(Mevlana
Hazretleri Şems Hazretlerini anlatıyor)
2450. Ekşi suratlıları anlatma;
Yeter artık, bu kadarı bile yeter..
Şekerler yağdıran tabiat, iki dünyada da nasıl olur da ekşi suratlı (Küskünlük veya hoşnutsuzluk anlatan yüzlü) birini arar, ister?
A güzel yüzlü gece, sen Habeş
ehlinin (Siyah yüzlülerin ustası) en yücesisin, en
ulusu...
Seninle neşeliyiz biz;
Boyuna (Özlü, güzel sözler söyleyişin) hoş olsun vaktin, hoş olsun.
Aşkın, harcımız (Harcanan paramız, masrafımız) bizim;
Özlemin (Görme, kavuşma isteği, hasret) gönlümüzde...
Başımıza el koy;
Çekme elini bizden, çekme elini.
A güzellik, a iyilik gecesi,
sıçradın-kalktın mı, can da sıçrar kalkar...
Yeter artık, bu kadarı bile yeter..
Şekerler yağdıran tabiat, iki dünyada da nasıl olur da ekşi suratlı (Küskünlük veya hoşnutsuzluk anlatan yüzlü) birini arar, ister?
Seninle neşeliyiz biz;
Boyuna (Özlü, güzel sözler söyleyişin) hoş olsun vaktin, hoş olsun.
Özlemin (Görme, kavuşma isteği, hasret) gönlümüzde...
Başımıza el koy;
Çekme elini bizden, çekme elini.
Üç sayısına üç kattın mı altı
olur, altı.
Altı yönüm (Yukarı-aşağı-sağ-sol-ön-arka) de senin yüzünle, senin kutlu
bakışınla yedi göğe de güzellik verir, alım verir;
Alım verir, güzellik verir.
Şarap sun ey can sakıysi (İnsan ruhuna Allah’ı sevdiren, Allah nuru saçan);
Dertsiz, düzensiz şarabı (Tanrı şarabını) sun.,
Ölümüme dek (Kadar) yaşasam bundan başka işim-gücüm yok benim.
Sun sevgilim şarabı, üşenerek,
yorgun-argın sunma ama.,
İçenden bütün usancı, bütün ürküntüyü, arıklığı (Zayıflığı) gideren şarabı sun.
Altın gibi şarabı sun (İkram et), zati (Kendim)
altın kesildim ben;
Dopdolu sağrağı (Büyük kadehi) sun;
Erkeğim ben...
Dilediğin şeyin ta içine daldın;
Artık bilgiyle, amelle (Yapılan işle) ne işin var?
Gönlüm, uyanık olarak,
sarhoşluğuyla övünerek sabahladı...
Yalan söylemişse bugün doğru söylüyor, zulmettiyse bugün adalet göstermede.
A kadeh, bugün ululuğun üstünde,
gel..
Ulu, yüce Tanrı'nın verdiği şarap var;
Padişahlık şarabı var sende.
***
DİVAN-I KEBİR 7 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN
Hazırlayan: Abdulbaki GÖLPINARLI
KÜLTÜR BAKANLIĞI YAYINLARI/1385
***
Neler öğrendik;
1. Yapısı tatlı olan kimsenin, kendisine aşık ekşi suratlı kişiyi aramadığını öğrendik.
2.
Gülen
yüzün gecenin karanlığı gibi olsa bile neşeleneceğimizi, hoş olacağımızı
öğrendik.
3.
Allah
yakını Şems Hazretlerini özlediğimizi, yardım elinin bizimle beraber olmasını
istememiz gerektiğini öğrendik.
4.
Güzellik,
gece yeri teperek kısa sürede havaya yükseldiği zaman canımız da yükseleceğini,
biz 3 yükseldikçe 3 daha fazla yükseklik katılacağını öğrendik.
5.
Şems Hazretlerinin kutlu bakışıyla bütün yönlerde güzellikler
verildiğini, alımlı hale geldiğini öğrendik.
6.
Tanrı
şarabını sunulan kişinin dertten, düzensizlikten kurtulacağını, işinin gücünün
bu olacağını öğrendik.
7.
Tanrı
şarabının güçsüzlüğü ortadan kaldırdığını, usanç ve ürküntüyü yok ettiğini
öğrendik.
8.
Tanrı
şarabı insanı çok değerli yapıya sokacağını, erkek yapacağını, bilginin
esaretinden kurtaracağını öğrendik.
9.
Tanrı
şarabı içmeden önce söylenen sözlerin önemi kalmayacağını, sarhoş olduktan
sonra söylediğinin önemli ve değerli olduğunu öğrendik.
*
İşte böyle yaren;
Şems Hazretlerinin ululuğuyla sunduğu şarabın, Ulu, yüce Tanrı’nın verdiği şarap olduğunu öğrendik, anladık.
*
RAVLİ
Alım verir, güzellik verir.
Dertsiz, düzensiz şarabı (Tanrı şarabını) sun.,
Ölümüme dek (Kadar) yaşasam bundan başka işim-gücüm yok benim.
İçenden bütün usancı, bütün ürküntüyü, arıklığı (Zayıflığı) gideren şarabı sun.
Dopdolu sağrağı (Büyük kadehi) sun;
Erkeğim ben...
Dilediğin şeyin ta içine daldın;
Artık bilgiyle, amelle (Yapılan işle) ne işin var?
Yalan söylemişse bugün doğru söylüyor, zulmettiyse bugün adalet göstermede.
Ulu, yüce Tanrı'nın verdiği şarap var;
Padişahlık şarabı var sende.
***
DİVAN-I KEBİR 7 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN
Hazırlayan: Abdulbaki GÖLPINARLI
KÜLTÜR BAKANLIĞI YAYINLARI/1385
***
Neler öğrendik;
1. Yapısı tatlı olan kimsenin, kendisine aşık ekşi suratlı kişiyi aramadığını öğrendik.
İşte böyle yaren;
Şems Hazretlerinin ululuğuyla sunduğu şarabın, Ulu, yüce Tanrı’nın verdiği şarap olduğunu öğrendik, anladık.
*
RAVLİ