(Mevlana Hazretleri kendisine sevenlere ne
yapacağını anlatıyor)
1120. Kendinde olursan (İnsanın kendisini ve çevresini tanıma yeteneği, aklı yerinde olanın) gam-gussa (Üzüntülü düşünce durumunda, endişe, acı, sıkıntı, ızdırap, tasa, kötü bir şey olacakmış düşüncesiyle ortaya çıkan ve sebebi bilinmeyen gerginlik, güvensizlik duygusunun), bulutuyla örtülürsün;
Kendinden geçtin mi Ay doğar (Karanlıkta kalmaktan, bilinmezlikten oluşan korkun aydınlanır) kucağına.
Kendindeyken sevgili, yan çizer,yanma gelmez senin;
Kendinden geçtin mi sevgilinin şarabı sunulur sana.
Kendinde olduğun zaman güz (Sonbahar) mevsimi gibi donarsın;
Buz kesilirsin;
Fakat kendinden geçtin mi karakış (Çok sıkıntılı durum veya zaman) bile bahar (Gençlik dönemi) gelir sana.
Bütün kararsızlığın (Düzensizliğin, istikrarsızlığın), karar aramandan (Bir iş veya sorun hakkında düşünerek kesin yargı vermeden, sorumluluk almaktan şüphen olduğundan) ileri gelmektedir;
Kararsızlığı iste de karar gelsin sana.
Bütün sinmezliğin (Hoşa gitmeyen bir davranışı karşılıksız bırakmak, içine atmak), yeyip (İçine alıp) sindirmeyi (Gereken değişikliklere uğratarak kana karışır duruma getirmeyi) istemenden doğar, sindirme isteğini bıraktın mı zehir bile içsen siner, bal kesilir.
Dilediğini elde edemeyişlerinin hepsi, dilek (İsteğin) peşinde koşmandan ileri gelmede;
Yoksa bütün dilekler (İstekler), saçılar-bağışlar gibi gelir, önüne dökülür - saçılır.
Sevgilinin cefasına (Güçlü bir kimsenin yasaya veya vicdana aykırı olarak başkasını uğrattığı kötü duruma) aşık (Sen sevgiyle bağlı) ol, sevgisine değil (Onun yakın ilgi ve bağlılık göstermesini bekleme);
Böyle ol da o nazlanan güzel ağlayıp inleyen bir aşık kesilsin sana.
Doğunun padişahlar padişahı Şems'eddin, Tebriz'den erişirse vallahi Ay'dan bahsetmekten de utanırsın, yıldızlardan bahsetmekten de.
İş, herkesle başa çıkar, düzelir, fakat sen olmazsan olmazda olmaz; açtığın yara, şu gönlümdedir, başka yeri yok onun.
Aklın gözü, senin sarhoşun.
Feleğin çarkı sana karşı alçacık, zevk-neşe kulağı senin elinde;
Sensiz hiç biri de yürümez.
***
DİVAN-I KEBİR 7 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN
Hazırlayan: Abdulbaki GÖLPINARLI
KÜLTÜR BAKANLIĞI YAYINLARI/1385
***
Neler öğrendik;
1. Ben duygusundan, ben savunmasından kendimizi kurtarmamız sen diye sevgili olarak gördüğümüze kimliğimizi, kişiliğimizi, arzularımızı, isteklerimizi taşımamız gerektiğini öğrendik.
2.
Düşüncemizde,
isteyişimizde kendimize ait olanı değil sevgilimizin düşüncesini, isteyişini
önemseyip yapmamız gerektiğini öğrendik.
3.
Ben
diyenin sonbahar gibi soğuk mevsim olup donuk bir karektere sahip olacağımızı
öğrendik.
4.
Neye
nasıl karar vereceğim diye kararsız kamaktan kurtulup sevgilinin kararlarına
uymamız gerektiğini öğrendik.
5.
Gökyüzünün
yücesinden gelen bilgileri nasıl içselleştireceğim diye endişe etmememiz, o
bilgilerin bir şekilde kanımıza karışacağını öğrendik.
6.
Şunu,
bunu istiyorum diye istek peşinde koşmamak gerektiğini, bizim gönlümüze istek
düştüğü (Görüp
de istemek değil) zaman onun nasip olarak geleceğini bilmemiz
gerektiğini öğrendik.
7.
Sevgilinin
eziyetine aşık olmamız, kendisinin bizi sevmesini beklemememiz gerektiğini
öğrendik.
8.
Şems
Hazretlerini Mevlana Hazretleri kendisine sevgili yaptığı gibi bizim de
hazretin yolunu izlememiz gerektiğini öğrendik.
9.
Şems ve Mevlana Hazretlerinin varlığının farkında
olanın her işle baş edebilir duruma geleceklerini öğrendik.
*
İşte böyle yaren;
Aklın gördüğü Mevlana hazretleri, Şems Hazretleri ile beraber olunca kendinden geçtiğini, zevk ve neşe kulağını kazandığını öğrendik, anladık.
*
RAVLİ
1120. Kendinde olursan (İnsanın kendisini ve çevresini tanıma yeteneği, aklı yerinde olanın) gam-gussa (Üzüntülü düşünce durumunda, endişe, acı, sıkıntı, ızdırap, tasa, kötü bir şey olacakmış düşüncesiyle ortaya çıkan ve sebebi bilinmeyen gerginlik, güvensizlik duygusunun), bulutuyla örtülürsün;
Kendinden geçtin mi Ay doğar (Karanlıkta kalmaktan, bilinmezlikten oluşan korkun aydınlanır) kucağına.
Kendindeyken sevgili, yan çizer,yanma gelmez senin;
Kendinden geçtin mi sevgilinin şarabı sunulur sana.
Kendinde olduğun zaman güz (Sonbahar) mevsimi gibi donarsın;
Buz kesilirsin;
Fakat kendinden geçtin mi karakış (Çok sıkıntılı durum veya zaman) bile bahar (Gençlik dönemi) gelir sana.
Bütün kararsızlığın (Düzensizliğin, istikrarsızlığın), karar aramandan (Bir iş veya sorun hakkında düşünerek kesin yargı vermeden, sorumluluk almaktan şüphen olduğundan) ileri gelmektedir;
Kararsızlığı iste de karar gelsin sana.
Bütün sinmezliğin (Hoşa gitmeyen bir davranışı karşılıksız bırakmak, içine atmak), yeyip (İçine alıp) sindirmeyi (Gereken değişikliklere uğratarak kana karışır duruma getirmeyi) istemenden doğar, sindirme isteğini bıraktın mı zehir bile içsen siner, bal kesilir.
Dilediğini elde edemeyişlerinin hepsi, dilek (İsteğin) peşinde koşmandan ileri gelmede;
Yoksa bütün dilekler (İstekler), saçılar-bağışlar gibi gelir, önüne dökülür - saçılır.
Sevgilinin cefasına (Güçlü bir kimsenin yasaya veya vicdana aykırı olarak başkasını uğrattığı kötü duruma) aşık (Sen sevgiyle bağlı) ol, sevgisine değil (Onun yakın ilgi ve bağlılık göstermesini bekleme);
Böyle ol da o nazlanan güzel ağlayıp inleyen bir aşık kesilsin sana.
Doğunun padişahlar padişahı Şems'eddin, Tebriz'den erişirse vallahi Ay'dan bahsetmekten de utanırsın, yıldızlardan bahsetmekten de.
İş, herkesle başa çıkar, düzelir, fakat sen olmazsan olmazda olmaz; açtığın yara, şu gönlümdedir, başka yeri yok onun.
Aklın gözü, senin sarhoşun.
Feleğin çarkı sana karşı alçacık, zevk-neşe kulağı senin elinde;
Sensiz hiç biri de yürümez.
***
DİVAN-I KEBİR 7 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN
Hazırlayan: Abdulbaki GÖLPINARLI
KÜLTÜR BAKANLIĞI YAYINLARI/1385
***
Neler öğrendik;
1. Ben duygusundan, ben savunmasından kendimizi kurtarmamız sen diye sevgili olarak gördüğümüze kimliğimizi, kişiliğimizi, arzularımızı, isteklerimizi taşımamız gerektiğini öğrendik.
İşte böyle yaren;
Aklın gördüğü Mevlana hazretleri, Şems Hazretleri ile beraber olunca kendinden geçtiğini, zevk ve neşe kulağını kazandığını öğrendik, anladık.
*
RAVLİ