(Mevlana Hazretleri bizi
bize anlatıyor)
2300.
Katre de (Damla da) sensin, deniz de sen;
Lütuf (İyilik, yardım) da sensin, kahır (Yok etme,ezme, perişan etme, mahvetme) da sen.,
Şeker (Yumuşak huylu, yumuşak davranan) de sensin, zehir (Kötü söz veya davranışla kıran, üzen) de sen;
Daha fazla incitme (Kötü söz veya davranışla kırma) beni.
Güneşin
(Farkında olanların yücelere aşk aydınlığında yol
alacakların) odası da sensin, Zühre'nin(Venüs)(Güzel yüzüyle, yumuşaklığıyla ve sevimliliğiyle,
incelik ve zarafetiyle, neşeli ve istekli, güzel huylu kendini gösterenin) evi de sen.,
Ümit
(Olacağı düşünülenlerin, olması beklenilenlerin)
bahçesi de sensin;
A sevgili, yol aç bana.
Gün
(İyi yaşanmış zaman) de sensin, oruç (Çok sevilen ve istenen şeylerden uzak durma) da sen;
El açıştan (İsteyişten) elde edilen de sen.,
Su (Akıp giden) da sensin, testi (Toplu halde bulunan) de sen;
Bu sefer su ver bana.
Tane
(Tohum) de sensin, tuzak da sen;
Şarap da sensin, kadeh de sen.,
Pişmiş de sensin, ham da sen;
Ham (Kaba, kurallarını bilmeyen, incelmemiş) bırakma beni.
Bu
beden az dokusaydı (En ince noktalarına kadar özen
göstererek, emek vererek ortaya çıkarmasaydı) gönül yolum (Kalpte oluşan duyguların kaynağı) da az vurulurdu (Aşık
olurdu, gönül kaptırılırdı, sevdalanırdı).,
Derken yol olurdu da bütün bu sözlerim olmazdı.
Ah,
o sarayın başı, bana izin vermiyor, beni meclisine almıyor;
Can mahremi (Kardeş olarak bildik) yapmıyor, sırlarına mahrem (Yo kardeşi olarak kabul) etmiyor beni.
Alımı,
güzelliği, ışığı, ateş gibi keskin bakışları, şeker gibi soruşları giriftar (Tutulmuş, yakalanmış) etti gitti beni.
Bana,
sevgin nerde dedi, rengin nerde, ışığın nerde?
Onu gördüğüm anda renk nerde kaldı bende, koku nereye gitti benden?
Kerem
(Soyluluk, ululuk, büyüklük, asalet) deresine (Süreç içindeki basamak, aşama, rütbe mertebe hevesine )
daldım:
O seher çağına kulum, köleyim (Sevgiyle bağlanıp sevgi, dostluğu devam ettirenim, karşılıksız hizmet edenim).,
O güzel kokulu gül, umuyorum ki gül bahçesine gelir, götürür beni.
Irmağa
dalan kişiye elbisesi, yük olur.,
Benim şu hırkamla sarığım da ne kadar ziyan veriyor, ne kadar ağır geliyor bana.
***
DİVAN-I KEBİR 7 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN
Hazırlayan: Abdulbaki GÖLPINARLI
KÜLTÜR BAKANLIĞI YAYINLARI/1385
***
Neler öğrendik;
1. Aradığımız, istediğimiz her ne varsa bizde olduğunu, bunun farkına varıp iş yapacak duruma gelmemiz gerektiğini öğrendik.
2.
Kendi çabamızla yeterli ve tatmin edici sonuca
varamayacağımızdan daha önce bu gelişmeleri yaşamış Mevlana Hazretlerinden
yolunu öğrenmemiz, kendimize önder ve kılavuz yapmamız, taşıdığımız değerlerin
ortaya çıkmasını sağlamamız gerektiğini öğrendik.
3.
Allah’an aracısız bilgi sır alan Şems
Hazretlerinden Mevlana Hazretlerinin yararlandığı gibi bizim de Şems
Hazretlerinden yararlanma isteğinde ve gerekeni yapmamız gerektiğini öğrendik.
4.
Biz uğraşımızda tıkandığımız zaman bize yardım
edecek büyüklerimizi tanımamız, onlardan yardım istememiz gerektiğini öğrendik.
*
İşte böyle yaren;
Toplumun üstümüze giydirdiği giysiler (İsim, makam, rütbe, kurallar, adetler, gelenekler, görenekler) rahmet denizinde hareketimizi engelleyip boğulmamıza sebep olacağından üstümüzden atmamız, ağırlığından kurtulmamız gerektiğini öğrendik, anladık.
*
RAVLİ
Lütuf (İyilik, yardım) da sensin, kahır (Yok etme,ezme, perişan etme, mahvetme) da sen.,
Şeker (Yumuşak huylu, yumuşak davranan) de sensin, zehir (Kötü söz veya davranışla kıran, üzen) de sen;
Daha fazla incitme (Kötü söz veya davranışla kırma) beni.
A sevgili, yol aç bana.
El açıştan (İsteyişten) elde edilen de sen.,
Su (Akıp giden) da sensin, testi (Toplu halde bulunan) de sen;
Bu sefer su ver bana.
Şarap da sensin, kadeh de sen.,
Pişmiş de sensin, ham da sen;
Ham (Kaba, kurallarını bilmeyen, incelmemiş) bırakma beni.
Derken yol olurdu da bütün bu sözlerim olmazdı.
Can mahremi (Kardeş olarak bildik) yapmıyor, sırlarına mahrem (Yo kardeşi olarak kabul) etmiyor beni.
Onu gördüğüm anda renk nerde kaldı bende, koku nereye gitti benden?
O seher çağına kulum, köleyim (Sevgiyle bağlanıp sevgi, dostluğu devam ettirenim, karşılıksız hizmet edenim).,
O güzel kokulu gül, umuyorum ki gül bahçesine gelir, götürür beni.
Benim şu hırkamla sarığım da ne kadar ziyan veriyor, ne kadar ağır geliyor bana.
***
DİVAN-I KEBİR 7 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN
Hazırlayan: Abdulbaki GÖLPINARLI
KÜLTÜR BAKANLIĞI YAYINLARI/1385
***
Neler öğrendik;
1. Aradığımız, istediğimiz her ne varsa bizde olduğunu, bunun farkına varıp iş yapacak duruma gelmemiz gerektiğini öğrendik.
İşte böyle yaren;
Toplumun üstümüze giydirdiği giysiler (İsim, makam, rütbe, kurallar, adetler, gelenekler, görenekler) rahmet denizinde hareketimizi engelleyip boğulmamıza sebep olacağından üstümüzden atmamız, ağırlığından kurtulmamız gerektiğini öğrendik, anladık.
*
RAVLİ