(Mevlâna hazretleri Şems Hazretlerini anlatıyor)
5500. 0 anlamlar göğündeki (Yüksek düşüncenin veya eserin anlatmak, tanıtmak istediği) sana mensup (Bağlantılı) Ay'a (Karanlıkta kalanları aydınlatana) ulaşan, onun ışıklarını elde eden kişi, ne yapacak dönüp duran gökyüzünü, ne edecek şu zanlarla (Bir şeyin olma veya olmama ihtimalini kabul etmekle birlikte, olabileceğine daha çok inanmakla) dolu dünyayı?
Tanrıya and olsun, kınanmış şeytan bile seni severse, seni ıkrâr ederse (Saklamayıp doğruca söyleme, açıkça söyleme) kıyamet (Hesap) günü kurtulur-gider.
Tanrıya and olsun ki yüzlerce ışıkla yoğrulup yaratılan huriyle melek bile seni inkar ederse (Yaptığını, söylediğini, tanık olduğunu saklarsa, gizlerse, kabul etmezse, tanımazsa) canını kurtaramaz, kurtaramaz canını.
Kimsin sen?
Bir avuç topraktan yapmış-düzmüşsün beni de sonra seni öyle bir
yarattım ki diyorsun, sendeki sır (Aklın erişemediği, açıklanamayan veya çözülemeyen gizem) kimseciklerde yok.
Senin darağacına çekilen Mansur-i Hallac'ın (Ene-l-Hakk “Ben hakkım” manasına söylediği söz) gönlü (Kalbinde oluşan duyguların kaynağında), büyük-büyük belalardan gam yemez, gam yemez (Üzüntü duymaz).
Melek davul çalmaya (Çağrıya) başladı mı ey akıl, kavuğunu (İçi boş olanı başına) giymeye kalkışma.,
Sen sanma ki o Ay (Karanlıkta kalanları aydınlatan kişi), sarık (Sarılarak meydana getirilen başlık) derdine düşecek.
Varma-yorulma a tacir;
Hiçbir dükkan açma.,
Sanma ki rızık (Yiyecek, içecek şey, azık), hep senin pazarından gelir.
Sen, doğduğun gündenberi nimete (Yaşamak için gerekli her şeye), ihsana (İyilik etmeye, iyi davranmaya) amacsın (Ulaşmak istenilen sonuçsun, maksatsın);
Rızkın (Yiyecek, içecek şey, azık) anahtarı senin düzenbaz (Hile yoluyla aldatanın) elinde değil.
Her kök, her bitki, Tanrı rızkını yer.,
Fakat bütün işkil (Yanlış ve yersiz düşünce), bütün zan (Bir şeyin olma veya olmama ihtimalini kabul etmekle birlikte, olabileceğine daha çok inanmak) senin hasta gönlünde.
Can üzen (Tedirginlik yaratmak, sıkıntı ve huzursuzluğa yol açan), ömür kesen (Parçalayan, doğrayan) rızık ümidini (Olmasını bekleyen, olacağını düşünülen) bir de cennete doğru sürücek;
Oranın her yaprağında, her bitkisinde, sana hazırlanmış şeker ambarları var.
***
DİVAN-I
KEBİR 7 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN HAZIRLAYAN: ABDULBAKİ
GÖLPINARLI KÜLTÜR BAKANLIĞI YAYINLARI/1385
***
Neler öğrendik;
1. Allah'ın yarattığı anlamlar göğünde kendisine bağlı, ışığını karanlıkta kalanlara yansıtan güzel insan Şems Hazretlerinin dünyanın dönmesinden, oyunlarından oyalanmadığını, kendisini yaratanı önemsediğini öğrendik.
Şems Hazretlerini seven şeytan bile olsa Şems Hazretlerinin hakikatini doğru söylerse kıyamet günü kurtulacağını öğrendik.
Yüzlerce ışıkla yaratılanın Şems Hazretlerinin yaptığını, söylediğini, kabul etmez gizlerse canını kurtaramayacağını öğrendik.
Şems Hazretlerinin bir avuç topraktan yaratılmasına rağmen sırlarla dolu olduğunu, yaratanın çok değer verdiği öğrendik.
Allah yolunda, Allah dostunun gönlünün başına ne gelirse gelsin üzüntü duymayacağını, pişmanlık gösterip bu yoldan geri dönmeyeceğini öğrendik.
Kıyamet günü geldiği zaman Şems Hazretlerinin saklanmayacağını, kendi derdine düşmeyeceğini, kendisine gönül vermişleri koruyacağını öğrendik.
Rızkımızın gördüğümüz kişilerden öncesinin Allah dostlarından daha öncesinin de Allah'tan geldiğini bilmemiz gerektiğini öğrendik.
Rızkından endişe edenin kalbinde oluşan duyguların kaynağı gönlü hasta olanda olacağını öğrendik.
- İşte böyle yaren;
- Allah ve dostlarına inanaların yiyecek ve içecek endişesine düşmeyeceklerini, kendisine hazırlanmış rızkına doğru gideceklerini, orada hazırlanmış olanı alacaklarını öğrendik, anladık.
- *
- RAVLİ
*
