(Mevlana hazretleri Şems
Hazretlerini anlatıyor)
2530. Bir gece yarısı Ay'a (Karanlıkları aydınlatana) yoldaş oldum, yola yüz tuttum...
Onun güzelliğine heves ettim de gül bahçesine yöneldim.
Kimi oldu, süsen (Yaprakları kılıç biçiminde, çiçekleri iri ve mor renkli, güzel
görünüşlü ve kokulu çok yıllık süs bitkisi) gibi gül yüzünden şair oldum, övdüm onu...
Kimi oldu, bülbül gibi seher çağlarında
(Sabahın güneş doğmadan önceki zamanı) boyuna çiledim de çiledim (Konuştum da konuştum).
Düşüncelerle estim (Yapılması
önce düşünülmüş olmayan, beklenmeyen bir şeyi yapmaya birdenbire karar vermek)-savruldum (Dağıldım,
saçıldım), yüzlerce hünere
(Beceri isteyen ustalığa, becerikliliğe), yüzlerce sanata (Anlayış ve zevk ölçülerine uygun olarak yaratılmış anlatıma)
sahip oldum...
Derken gönlüm seni gördü de her türlü işten, güçten kesildim-gitti.
Yüzünü ekşitirsen (Küskünlük veya hoşnutsuzluk anlatan yüz gösterirsen) burdan çekilir-giderim:
Rahatsız etmem seni...
Şarapsan kadehim ben, turşuysan
kabım.
Güvencim (İtimat ettiğim)-dayancım
(Bir gerçeğin onaylanması için olayların arkasında veya
altında bulunan, destek, temel olan) yüzünü astı;
Yüzünün ışığıydı yardımım benim...
Ona duyulan her çeşit düşkünlük güzeldir;
Lütfun (Önem verilen, sayılan
birinden gelen iyilik ve yardım), keremin (Soyluluğunu, ululuğun, büyüklüğün) ta kendisidir.
Ay yüzünü gönül vermezsem
dirilmez gönlüm:
Şeker kamışını almazsam akıl-fikir yoktur başımda.
Gülüşü şakıtır (Şiir okutur), çiletir (Konuşturur) beni;
Yüzünü asarsa depremler (Sarsıntılar)
salar bana...
Başını tarayıp
bezeyeni (Süsleyeni) kıskanırım
da koşar-giderim;
Ayrılığıysa binlerce kocalıktır zati (İhtiyarlıktır zaten) .
Ona karşı bir eğrilikte (Doğru
veya düz olmayan davranışta) bulunursam
yay gibi oklar yerim...
Ona bir hüner göstermeye kalkışırsam hünerim yoktur benim.
Dün gece onu düşündüm:
Bu düşünce kıvrandırdı beni, daralttı gönlümü (Kalpte oluşan duygularımın kaynağını küçülttü, azalttı,
zayıflattı);
Kalktım da sarhoşluğu fırsat bildim:
Döndüm-dolaştım çevresinde.
Dileğine uyup gitmezsem iliğim (Kan hücrelerinin yapımını sağlayan doku), damarım (Kanımın
dolaştığı kanal) kopsun;
Denizine yönelmezsem incim kırılsın-gitsin.
***
DİVAN-I KEBİR 7 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN
HAZIRLAYAN: ABDULBAKİ GÖLPINARLI
KÜLTÜR BAKANLIĞI YAYINLARI/1385
***
Neler öğrendik;
1. Karanlıkta
kalanlara ışık verenle yol arkadaşı olanın güzellikleri gören olacağını,
güzelliklerin topluca olduğu yere yöneleceğini, şiir yazarak, söyleyerek
öveceğini öğrendik.
2. Karanlıkta kalanlara ışık verenle yol arkadaşı olanın düşüncelerinin ve işlerin dağınıklığından kurtulmanın, kalpte oluşan duygularının kaynağını aydınlatan kişide olduğunu öğrendik.
3. Karanlıkta kalanlara ışık veren kişinin söz ve davranışlarına kızmadan, küsmeden ona güvenerek, ona dayanarak düşkün olmanın güzel bir davranış olduğunu, onun asilliğinden, büyüklüğünden uzaklaşmamamız gerektiğini öğrendik.
4. Sevgimizi, isteğimizi, düşünüşümüzü, anmamızı, hatırlamamızı Mevlana Hazretlerine vermezsek kalpte oluşan duyguların kaynağının dirilmeyeceğini, coşmayacağını, ondan tatlılık almadıkça aklı fikri doğru ve yerinde kullanamayacağımızı öğrendik.
5. Bağlandığımız büyüğümüze yanlış yaparsak, fikir çatışmasına girmeye kalkışırsak, bildiğimizi öğretmeye kalkışırsak acı verecek tepkiler alacağımızı, iyi ahlak, incelikle, terbiyeli yaklaşımlarda bulunmamız gerektiğini öğrendik.
6. Bağlandığımız kişinin her şartta etrafından ayrılmamamız, hizmetinde bulunmamız gerektiğini öğrendik. gerektiğini öğrendik.
*
İşte böyle yaren;
Sevdiğimiz, saydığımız, asil, büyük olarak tanıdığımız Allah dostuna uyum sağlamamız, onun olgunlaştığı büyük ve derin yere yönelmemiz gerektiğini öğrendik, anladık.
*
RAVLİ
2530. Bir gece yarısı Ay'a (Karanlıkları aydınlatana) yoldaş oldum, yola yüz tuttum...
***
DİVAN-I KEBİR 7 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN
HAZIRLAYAN: ABDULBAKİ GÖLPINARLI
Neler öğrendik;
2. Karanlıkta kalanlara ışık verenle yol arkadaşı olanın düşüncelerinin ve işlerin dağınıklığından kurtulmanın, kalpte oluşan duygularının kaynağını aydınlatan kişide olduğunu öğrendik.
3. Karanlıkta kalanlara ışık veren kişinin söz ve davranışlarına kızmadan, küsmeden ona güvenerek, ona dayanarak düşkün olmanın güzel bir davranış olduğunu, onun asilliğinden, büyüklüğünden uzaklaşmamamız gerektiğini öğrendik.
4. Sevgimizi, isteğimizi, düşünüşümüzü, anmamızı, hatırlamamızı Mevlana Hazretlerine vermezsek kalpte oluşan duyguların kaynağının dirilmeyeceğini, coşmayacağını, ondan tatlılık almadıkça aklı fikri doğru ve yerinde kullanamayacağımızı öğrendik.
5. Bağlandığımız büyüğümüze yanlış yaparsak, fikir çatışmasına girmeye kalkışırsak, bildiğimizi öğretmeye kalkışırsak acı verecek tepkiler alacağımızı, iyi ahlak, incelikle, terbiyeli yaklaşımlarda bulunmamız gerektiğini öğrendik.
6. Bağlandığımız kişinin her şartta etrafından ayrılmamamız, hizmetinde bulunmamız gerektiğini öğrendik. gerektiğini öğrendik.
İşte böyle yaren;
Sevdiğimiz, saydığımız, asil, büyük olarak tanıdığımız Allah dostuna uyum sağlamamız, onun olgunlaştığı büyük ve derin yere yönelmemiz gerektiğini öğrendik, anladık.
*
RAVLİ