(Mevlâna hazretleri Şems Hazretlerini anlatıyor)
5550. Aman oturma, dinlenme, durma;
Bırak şu sabrı (Acı, yoksulluk, haksızlık ve başka üzücü durumlar karşısında ses çıkarmadan bekleme yolundan durdurmasın), kararı (Değişmiyeceğim, düzenimi bozmayacağım, yöntemimi değiştirmeyeceğim ısrarını bırak).,
İşe giriş çabalamaya koyul;
Çünkü yalımlı (Alevli) ateş üstündeki tencereyim sanki.
Bana cilveler (Hoşa gitmek için davranış) yapsaydın her yolu kapamazdın da gecem gündüze dönerdi;
Seher de baramı (Aydınlığa) çekerdi.
Hele bir sıçra (Kısa sürede havaya yüksel), bir sıçra da yola düş;
Güneş yolculuğu daha iyi.,
Evden ayağını dışarıya bas;
Herkesi de yola sal.
Gizli bir yola düş;
Bedenden cana yürü..
Fırat'dan suyu yürüt;
Ab-ı hayatın (Olgun insanın hayvani bir hayata mahkum olmuş insanı kurtararak aklını diriltenin) üstüne dök;
Kat iki suyu birbirine.
Bülbülün çilemesini (Ezgili sesler çıkartarak ötmesini) duydun, gül bahçesine doğru koştun ya.,
O bahçeye varınca da koş şehre doğru.
Ağaca çık da üveyk gibi ku (Nerde)-ku (Nerde)-nerde-nerde demeye koyul.,
Çünkü böyle tembelce dileyen, bu huyla dost arayan, hiç bir haber elde edemez.
Dün gece kaptım-koyuverdim seni.,
Dilediğini söyledin-durdun;
Ne kadar düzen düzdüysen, temiz bir yürekle hepsine inandım;
Ne kadar işve (Altadıcı tavır) sattıysan hepsini yedim, hepsine aldandım.
Gene onu verme, gene aldatma bu gece beni?
Cilvelerini (Aldatıcı tavırlarını) yemem (Yutmam), işlevlerine aldanmam bu gece.,
Sen ahdından (Birşeyi yapmak için kendi kendine söz vermekten) döndüysen dön;
Ben ahdımdan (Sözümden) dönmedim.
Tümden ışıksın (Yol gösteren, aydınlatansın, düşüncesin, esersin);
Gönüle, göze girersin.,
Soğuk soluğumu işittin mi lütfedersin, kerem (Büyüklük, ululuk, soyluluk gereği iyilik ve yardım) edersin de ateş gibi sorarsın (Dudağını uzatıp soluğunu kuvvetle çekerek emersin) beni.
Bir soluk şeker kamışı kesilirim, bir soluk, senin karşında mat olur (Yenilir)-giderim..
Ne yapayım, ne çarem var;
Senin elinde bir tavla zarıyım ancak.
***
DİVAN-I
KEBİR 7 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN HAZIRLAYAN: ABDULBAKİ
GÖLPINARLI KÜLTÜR BAKANLIĞI YAYINLARI/1385
***
Neler öğrendik;
Hiçbir sebep ve bahane Şems Hazretlerini, Mevlana Hazretlerinin gerçek yüzünü, hakikatiti görmekten, yakınlaşmaktan, uzak tutmaması gerktiği gibi bizim bu amaçla kararlı ve öncelikli çalışmamız gerektiğini öğrendik.
Aydınlanmaya doğru yola düşmek gerektiğini, her yolculuktan daha iyi olduğunu, evde kapalı kalmaktan kendimizi kurtarmamız gerektiğini öğrendik.
Mevlevilik yolunu önceleri gizlememiz gerektiğini, bu yolda para mal, mülk, makam kazancı olmayacağını söyleyerek bu yoldan çevirmeye yakınlarımızın baskısının olacağını öğrendik.
Hayvani aklın üzerimizde etken olup esir almasından kendimizi kurtarıp aklımızı insani aklın etkili ve eğemen olduğu duruma sokmamız gerektiğini öğrendik.
Mevleviliğin güzel çağrısını, davetini duyanın o bahçeye sonra o şehre varıncaya kadar koşarak gitmesi gerektiğini öğrendik.
Arayış içinde hareket etmeyinin aradığı huyda bir dost bulamayacağını öğrendik.
Mevlana Hazretleri Şems Hazretlerinin sözlerine inandığını, aldatıcı tavırlarını farkında olarak kabul ettiğini, bilerek aldandığını öğrendik.
Mevlana Hazretlerinin sözünden dönmediğini öğrendik.
- İşte böyle yaren;
- Şems Hazretlerinin ışık olduğunu, her kalbin duygularının kaynağına girdiğini, her gözün görüşüne girdiğini, büyüklüğünün gereği iyilik ettiğini, Mevlana Hazretleri kendisini Şems Hazretlerinin eline teslim ettiğini öğrendik, anladık.
- *
*
RAVLİ
