevlana’ya uzun ömürler versin; o kadar
uzun ömürler versin ki, sonsuz ve ebedi anlamına gelen uzun ve mutlu bir
yaşantı olsun onun hayatı.
***
MAKÂLÂT. Şems-i Tebrizi.
Çeviren Mehmed Nuri Gençosman.
ATAÇ yayınları Tasavvuf 6
***
Neler öğrendik:
1.
Tanrı erlerinden
yüz çevirmek onların sözlerine, dediklerine itiraz etmek uğursuz ve çok
tehlikelidir.
2.
Üzüntü duymanın
Tanrı takdirini beğenmemek, boyun eğmemek olduğundan uğursuzluk getirdiğini
öğrendik.
3.
Uğursuzluğun
iyiliğin gelmesini, mutluluğun gelmesini, saadete ulaşmaya engel olduğunu öğrendik.
4.
Bozgunculuk
yapanların soğuk nefesli bozguncular olduğunu öğrendik.
5.
İşimizi
ciddiyetle yapmamız gerektiğini öğrendik.
6.
Uzun ömürler
versin duasının sadece dünya hayatı değil sonraki hayatta da mutluluk ve
esenlikler temennisi olduğunu öğrendik.
Üzüntü içindeysek, zarar
gördüysek, acı çekiyorsak sabırla Tanrı’nın bizim hakkımızda ne yapacağını
beklemeliyiz.
Şikâyetçi olmak aslında
Tanrı’dan şikâyetçi olmaktır.
Şükür yolundan ayrılanlar
şikâyetçi olurlar.
Tanrı hiçbir zaman bize
kötülük etmez, kötülüğü kendi kendimize ederiz.
Daha geniş bilgi için RAVLİ
UĞUR yaz Google oku.
*
RAVLİ