26 Mart 2023 Pazar

DİVAN-I KEBİR 7-8 CİLT 8090 İNCİ BEYİT

(Mevlâna hazretleri Şems Hazretlerini anlatıyor)

8090. Kalenderim (Dünya ile alakasını kesen, Allah yolunda gidenim) diyorsun ama gönül (Kalpte oluşan duygularımın kaynağı) kabul etmiyor bu sözü;

Çünkü Kalender, yaratılmamıştır.

Kalenderlik tuzağı, Kalenderlik soluğu, neliksiz-niteliksiz (Açıkça görünmeyen, kolayca anlaşılmayan, yabancı olanın göremediği özellik) alemdedir.,

Ululuktan (Büyüklükten, büyük olma durumundan, yücelikten),(Bir sonuç elde etmek, herhangi bir şey ortaya koymak için güç harcayarak yapılan etkinlik, çalışma) başarmadan uzaktır.

Baştan başa varlıksın (Önemlisin, yararlısın, değerlisin);

Kendin, kendinden ne arıyorsun sen?

Testideki su gibi tümden toprakla dolusun sen.

Aşıklık (Bir kimseye veya bir şeye karşı aşırı sevgi ve bağlılık duyan, tutkun kişi olarak) yolunu tut da kendinden kendine (İçsel) yoluculuğa düş, a dostum, kısa kes şu hikayeyi.

Ne korku ( Bir tehlike veya tehlike düşüncesi karşısında duyulan kaygı, üzüntü) var.


Ne ümit (Olması beklenilen veya olacağı düşünülen şey, ümit),

Ne ibadet (Dinin buyruklarını yerine getirme) var,

Ne suç (Törelere, ahlak kurallarına aykırı davranış).,

Ne kulluk (Aşırı derecede bağlanmak, boyun eğmek) var,

Ne Tanrılık (Tanrıya özgü olan varlık, nitelik, uluhiyet);

Ne de Tanrı komşuluğu (Gidip gelmek, görüşmek).


Gücü yetmezlik, gücü yeterlik, Tanrılık, kulluk, dikkat edersen görürsün ki bu yol, hepsinden de dışarıdır.

Kalenderlik yolu (Dünyadan elini eteğini çeken dervişin başı boş dolaşması), Tanrılıktan (Tanrıya özgü olan varlık, nitelik, uluhiyet) da dışarıdır.,

Kulluğa (Sevgiyle bağlanmaya) da gelmez, peygamberliğe (İnsanlara Tanrı'nın buyruklarını bildiren, onları Tanrı yoluna, dine çağıran kimseye) de sığmaz.


Sakın (Korkulacak bir durum olmasın);

Sakın (Herhangi bir korku veya düşünce ile bir şeyi yapmaktan uzak durma) da her aşık (Aşırı sevgi ve bağlılık duyan) boş yere laf etmesin.,

Çünkü bu yol (Kalenderlik yolu), bu kılavuzluk (Rehberlik) kimseye ısmarlanmamıştır (Yapılması birine söylenmemiştir).

Dün gece o bizim sevgilimiz, bir kaftan (Uzun,süslü üst giysi) giymiş, tümden arılık şarabıyla dolu bir kadehle düşe-kalka, sarhoş bir halde çıkageldi.


Adam-akıllı sarhoştu da yol-yol şarap (Tanrı şarabı dolu) kadehini yerlere döküyordu;

Yerin toprağı da sarhoş olmuştu da onun önünde ayağını vura-vura oynuyordu.

                                 ***

DİVAN-I KEBİR 7 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN HAZIRLAYAN: ABDULBAKİ GÖLPINARLI KÜLTÜR BAKANLIĞI YAYINLARI/1385
                                ***

Neler öğrendik;

  1. Dünya ile alakasını kesip, Allah yolunda gitmeyi Mevlana Hazretlerinin kabul etmediğini, çünkü böyle bir yolun sonradan ortaya çıktığını öğrendik.

  2. Kalenderliğin açıkça görünmeyen, kolayca anlaşılmayan, yabancı olanın göremeyeceği özellikler taşıyan yaşam biçimi olduğunu öğrendik.

  3. Ulu, büyük, asil olmadan iş başarmanın olmayacağını öğrendik.

  4. İnsanın önemli, yararlı, değerli olduğunu, kişinin başka bir şey aramasına gerek olmadığını öğrendik.

  5. Allah dostuna aşık olarak, onun gözetiminde ve yardımıyla içsel yolculuğa çıkmamız gerektiğini, hikayelerle fazla oyalanmamak gerektiğini öğrendik.

  6. Korkunun, ümidin, suçun, kulluğun, Tanrılığın, Tanrı komşusu olma isteğinin güç ve yeterlilik istediğini hepsinin aşıklığın dışına olan duygu ve davranışlar olduğunu öğrendik.

  7. Kalenderlik yolunun Allah'a inanışın dışında olduğunu öğrendik.

  8. Kalenderliğin sevgiyle bağlanmaya ve peygamberlik öğretisine sığmadığını öğrendik.

  9. Şems Hazretlerinin Mevlana Hazretlerine ziyarete geldiğini, yerlere döktüğü Tanrı şarabından ıslanan yerlerin sarhoş olup oynadıklarını öğrendik.

                                   *

İşte böyle yaren;

Kalenderilerde aşırı derecede Alevilik olduğunu, Hüseyin, Hasan, Muhammed, fatıma, Ali ile anmalarını, def kudüm ile söylemlerini yaparak gezdiklerini, saçı, sakalı, kaşı ve bıyığı tıraş etme geleneği olduğunu öğrendik.


Mevlevilerden “Sultan divani” lakabıyla meşhur olan “Sema'i Divane Mehmet efendi” tamamiyle bir kalenderi olarak tanımlanmış ancak aslı babam Müftü Fehmi Bayraşa'nın bana anlattığına göre Afyon Mevlevi hanesine yoğun baskı yapılarak padişaha isyan başlatılması istendiğini, buna razı olmayan Sultan divani Hazretlerinin müritleriyle beraber saçını, sakalını, bıyığını, kaşını tıraş ettirdiğini, kafasına bal kabağı taktığını, kalenderi sıfatına bürünerek bu isyana katılmadığını, bu deli işimize yaramaz diye peşini bıraktıklarını öğrendik.

(Sultan divani Hazretleri Afyon Mevlevi camisinde devlet sahibi (Tanrının yetkili kıldığı, sırlarını bağışladığı, ilmiyle kudretiyle desteklediği, yetki verdiği kişinin sözlerini doğru çıkardığı, isteğini kendi isteği olarak gerçekleştirdiği, diğer insanların kabul ederek boyun eğdiği, erdeme ve ölümsüzlüğe kavuşturmaya, insanları yönlendirme ve yöneltme makamında) olarak bulunmaktadır).

                                    *

RAVLİ

Popüler Yayınlar