(Mevlâna hazretleri Şems Hazretlerini anlatıyor)
7990. A İsa soluklu Yusuf (Ölüleri dirilten, hastaları iyileştiren, sakatları onaran nefese sahip güzel Şems Hazretleri), para olsa da gam (Üzüntü) var, olmasa da.,
Sen Cem’in kadehini (Geleceği gösteren cam kadehi) getir;
Vallahi de sakıy (İnsan ruhuna Allah'ı sevdiren, Allah nuru saçan) sensin.
Gönlü ayna gibi saf bir hale sokan şarabı (Tanrı şarabını, helal şarabı) sun;
Cumartesiye, perşembeye vaadetmeyi (Umut vermeyi) bırak.
Rabbim buluttan boşanırcasına sundukça sundu bana kahveyi de sarhoş etti beni.
Sakıy (İnsan ruhuna Allah'ı sevdiren, Allah nuru saçan), akıp duran lütüflarına (İyiliklerine, yardımlarına) gark etti (Göm) beni.
A bana ululuklar veren, a benim vesveselerimi gideren (Kötü ihtimalleri düşünüp üzülmekten kurtaran) şarap (Helal Tanrı şarabı) buraya ancak sırlarımı açığa vurasın diye geldim ben.
Aşk, beni zahmetlere uğrattı;
Sevda (Güçlü sevgim, aşkım) şifa (Bedensel veya ruhsal bir hastalığın son bulması, hastalıktan kurtulmaya çare) bulmadı-gitti;
Fakat ömrüm de onunla yüceldi (Yüksek, büyük, ulu, ulvi oldu), öcümü de onunla aldım.
Sun ey sakıy (İnsan ruhuna Allah'ı sevdiren, Allah nuru saçan) , kalan şarabından sun.,
Göğsümü işaret etme;
Seninim ben a geçip giden dost.
Bineklerinize bindik, muradımıza erdik;
Bağışlarınızı aldık da cömert olduk.,
Kim sizinle buluşur da kutluluğa ererse hiçbir zarar veren hayvan ısıramaz artık onu.
Çevremizde haller var;
Gözümüz açıldı ona...
Işık elbiselerine büründük;
Süsümüz gitmez artık.
A benim kulağım, mumum.,
A benim sarhoşluğum, şükrüm.,
A şarabım benim, canım benim senden başka kim varsa yabancı bana.
Yüzünü göster iki bağ-bahçe görmek, gül bahçesi seyretmek istiyorum... Dudaklarını aç ki bol-bol şekerler (Tatlı sözler duymak) istiyorum ben.
***
DİVAN-I
KEBİR 7 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN HAZIRLAYAN: ABDULBAKİ
GÖLPINARLI KÜLTÜR BAKANLIĞI YAYINLARI/1385
***
Neler öğrendik;
Şems Hazretlerin ölüyü dirilten, hastaları iyileştiren, kırık çıkıkları onaran nefese sahip olduğunu, Allah'ın adıyla üfürdüğü zaman iyi hale soktuğunu öğredik.
Şems Hazretlerinin insana Allah'ı sevdirdiğini, Allah nuru saçtığını, olanları ve geleceği gördüğünü öğrendik.
Şems Hazretleri helal şarap olan Tanrı şarabını önce sunarak kişiyi saf duruma getirdiğini öğrendik.
Mevlana Hazretleri Allah'ın Şems Hazretlerinin elinden sundukları ile sarhoş olduğunu, iyilik ve yardıma fazlaca doyurduğunu öğrendik.
Sırların aslında söylenmesinin yasak olduğunu ancak Mevlana Hazretlerini sarhoş ederek söylettiklerini, bizim de böylece faydalandığımızı öğrendik.
Aşkın vücut bulduğu Şems Hazretlerine olan güçlü sevgisinin Mevlana Hazretlerini zahmetlere uğratsa da bu sevgiyle ömrünün yüceldiğini, kendisine yapılan kötülüğün intikamını aldığını öğrendik.
Mevlana Hazretleri aşkın sarhoşluğuyla hoş olduğunu, daha da sarhoş olmak istediğini, sevdiğinin elinden Tanrı şarabı içmek istediğini öğrendik.
Mevlana Hazretleri istediğine ulaştığını, gitmek istediği yere vardığını, buradan aldığı bağışlarla cömert olduğunu, kim kendisine ulaşırsa kutluluğa ulaşacağını, başkalarının zarar veremeyecek şekilde korunacağını öğrendik.
Mevlana Hazretlerinin ışık elbisesine büründüğünü, bu elbisenin süsünün hiç yok olmayacağını öğrendik.
*
İşte böyle yaren;
Mevlana Hazretleri aşık olduğu Şems Hazretlerinden başka kim varsa yabancılaştığını, sadece yüzünü görmek, sesini duymak istediğini öğrendik, anladık.
*
RAVLİ
