28 Mart 2023 Salı

DİVAN-I KEBİR 7-8 CİLT 8110 İNCİ BEYİT

(Mevlâna hazretleri Şems Hazretlerini anlatıyor)

8110. O padişah, apaçık (Çok açık, çok belirgin) bir kadeh doldurdu da Türk'e sundu;

Gizlice de bir kadeh doldurdu;

Hintliye gel, al dedi.

Türk'ün başına bir taç (Çok sevgi ve saygı sembolü) koydu da sana iman (Güçlü inanç) adını taktım dedi;

Hintlinin de yüzüne bir dağ (Kızgın demirle damga) vurdu;

Bu da küfürdür ha (Tanrı'nın varlığı ve birliği gibi dinin temellerinden sayılan inkar etmedir diye uyardı) dedi.

O, ibadet yurdunda tertemiz bir sufi (Mutasavvıf, tasavvuf inançlarını benimseyerek kendini Tanrı'ya adamış kimse) oldu;

Bu kumarbaz (Şansına razı olan) da pılısını-pırtısını aldı, meyhaneye (Tekkeye-Tarikattan olanların barındıkları, ibadet ve tören yaptıkları yer, dergâha) götürüp yerleşti.

Devran (Zamanın dönüşü), hurilerin (Cennette yaşadığına inanılan dişi varlıkların) canlarına bile fitneler (Karışıklık, kargaşa) saldı:

Hepsi de ellerinde (Tanrı şarabı, helal şarap dolu) kadeh, başlarında şükür (Hoşnutluk), yüzeri kuşluk güneşi gibi (Parlak), fakat fitnelere (Karışıklıklara, kargaşalara) daldılar-gitti.

O kafir (Sevilen birine takılan sesleniş) güzel yüzünden ibadet yurduna da bir can korkusu düştü de zahit (Dinin yasak ettiği şeylerden sakınıp buyurduklarını yerine getiren kimse) sufiler (Mutasavvıflar, tasavvuf inançlarını benimseyerek kendini Tanrı'ya adamış kimseler helal şarap olan Tanrı şarabından) şarap içmeye koyuldular, bellerine zünnar kuşandılar (Hizmete kendilerini hazırladılar).


Meyhaneyi (Tekkeyi) yurt edinenlerse, onlardan da beter bir hale geldiler;

Küpleri kırdılar, çengleri (Kanuna benzeyen dik çalınan telli çalgı), neyleri (Üflemeli çalgıları) attılar (Bıraktılar).

İyiyi, kötüyü, faydayı, zararı, korkuyu, eminliği, canı, bedeni.,

Hepsini sel götürdü:

Yokluğa (Göğün dokuz kat üstündeki yokluk alemine) doğru akıp gidiyor, sürüp götürüyor.

Erken gece yarısı sabah oldu da müezzinler, a aşıklar, kalkın, namaza hazırlanın diye bağırdılar.

A gönül (Kalpte oluşan duyguların kaynağı), önce göz-görüş elde et de ondan sonra Tebriz'e (Şems Hazretlerinin şehrine) bak.,

Can gözü (Çok içi gören göz, ilgi duyan gönül bağlantısı) olmadıkça böyle bir Tebriz'i (Şems Hazretlerinin şehrine girenleri, çıkanları, kalanları) nasıl görebilirsen sen?

Can göklerinde ne varsa hepsini de, kadrini (Değerini) yüceltmek için gizlice, böylesine bir Tebriz'in toprağına getirip koyuyorlar.

                                   ***

DİVAN-I KEBİR 7 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN HAZIRLAYAN: ABDULBAKİ GÖLPINARLI KÜLTÜR BAKANLIĞI YAYINLARI/1385

                                    ***

Neler öğrendik;

  1. Allah'ın helal şarap dolu kadehi doldurup Türk'e gizlice ikram ettiğini, sarhoş ettiğini, başına sevgi ve saygı sembolü koyup güçlü bir inanç vererek İslam dininin koruyucu askeri olarak seçtiğini öğrendik.

  2. Hint soyundan olanın yüzüne de inkar etme diye damga vurulduğunu öğrendik.

  3. Başına taç konan kendini Allah'a adamış kişi olarak ibadet yurdunda tertemiz bir duruma geldiğini, şansına razı olanın da tekkeye yerleştiğini öğrendik.

  4. Bu olanlara hurilerin bile hayret ettiklerini, kargaşa, karışıklık içinde Tanrı şarabından ikramlarda bulunduklarını öğrendik.

  5. Bu güçlü inanç hediyesi alanların Tanrı şarabı içip Allah'a hizmet etme yoluna girdiklerini öğrendik.

  6. Güçlü inancın sarhoşluğuyla tekkeyi yurt edinenlerin çalgıları, iyiyi, kötüyü, zararı, korkuyu, eminliği, canı bedeni terk edip kendilerini bağlayan bağlardan kurtulup yokluk ülkesine doğru dokuz kat göğün üstüne doğru aşıkların akıp gittiklerini öğrendik.

  7. Müezzinlerin sabah namazına hazır olun diye çağıran ezanı ile dünyaya dönüş yapıldığını öğrendik.

                         *

İşte böyle yaren;

Kalpte oluşan duygularımızın kaynağından hareketle önce göz ve görüş elde etmemiz, can gözümüzü gören göz haline getirip Şems Hazretlerinin yaşadığı yücelerdeki yere gidip gelmemiz, yücelmemiz gerektiğini, Mevlana Hazretlerinden öğrendik, anladık.

                           *

RAVLİ

Popüler Yayınlar