15 Mart 2021 Pazartesi

DİVAN-I KEBİR 7-8 CİLT 1180 İNCİ BEYİT

(Mevlana Hazretleri Şems Hazretlerini anlatıyor)
1180. Kuru hurma, Tanrı emriyle Meryem'e meyve verdi (Meryem suresi 25.ayet);
Tanrı soluğuyla ölü bile yeniden dirildi, can buldu (Âl-iimran suresi 49-Maide suresi 110).
 
Gazeli sona getirdin mi, babasının oğlu olmayan her körün (Her yönden babasına benzemeyen oğlun) inadına, Şemseddin'i öv, Tebriz'i an.
 
Canım doymadı-gitti, yeter deme, yeter;
Usanmışsın ama oyunda kimseciklerden aşağı kalmıyorsun.
 
Peygamber konuktan bezdi de yüzünü astı ama Tanrı öğütcüsü, "yüzünü astı, ekşitti" suresiyle azarladı (Abese suresi 1-10) onu (Peygamberi).
 
Uymaz (Bir inanca, bir anlayışa, bir duruma veya eğemen bir güce uygun davranışta bulunmazsan), uyuşmazsan (Aradaki düşünce veya çıkar ayrılığını, karşılıklı ödünlerle kaldırarak uyuşmazsan, karşılıklı anlaşmazsan) gönül derdine (Duygusal karışıklık içine) düşersin;
Solukdaşlık (Aynı havayı soluyan yakın arkadaş) hoştur, hoş (Beğenilen, duyguları okşayan, zevk veren), kendine gel, bir soluk bile kaçma.
 
Kendi cinsiyle pişen  (Pek çok ortak özellikleri bulunan kişinin bir arada gelişirlerse), tada-tuza (Zevke, hoşa giden duygulanmaya, hoşlanmaya) sahip olur;
Biz de beraberce pişelim (Birbirimize renk ve tad vererek olgunlaşalım), mercimekten de aşağı değiliz ya.
 
Ben sarhoşluktan kaçmam;
Hele şu şekerler saçan sarhoşlardan hiç uzaklaşmam.
 
Onlardan ayrılmak ölümdür, kim heves eder ölmeye?
Dün, sarhoş arkadaşım elime bir testi verdi;
Bu testiyi kafası kırılasıca (İstekleri ihtiyaç gibi algılatıp zorlayan) nefsin başına vurayım da (Öldüreyim de) kırılsın-gitsin.
 
Midesi arık (Çirkin veya pis bir şey karşısında huzursuz olan, tiksinen), anlayışı (Kavrayışı az, anlayışı kıt, yenilikleri benimseyecek yetenekten yoksun) dar (Zarar veren) nefsi (İstekleri ihtiyaç gibi algılatıp zorlayan) eş-dost etmem kendime;
Çünkü bu sinek yüzünden yemeğim pislenir benim.
 
Önüme-ardıma bakmam, utanç perdesini (Ruh dünyasında oluşan çekinme duygusunu) yırtar-giderim (Yoluma engel olmaktan çıkartırım);
Çünkü şaraba (Tanrı şarabına) şükretme kemendi (Tanrı’ya minnet duygusunun bağladığı sağlam iple), önümden de, ardımdan da beni çeker-durur.
                        ***
DİVAN-I KEBİR 7 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN 
Hazırlayan: Abdulbaki GÖLPINARLI
KÜLTÜR BAKANLIĞI YAYINLARI/1385
                        ***
Neler öğrendik;
1.    Tanrı emriyle kuru bir hurma ağacının taza meyve vereceğini, Tanrı soluğuyla ölünün bile dirileceğini öğrendik.
2.    Şems  Hazretlerini övmemizin önemli olduğunu, doğduğu şehri hatırımızda tutmamız gerektiğini öğrendik.
3.    Mevlana Hazretlerine uymayanın, yaklaşmayanın, aynı soluğu almayı önemsemeyenin, uyum sağlamayanın duygusal dertlerin içinden çıkamayacağını, öğrendik.
4.    Mevlana Hazretleri Allah’ın yarattığı özbenle pişmiş bir büyüğümüz olduğu için, onun özbenliğinden mayalanmamız gerektiğini öğrendik.
5.    İstekleri  çok önemli ihtiyaç gibi algılatıp zorlayan nefse teslim olmuş başı düzeltmek gerektiğini öğrendik.
6.    Mevlana Hazretleri kolay tiksinen, kirli olanı kabul etmeyen kişiyi kendine dost edinmediğini, anlama yeteneği, kavrama gücü olan, anlayışı olan  kişi istediğini öğrendik.
                     *
İşte böyle yaren;
Mevlana Hazretlerinin utanma duygusunu kendine engel olmaktan çıkardığını, doğru olanı yaptığını, Tanrı şarabının sarhoşluğuyla geçmiş yargısı, gelecek endişesi taşımadığını öğrendik, anladık.
                    *
RAVLİ

Popüler Yayınlar