(Mevlana Hazretleri Şems Hazretlerini
anlatıyor)
1060. Onun (Şems Hazretlerinin) o sıcak selamından utandım da utancımdan su kesildim (çok sıkıldım, suyum çıktı);
Onun yumuşak sözlerinden taşlar bile su kesilir (Katı cisim sözün etkisiyle sıvı duruma gelir).
Zehir’i (Üzüntünü, acını, kederini, sıkıntını) ona götür de şekerden de tatlı bir hale getirsin;
Kahrı (Derin üzüntüyü, acıyı, sıkıntıyı), önüne koy da tamamıyla razılık yapsın.
Ab-ı hayatını gör de ecelden hiç korkma;
Onun razılık (Uygun bulan, benimseyen, isteyen, kabul eden) kapısının iki kanadına dayan da kazadan hiç titreme.
A hasır (Saz, ağaç kabuğuyla veya yapraktan yapılan örülmüş taban örtüsü) gibi ayaklar altında kalıp horlanan kişi, ona karşı secdeye (Saygıyla yere) kapan da mescidin yüceliğini versin sana.
Aşk beyini çağırdım da dedim ki:
Sen bunu anlıyor musun?
Çünkü şekle rehin (Borçlanan) olmuşsun sen, senin şeklinse kılavuz (Yol gösteren, rehber).
Gönül, senden kalksa da yolculuğa düşse ciğer ateşe düşer;
Ona gel demeyi bekliyor, ayaküstünde durakalmış.
Gönül, bir güvercin gibi damından uçsa bile adının hayali, havalarda canına kıble (Sıkıntılı bir durumda yardım umarak başvurulan yer) olur.
Dam (Dış etkilerden korunacak olan) da sensin, havada (İstek, heves, meyil, sevme de) sen, ikilik bir hevesten (Nefsin, akıl ve din tarafından yasaklanan kötü arzulara karşı eğilim) başka bir şey değil; Canım Ab-ı hayatı (Ölümsüzlük) sensin, şekillerse saka (Bunlara su taşıyan da sensin).
Uzak gitme, yolculuğu arama;
Ay'ın (Aydınlık yüzlü sevgili), senin önünde;
Nara atmaya kalkışma;
Fısıltıyla bile çağırsan seni duyar o.
Senin duanı (Yalvarmanı, yakarışını) duyar, çağırmana cevap verir, a benim sağırım der, sağırlığı bırak, kulağını tam aç.
***
DİVAN-I KEBİR 7 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN
Hazırlayan: Abdulbaki GÖLPINARLI
KÜLTÜR BAKANLIĞI YAYINLARI/1385
***
Neler öğrendik;
1. Şems Hazretleri sözleriyle kişilerde katılık bırakmadığını, su haline getirdiğini öğrendik.
2.
Şems
Hazretlerine derdini anlatanın çözüm yolunu gösterdiğini, sorunun bizim çok
üzülmememiz gerektiğini, razı olmamız gerektiğini, razı olmanın nasıl olacağını
Hazretten öğrenmemiz gerektiğini öğrendik.
3.
Ölümsüzlüğü
tanıyıp görenin, Allah’ın takdirine razı olup ölüm zamanından korkmayacağını
öğrendik.
4.
Allah
dostundan kendisini aşağı gören, ona çok saygı gösterenin topluluğun yüceliğine
ulaşacağını öğrendik.
5.
Şekle
önemseyenlerin bu güzel sözleri anlayamayacağını öğrendik.
6.
Gönlümüzün
yönünün Allah dostu olması, onu sevgili olarak kabul edip sevgi ve saygıda
bulunmamız gerektiğini öğrendik.
7.
Birlik
fikrinden vazgeçmemek gerektiğini, ikiliğin hevesin yanlışa götürdüğü düşünceler olduğunu
öğrendik.
8.
Allah
dostu ister yaşayan, ister ahrete gitmiş olsun yalvarışımızı duyup cevap
vereceğini, kayıtsız kalmayacağını öğrendik.
*
İşte böyle yaren;
Başına gelene razı olanın; çözüm yoluna gireceğini, razı olmayanın; sorunla uğraşıp kendine yeni sorunlar çıkaracağını, sebep-sonuç sorularına cevap bulamayacağını kendini mahvedeceğini öğrendik, anladık.
*
RAVLİ
1060. Onun (Şems Hazretlerinin) o sıcak selamından utandım da utancımdan su kesildim (çok sıkıldım, suyum çıktı);
Onun yumuşak sözlerinden taşlar bile su kesilir (Katı cisim sözün etkisiyle sıvı duruma gelir).
Zehir’i (Üzüntünü, acını, kederini, sıkıntını) ona götür de şekerden de tatlı bir hale getirsin;
Kahrı (Derin üzüntüyü, acıyı, sıkıntıyı), önüne koy da tamamıyla razılık yapsın.
Ab-ı hayatını gör de ecelden hiç korkma;
Onun razılık (Uygun bulan, benimseyen, isteyen, kabul eden) kapısının iki kanadına dayan da kazadan hiç titreme.
A hasır (Saz, ağaç kabuğuyla veya yapraktan yapılan örülmüş taban örtüsü) gibi ayaklar altında kalıp horlanan kişi, ona karşı secdeye (Saygıyla yere) kapan da mescidin yüceliğini versin sana.
Aşk beyini çağırdım da dedim ki:
Sen bunu anlıyor musun?
Çünkü şekle rehin (Borçlanan) olmuşsun sen, senin şeklinse kılavuz (Yol gösteren, rehber).
Gönül, senden kalksa da yolculuğa düşse ciğer ateşe düşer;
Ona gel demeyi bekliyor, ayaküstünde durakalmış.
Gönül, bir güvercin gibi damından uçsa bile adının hayali, havalarda canına kıble (Sıkıntılı bir durumda yardım umarak başvurulan yer) olur.
Dam (Dış etkilerden korunacak olan) da sensin, havada (İstek, heves, meyil, sevme de) sen, ikilik bir hevesten (Nefsin, akıl ve din tarafından yasaklanan kötü arzulara karşı eğilim) başka bir şey değil; Canım Ab-ı hayatı (Ölümsüzlük) sensin, şekillerse saka (Bunlara su taşıyan da sensin).
Uzak gitme, yolculuğu arama;
Ay'ın (Aydınlık yüzlü sevgili), senin önünde;
Nara atmaya kalkışma;
Fısıltıyla bile çağırsan seni duyar o.
Senin duanı (Yalvarmanı, yakarışını) duyar, çağırmana cevap verir, a benim sağırım der, sağırlığı bırak, kulağını tam aç.
***
DİVAN-I KEBİR 7 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN
Hazırlayan: Abdulbaki GÖLPINARLI
KÜLTÜR BAKANLIĞI YAYINLARI/1385
***
Neler öğrendik;
1. Şems Hazretleri sözleriyle kişilerde katılık bırakmadığını, su haline getirdiğini öğrendik.
İşte böyle yaren;
Başına gelene razı olanın; çözüm yoluna gireceğini, razı olmayanın; sorunla uğraşıp kendine yeni sorunlar çıkaracağını, sebep-sonuç sorularına cevap bulamayacağını kendini mahvedeceğini öğrendik, anladık.
RAVLİ